1938’de Halkevi konferansı: Akdeniz’de hakimiyet | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı  09:35  AVUKATLARA ‘SEÇIM VE SANDıK GÜVENLIĞI EĞITIMI’ VERILDI  09:32  81 BARO: CINSEL ISTISMARA HEP BIRLIKTE DUR DIYELIM 
1938’de Halkevi konferansı: Akdeniz’de hakimiyet

 

‘Mevzuumuz Bizim Akdeniz’dir. Bizim Akdeniz ve onun tesiri altında bulunan mıntıka yalnız coğrafi bakımdan değil aynı zamanda tarih ve bilhassa kültür bakımından da bir birlik teşkil eder’

MUSTAFA MERSİNOĞLU

Atatürk döneminin en önem verdiği konu halkın eğitimiydi. Kurtuluş savaşı verip cumhuriyeti kuranlar bunu, bağımsız bir ülke olabilmek için şart olarak görüyordu. Okulların dışında Halkevleri bu amaçla kurulmuştu. Buralarda yapılan en önemli faaliyetlerden biri de çeşitli konularda verilen konferanslardı. Bu konferanslar, 1938’de, biri 27 biri 17 olmak üzere iki seri halinde küçük broşürler şeklinde Cumhuriyet Halk Partisi yayınları olarak basıldı. Bu yayınların hepsinin ilk sayfasında Şükrü Kaya’nın şu görüşü var:

 “Halk kütlesi arasında münevverler ne kadar çok olursa olsun eğer bilgisini okumak veya dinlemek yolu ile günün bilgisi seviyesinde tutmazsa hem münevverliğini kaybeder; hem de bilgisini ve görgüsü mektep sıralarında öğrendiklerine münhasır kalacağından yarı cahil olur ve irfan hayatında tam cahilden daha muzır bir hale gelir.”

“Bir milletin en esaslı sermayesini ve kudretini teşkil eden halk kütlesinin fikirlerini günün malumat ile tenvir etmek, bilgilerini ve görgülerini artırmak, milli vicdan ve şuurlarını fikri malumatla kuvvetlendirmek, hülasa halkı bilen, anlayan, isteyeceğini bilen ve istemesini bilen ve söyleyen faal dimağlı kültürel bir eleman yapmak, onun insanlığının yüksek duygularını derinleştirerek ilerletmek bizim için yalnız insani, ahlaki mücerret bir vazife değildir. Bu memleketin müdafasında ve milletin ilerlemesinde zaruri olan bir varlık temelidir.”

Şükrü Kaya bu yazdıkları ile bu konferansların gerekliliğinin sebebini kısa ve öz olarak belirtmiş. Ayrıca bir önsöz yerine ikinci sayfada da şöyle bir açıklama var, hepsini almıyoruz:

“Halkın kültür ve bilgi seviyesini yükseltmek, Kemalizm inan ve devrimini halkın içine sindirmek için ödevlerinin başında gelen Halkevlerinde, gündelik hayatımızda daima müessir olan müsbet bilgileri öğretmek ve yaymak için verilen konferansların yeni bir serisi olarak İstanbul Üniversitesi ile Ankara fakülte ve yüksek okullarındaki doçent arkadaşlarımızdan kendi ihtisasları dahilinde birer mevzu seçerek tayin edecek zamanlarda konferanslar vermelerini C.H.P. kendilerinden rica etmişti. Hemen bütün doçentler bu daveti memuniyetle karşıladılar. Muvaffakiyetle yürümekte olan bu düşüncenin meyvalarından biri de işte bu konferanstır.”

“Bu konuşmalardan yalnız o günkü dinleyebilenleri değil, bütün Türk halkını ve gençliğini faydalandırmak için bunları birer broşür halinde basmayı muvafık bulduk.”

İyi ki bastırmışlar, bugün bizler de faydalanacağız. 

Ankara Halkevinde 17 Mayıs 1938’de Tarih-Dil ve Coğrafya Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Bekir Sıtkı Baykal* tarafından verilen XIX. Asra Kadar Akdeniz’de Hakimiyet Davası, 32 Sayfa Seri: 1 Kitap: 19 Fiyatı 10 kuruş olan bu broşüre kısaca bakacağız. Konuya konuşmacımız şöyle başlamış: 

“Akdeniz meselesinin, Akdeniz’e hakim olmak davasının bu kadar gürültülü bir zamanında aynı davanın tarihi safhalarını takip etmek, muayyen bir devreye kadar olsun, bu meselenin girdiği şekillere mümkün mertebe kısaca göz gezdirmek herhalde alakayı kendine çekeceği ümidinde olduğum için bu mevzu üzerinde burada konuşmayı muvafık görmüştüm.

“Akdeniz hakimiyet davası biz Türkler için iki bakımdan ehemmiyetlidir: Evvelahal en sahillerimizin büyük kısmını Akdeniz teşkil etmektedir. İkincisi de mazide Akdeniz’in daha büyük kısmı elimizde olduğu gibi Akdeniz’e hakim olmak iddasında bulunmuş ve bu uğurda yapılan mücadelelere iştirak etmiştik.”

‘MEVZUMUZ BİZİM AKDENİZ’
Okuduğunuz gibi ne kadar taze kalmış bir konferans ve konu. 

“Mevzuumuz Bizim Akdeniz’dir. Bu kadar muhtelif milletlerin arasında bir köprü vazifesi görüp ona sahip olmanın bu kadar büyük menfaatler temin ettiği Bizim Akdeniz ve onun tesiri altında bulunan mıntıka yalnız coğrafi bakımdan değil aynı zamanda tarih ve bilhassa kültür bakımından da bir birlik teşkil eder. Bugünkü hakim medeniyet mesela halihazırda yalnız Avrupa’da oturan bir veya muayyen birkaç milletin malı değil, bütün Akdeniz etrafındaki milletlerin müşterek mahsülüdür.”

“Bu mıntıka için malumumuz olan dört bin senelik tarihi zamanlarda Akdeniz aşağı yukarı her zaman bir birleşme, siyasi ve kültürel bir kül teşkil etme savaşının hakim olduğunu tespit etmekte güçlük çekmiyoruz. Akdeniz vasıtasiyle bir kıtanın diğer kıtalara çok yakınlaşması, bunların adalar ve yarımadalar vasıtasiyle birbiri içine girmiş olmaları, iklimin, bitkinin, toprağın aynı olması, Akdeniz’in bir köşesinde bir varlık tesis etmeye muvaffak olan milletlerin bütün bu mıntıkaya yayılmak, bütün bu mıntıkayı ellerine geçirmek için fıtrı bir meyil, bir ihtiyaç duymalarına amil olmuştur. Diğer taraftan sahillerin pek zengin şekilde tecelli etmesi bütün birleştirici ve vasıta olmak vasfına rağmen ayrı ayrı devletlerin teşekkül edebilmesi için siyasi ayrılığı kolaylaştırmış ve adeta temin etmiştir. Bizim-Akdeniz için bu birbiri içine girme, birbirinden uzaklaşma, birleştirici ve ayırıcı vasıflar karakteristiktir. Bu şartlar altında muhtelif milletlerin birbirleriyle mücadale ve barışlarında galebe çalan kültür sahiplerinin başka başka oluşlarında eski dünyanın bu kısmının tarihinin hakiki mahiyetini, binlerce seneden beri karşımıza çıkarmakta olan terakki amillerini aramak icap eder.”

‘DÜNYA SİYASETİNİN BEL KEMİĞİ’
Konferans bu insancıl ancak gerçekçi bir girişten sonra Akdeniz’in dört bin yıllık tarihini Fenikelilerden, Yunan kolonistlerine, İngilizlerin Akdeniz’e gelmelerine kadar çok öz ve az sözle ancak hiçbir önemli tarihi olguyu atlamadan özetlemiş. Türklerin de bu tarihteki yerini derinlemesine irdelemiş. Konuyu şöyle bitirmiş:

“Şimdiye kadar takip ettiğimiz devirlerde görüyoruz ki Akdeniz hakimiyet davası bütün Avrupa ve garp tarihinin mihverini, dünya siyasetinin, denilebilir ki bel kemiğini teşkil etmektedir. 18’inci asır bize Akdeniz hakimiyet münasebetinde büyük bir tebeddül (değişme) arz etmemektedir. Ancak Bonapard zamanında Fransızlar tekmil Akdeniz’i hakimiyetleri altına almak istemişlerdi ki bu mesele ve bununla alakadar olan Malta’nın zaptı ve İngiliz hakimiyetinin teesüsü bu konferansın mevzu haricindedir.”

Mustafa Kemal Atatürk’ün "Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi" dediği birçok yerde yazılır söylenir.** Hiç şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti en büyük eseridir. CHP’ye verdiği önem de örgütsüz mücadele olamayacağının ifadesidir. Partiler ve yöneticileri ülkelerinin sorunlarını bilimsel şekilde değerlendirmesi ve halk ile paylaşması gerekir. Yoksa Şükrü Kaya’nın dediği gibi ‘cahilden daha muzır hale gelirler. Günümüzdeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin Akdeniz ve Mavi Vatan gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamsal bir kavramına yine Atatürk zamanındaki gibi çok dikkatli ve ciddiyetle yaklaşması gerekir. Bir CHP üyesinin Mavi Vatanımıza komik demesi Atatürk’ün eserlerine büyük zarar verir. 

* PROF. DR. BEKİR SITKI BAYKAL 1908-1987 Doç. Dr. MAHMUT H. ŞAK ÎROĞLU Ankara https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/693788

** CHP Kadın Kolları Sitesi. Ancak aramalarıma rağmen tam nerede dediğine ya da yazdığının ana kaynağına ulaşamadım.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA