SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE ÇOBAN SÜLÜ VE ABD! | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı  09:35  AVUKATLARA ‘SEÇIM VE SANDıK GÜVENLIĞI EĞITIMI’ VERILDI  09:32  81 BARO: CINSEL ISTISMARA HEP BIRLIKTE DUR DIYELIM 
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE ÇOBAN SÜLÜ VE ABD!

 

1994 yılı başlarında Türkiye Cumhurbaşkanı iken Sayın Süleyman DEMİREL'i en iyi anlatan veciz sözlerinden biri, ABD'nin denetiminde ve desteğinde, bölgede sözüm ona bağımsız bir "KÜRDİSTAN" kurulması amacına uygun olarak, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi adı altında özerk bir BARZANİSTAN'ın da hayata geçirilmesine paralel biçimde BOP çerçevesinde, ülkemize ve bölge devletlerine karşı kara gücü olarak kullanacağı PKK'nın bu plana eklenmesi ve güçlendirilmesi amacıyla 36. Eylemin üstünde konuşlandırılan ÇEKİÇ GÜÇ için "Koynumuzdan yılan çıktı" ifadesi olmuştur.
Burada değerli devlet adamı DEMİREL'in esasen "ÇEKİÇ GÜÇ" sözünden kast ettiği, 1945 yılından bu yana içimize girmiş olan ve ülkemizi sömürgeleştirmek isteyen emperyalist ABD'dir.
Bu tespit, tamamen stratejiktir. Değerli devlet adamı Sayın DEMİREL'in Türkiye'nin baş düşmanının hangi güç olduğunu cesaretle ortaya koyması ve açıklamasıdır.
İşte bizim görmediğimiz esas DEMİREL, budur!
Sayın Süleyman DEMİREL'i iki kez ABD ve işbirlikçileri tarafından hükumetten düşüren bu bakış açısıdır!
İşte ABD'nin tasallut altına almaya çalıştığı Türkiye siyasetine ve hatta bütün ekonomik, kültürel ve sosyal hayatına, 1964 sonrası ve ölünceye dek, ülkemiz çıkarına yön vermeye çalışan, eli kolu bağlı olmasına rağmen yol döşeyen Sayın Süleyman DEMİREL'i kaybedeli üç yılı tamamladı.
Öncelikle DEMİREL'e Allah'tan rahmet dilerim.
Sayın DEMİREL, 27 Mayıs Devrimi sonrasında ülkemizde bir döneme damgasını vurmuş ve adını vermiştir.
ABD'nin soğuk savaş döneminde, süper bir güç olarak ülkemize karşı her türlü açık gizli tehditlerine, Türkiye üzerindeki emperyalist etkisini artırarak sürdürmek için baş vurduğu vahşi Gladyo eylemlerine ve açıkça 12 Mart ve 12 Eylül darbelerine rağmen, Demirel, elinden geldiği kadar ülkenin giderek daha fazla bağımlı olmasını engellemeye çalışmıştır.
Öncelikle İTHAL İKAMECİ (korumacı) (Yabancı mal ithal etmek yerine) bir politika izleyerek mümkün olduğu kadar yerli üretimi teşvik etmeye, ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi elde etmek için barajlar inşa etmeye, 1960'lı, 1970li yıllarda gördüğümüz gibi Mersin de dahil olmak üzere ülkenin pek çok kentinde fabrikalar kurmaya çalışmış, bu konuda büyük başarılar da sağlamıştır.
Ancak Demirel'in bu çabaları, ülke içinden de maalesef destek gören ABD tarafından asla hoş karşılanmamış ve bu ekonomik faaliyetler karşısında 12 MART ve 12 EYLÜL'de uzun yıllardan bu yana TSK içine sızmış, yuvalanmış cuntalar tarafından DEMİREL'e ve ülkenin bağımsızlığında önemli bir rol oynayan sanayileşme sürecine karşı yıkıcı sonuçlar yaratmak ve bağımlılığımızı pekiştirmek için sinsi oyunlarla ülkeye ve millete zarar veren bu darbeler tezgahlanmıştır.
ABD, Türk Milleti'nin mücadelesi sonucu yıpranan 12 MART cuntası, iki yıl sonra Ecevit-Erbakan ve Demirel hükümetlerinin dış baskılara gerek Kıbrıs ve haşhaş meselelerinde ve gerekse yatırımlar yaparak direnmesi ile karşılaşmıştır.
Ancak ABD, yeni oyunlar sahneye sürerek, ülke içinde kardeş kavgası kışkırtarak iç pazarın daraltılması, yatırımların azaltılması, küresel sermayenin sıcak para politikasına teslim olmamız için kaos ve kargaşa ortamı hazırlamıştır.
Ecevit ve Demirel, süreci tam olarak kavrayamadıkları ya da karşı koyacak güçleri olmadığından, milleti yaratılan anarşi ortamına karşı birleştiremediklerinden Demirel, 24 Ocak 1980 tarihinde ülkenin o güne kadar gördüğü en büyük kırılma anlamına gelen 24 Ocak kararlarını imzalamak zorunda kalmıştır.
Ne var ki DEMİREL'in yapısı, bu ülkenin yıkımı anlamına gelen kararları uygulamaya uyumlu olmadığından, anarşinin de doruğa çıkmasını fırsat bilen ABD'nin denetimindeki "bizim oğlanlar" diye adlandırılan yerli güçler (!), bu kararların kolayca uygulanabilmesi için zorunlu kalınan 12 EYLÜL darbesini yapmışlardır.
Darbe sonrasında başına Özal'ın getirildiği Yeni Ekonomik Düzen, Türkiye'yi liberalizasyon türküleri ile uyutarak, Türk parasını gözden çıkararak Doları, sözüm ona ucuz (!) diye ülkemizde yetişsin yetişmesin, üretilsin üretilmesin her şeyi ithal etme, ekonomiyi üretimden koparmaya, genç Cumhuriyet dönemindeki kazanımlarımızı başta Boğaz Köprüsü olmak üzere "özelleştirme" adı altında sağa sola peşkeş çekmeye doğru hızla yol almaya başlamıştır.
Hedefleri, sevgili ülkemizi, dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olmaktan çıkartarak ithal samana mecbur bırakmaktı.
Üreterek yatırım yapmak, dışarıdan sıcak para getirerek yerini, hazırı tüketmeye, cumhuriyetin bütün kazanımlarını harcamaya bırakmıştır.
Bugün geldiğimiz nokta, Demirel'e karşı darbe tezgahlayan ABD ve yerli işbirlikçilerinin eseridir .
Geldiğimiz nokta, ne Atatürk'ün ve ne de Ecevit ve Demirel'in rüyası değildir.
1945 yılında başlayan bu ülkenin kuruluş felsefesine ve kurucusuna yabancılaşma anlamına gelen liberal süreç, Ecevit'in ve esas olarak da hükümet etme süresi nedeni ile Demirel'in inkitaya uğratılmış ise de, ABD'nin planladığı 12 MART ve 12 EYLÜL darbeleri ile yeniden ülkemizi üretimden, millî planlı ekonomiden uzaklaştırarak, Cumhuriyet sonrası elde ettiğimiz bütün kazanımları özelleştirme adına yok ederek İMF’nin ve DÜNYA BANKASI’nın, uluslararası finans kapitalin kıskacına sımsıkı takılmamız için bizi teslim almaya hizmet etmiştir.
Sayın DEMİREL, bu sürece soğuk savaş koşullarında, kendi anlayışı çerçevesinde bir yere kadar direnebilmistir. Bugün göreceli olarak ABD'nin ambargolarına, tehditlerine direniyorsak, bunda Demirel'in payı da yüksektir.
Bugün de AKP'nin bu kangren olmuş ekonomik yapının ağırlığı altında boğulmaktan kurtulmak ve sorunların içinden çıkmak ve üretime dönmek istemesine rağmen geçmişten bugüne taşınan sıcak para politikasının gücü (!) karşısında zorunlu olarak izlediği bu sisteme, ülkeyi ayakta tutan bütün önemli maddi ve manevi değerlerimizi 1945 yılından bu yana, küresel güçlere altın tepsi içinde, bir kurban olarak terk ve teslim ettiğimizi daha iyi kavradığımız bu günlerde, ülkemizin ve devletimizin tam teslim, mahkum ve mecbur duruma düşmemesi sürecini uzatan ve çöküşü mümkün olduğu kadar öteleyen, görece milli bir ekonomik ve siyasi çizgi izleyen Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’e (Çoban Sülü) Allah’tan rahmet diler, tüm Türk Milleti’ne, sevdiklerine ve dostlarına baş sağlığı ve sabır temenni ederim.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA