23 Nisan 1920 tarihinde Türk Milleti, ana rahmine düştü. 29 Ekim 1923’te nur topu gibi dünyaya geldi. Çağımızda bir millet, ancak anti-tezi olan emperyalizm ile mücadele içinde doğar, büyür ve gelişir. Emperyalizm ile uzlaşan, ona teslim olan millet, milli devlet yok olur. Millet, ayaklar altında kalır, milli devlet dağılır. Günümüzde özellikle bölgemizde millet düşmanı bir güçle karşı karşıyayız. ABD ve İsrail ile. Bölgemizde bu güçlerle mücadele etmeden dimdik, bölünüp parçalanmadan ayakta kalmak asla mümkün değildir. Irak, Suriye ve ülkemiz bir ateşten çemberin tam da göbeğindeyiz.

Irak, Suriye ve Türkiye ABD ve kara gücü PKK başta olmak üzere diğer terör örgütlerine darbe indirmeden, onları ezip hendeklere gömmeden ayağa kalkamaz, milli birliğini sağlayamaz, millet olamaz. Suriye halkı, millet olmak, milli devletini yeniden kurmak için ABD ve üzerine salınan yüzlerce terör örgütüne karşı dişe diş bir mücadele veriyor. Kazanacak, inanıyoruz. Görüyorsunuz! Aylardır ABD’nin maşası PKK işgal etmeye yeltendiği kentlerde hendeklere gömülüyor. PKK ve dolayısı ile ABD ezildikçe biz millet olarak, Türk Kürt ayağa kalkıyor ve yeniden kenetleniyoruz. Bu gün, her yer bu nedenle coşku kaynıyor, umut fışkırıyor topraktan. Dallardaki kuş yuvasına kadar bütün yurdumuz cıvıl cıvıl milletleşme bayramını kutluyor.

Bu 1920’lerde başlayan milletleşme süreci, devam ediyor. İşte bu gün 23 Nisan, Millet olma, kardeş olma bayramıdır. Bir ışıktır 23 Nisan, bir meşaledir. Millet olmanın, kardeş olmanın yolunu, yöntemini gösteriyor bize! Farklılıkları ortadan kaldırmanın, bir olmanın yolunu en iyi çocuklar bilir. Çocuklar, ne renk, ne ırk onları bir araya gelmekten alıkoyamaz. Beyinleri ön yargısız, kalpleri geniş, iyilik ve güzellik doludur. Atatürk bu nedenle onlara armağan etmiştir milletleşme bayramını. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” ya, bütün Türkiye halkı kucaklaşsın Türk Milleti olsun diye! Kutlu olsun!

İzzet ULUDAĞ | 23 Nisan 2016