Anadil, bağımsızlık ve dil kirlenmesi | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı  09:35  AVUKATLARA ‘SEÇIM VE SANDıK GÜVENLIĞI EĞITIMI’ VERILDI  09:32  81 BARO: CINSEL ISTISMARA HEP BIRLIKTE DUR DIYELIM  09:27  FITCH BÜYÜKŞEHIR’IN KREDI NOTUNU B+’YA YÜKSELTTI  22:02  BAŞKAN SEÇER, TARSUS HALKı ILE IFTAR YAPTı  21:52  SEÇER: “BİZ HERKESİ KUCAKLIYORUZ, HERKESİ AİLEMİZDEN BİLİYORUZ”  21:39  MITOLOJIDEN GÜNÜMÜZE SAVAŞıN ANTROPOLOJISI  21:22  LEVE (YAŞA)! LEVE PALESTINA’NıN ÖYKÜSÜ  21:10  MERSIN SINEMA OFISI KENTI BEYAZ PERDEYE TAŞıYACAK  21:10  YEŞIL BÜYÜME VE MAVI EKONOMI ÇALıŞTAYı DÜZENLENDI   20:38  MTSO KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞMA GRUBU İSTANBUL’DAKI ÖRNEKLERI INCELEDI  20:28  ÖZYIĞIT “AVRUPA KADıN BASKETBOLUNUN KALBI YENIŞEHIR’DE ATACAK”  20:23  MESLEK LISELERINE SÜRDÜRÜLEBILIR GELIR KAYNAĞı SAĞLANMALı   11:37  BAŞKAN SEÇER, TARSUS HALKIYLA BULUŞTU  11:28  HALKKENT ÇOCUK GELİŞİM MERKEZİ’NDE SEVGİ DOLU ETKİNLİK 
Anadil, bağımsızlık ve dil kirlenmesi

 

NAİL TOPAL / E. TÜRKÇE ÖĞRETMENİ

Dil bir ulusun en önemli birliktelik kaynaklarından biridir. Anadillerini yitiren uluslar, bağımsızlıklarını da yitirirler. 26 Eylül 1932 Atatürk’ün Dil Devrimini başlattığı ve Türk Dil Kurumunu kurduğu tarihtir. Tüm halkımıza kutlu olsun!

Atatürk, dilin bu özelliğini, şu özdeyişlerinde çarpıcı bir biçimde vurgular: “Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir.” “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” “Türk Milleti’nin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde, ahlâkını, ananelerini hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor.”

TÜRK DİL KURUMU
Atatürk, dilimizi yabancı dillerin saldırısından korumak için 1932 yılında Türk Dil Kurumunu kurmuştur. Bu kurum, 1983 yılında, sözde Atatürkçü kimi çevreler tarafından kapatılıncaya dek görevini başarıyla sürdürmüştür. Dilimizi, bir bilim ve kültür dili durumuna getirmeye çalışmış, dilimiz yüzde doksan oranında arılaştırılmıştır.

1980 başlarında, Fransız Dil Akademisinin Türk Dil Kurumuna başvurarak Fransız dilinin arılaştırılması için bizden destek istemesi, Türkiye’ye bir kurul göndererek incelemeler yapması, yapılan bilimsel katkılardan sonra, ülkelerinde bu doğrultuda çalışmalar yapmaları, bu kurumumuzun başarısını ve evrenselliğini kanıtlar.

Türk Dil Kurumunun kapatılmasıyla dilimiz sahipsiz kalmış ve bir karmaşaya sürüklenmiştir. Otuz yılı aşkın bir süredir, herkesin ortaklaşa kullandığı bir yazım kılavuzumuzun olmayışı, bu boş vermişliği ve sahipsizliği kanıtlar.

1980’li yıllardan sonra, küreselleşme adına, özellikle Amerikan İngilizcesinin saldırısı başlamıştır. Yerden mantar biter gibi ortaya çıkan radyo ve televizyonlarda, çeşitli gazete ve dergilerde, dilimizin kurallarını yeterince bilmeyen, bu alanda eğitim almayan “sunucu ve yazarlar” dilimize en büyük ihaneti yapmışlardır. Şimdi de Osmanlıca adı altında, ölü bir dil hortlatılmaya çalışılmaktadır. Farsça, Arapça ve Türkçeden oluşan bu çorba dilin sadece yüklemleri Türkçedir. Bir de bunun kurallarını bilmezseniz, sözcükleri yanlış okursanız her şey gülünç olur.

 
YABANCI DİLLE EĞİTİM
Politikacılara gelince, yurdumuzun kurtarıcısı ve devletimizin kurucusu Atatürk’ün kalıtına yapılan saldırıyı, görmezden gelmişler, yabancı dille öğretim adı altında, yabancı dille eğitimi, üniversitelerden anaokullarına dek özendirmişlerdir. Dünyada sömürge ülkeler dışında hiçbir ulus, kendi anadilinden başka bir dili eğitim dili olarak kullanmaz. Böylece, politikacılarımız, anadilinden nefret eden, bilimsellikten uzak ve kültür emperyalizmine hizmet eden kuşaklar yetiştirmeye çalışmışlardır.

Bir ulusu, içinden çökertmenin, teslim almanın en kolay yolu, anadilini ele geçirmektir. Düşmanlarımızın yapmak istediklerine, en büyük desteği kendimizin verdiğinin ne kadar bilincindeyiz acaba?

Turistik yöreler, bu konuda en büyük dil kirlenmesiyle karşı karşıyadır. Turistik yörelerimiz, yalnızca yabancıların yaşadığı, salt onlara hizmet veren bir yermişçesine, her tarafı, yabancı dillerle yazılmış, alışveriş merkezlerinin adıyla dolu. Turist neredeyse kendi ülkelerine benzemeye çalışan “ne deve ne de kuş” bir yerde olduğunu düşünecek. Oysa Fransızlar, bizden yararlanarak şöyle bir çözüm geliştirmişler: Belli bir ülkeden yoğun olarak turist akışı olan yerlerde, işyerinin küçük bir bölümüne, o dille işyeri belirtilmiş. Kendi dilleriyle de işyeri vurgulanmış. Gelen turist kör değilse orada ne satıldığını mutlaka görür. Bizim de bu kurala benzeyen uygulamalar yapmamız gerekiyor.

Yabancı gibi düşünmek, onlar gibi yaşamaya çalışmak özentiden başka bir şey değildir. Böyle davranmak, bizi öz değerlerimizden koparır, ulusal bağı gevşetir, giderek bağımsızlığımızı yitiririz. Turistlere yardımcı olmaya, ülkemizi en iyi biçimde tanıtmaya, ülkemizin konukseverliğini göstermeye, turizmden para kazanmaya evet. Kendimizi yadsımaya, anadilimizi unutarak, kültür emperyalizmine teslim olmaya hayır, diyoruz.

Hem merkezi yöneticilerimiz, hem yerel yöneticilerimiz, hem esnafımız, hem de halkımız dil bilincine sahip olmalıdır. Dilimizi en iyi biçimde kullanalım, yanlış kullananları uyaralım. Belediyelerimizden de, işyeri açma izni verirken, işyeri adlarının Türkçe olması konusunda özendirici davranmasını isteyelim. Demokratik kitle örgütlerinin de bu konuyla ilgili katkıda bulunmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Unutmayalım ki dil her şeyin temelidir. Bu konuda en çarpıcı yargıyı, her şeyimizi borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün şu özdeyişinde buluyoruz: “Türk demek dil demektir. Ne mutlu Türk’üm diyene!” Ulusumuzun Dil Bayramı kutlu olsun.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA