İsmet İnönü’yü Saygı ve Rahmetle Anmak!..


Tarih : 27 Aralık 2016 Salı 12:10

Erdal Akalın’ın kaleminden

İsmet İnönü (24 Eylül 1884 İzmir – 25 Aralık 1973 Ankara), ister askeri başarıları veya isterse Lozan da gösterdiği diplomatik mahareti ile birçok alanda ülkemizin tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir devlet büyüğüdür.  

Ülkemizin ‘makûs talihini yenen komutan’ olmanın ötesinde devletin hemen her makamını kişiliği ile doldurmuş bir ‘İkinci Adam’dır’.

AK-ŞAKA için ayrıca bir başka özelliği ise merhum babasının İsmet İnönü’ye olan hayranlığı nedeni ile O’nun oğlunun adı olan ‘Erdal’ ile onurlandırılmış olmasıdır.  

Keza 1968 yılında mezuniyet töreninde tüm meslektaşları ile birlikte doktorluk diplomasını bizzat O’nun elinden almış olması ayrı bir önemli anı olarak belleğine kazınmıştır.

AKP sözcülerinin ‘iki ayyaştan birisi’ olarak tanımlanması sonrası bu tarifi yapanların ülkemizin siyasi tarihine bir kara leke olarak geçmesi bile, O’nun yüce kişiliğini zerre kadar gölgeleyememiştir.

Ölüm yıl dönümü nedeni le kendisini bir kez daha rahmet ve saygı ile anarken, internet aracılığı ile bilgisayarıma yansıyan bir anısını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu anı, Sayın İsmet İnönü ile ünlü ozanımız Behçet Kemal Çağlar arasındaki kısa mektupları içeriyor.

*** 

13 Mayıs 1959
İsmet İnönü’nün Behçet Kemal Çağlar’a mektubu;

İsmet İnönü, muhalefet liderliği döneminde 1 Mayıs 1959 günü Uşak’ta atılan bir taşla başından yaralanmış, bu çirkin olay üzerine şair Behçet Kemal Çağlar, taş atanı ağır şekilde kınayan “Kafana Çal Taşını!” adlı bir şiir yazmıştı. Dönemin iktidarı ise bu şiir nedeniyle Behçet Kemal Çağlar’ın İstanbul Radyosu’ndaki görevine son vermişti. 

İsmet İnönü, bu olay üzerine Behçet Kemal Çağlar’a, 13 Mayıs’ta şu mektubu gönderdi:

“Sevgili Behçet Kemal Çağlar,
Benim yüzümden sizi radyodaki hizmet imkânınızdan mahrum etmişler. Çok üzüldüm.  En ayıp tecavüzlerin açıkça himaye edildiğine sadece bu olay başlı başına bir delildir.  Siz hususi geçiminizle de sarsılmış oluyorsunuz. Size bütün ömrümde hiçbir faydam olmadı. Sebep olduğum üzüntülerden dolayı bir daha mahcup oluyorum.
Gözlerinizden sevgilerle öperim aziz kardeşim.”

Behçet Kemal Çağlar ise İnönü’ye şu cevabı verdi:

“Paşam,
Hayatımın en manalı mektuplarından birini sizden aldım. Atatürk’le birlikte kurtardığınız yurdun vatandaşı, tek başınıza İkinci Cihan Harbi’nden burnu kanamadan çıkardığınız neslin mensubu değil miyim; daha bana ne iyilik yapabilirdiniz? Yalnız, beni daha çok sevip tanıdığınızı sanırdım. Siz bir davaya başınızı korken ben maaşı koymuşum, çok mu? Vatanperverlik sizin inhisarınızda mıdır (tekelinizde midir) a paşam?
Ellerinizden öperim.”

*** 
Behçet Kemal Çağlar’ın işine son verilmesine neden olan şiir;
“KAFANA ÇAL TAŞINI
Türksen, insansan eğer saygıyla-sevgiyle bak.
Unut bütün gündelik kaygıyı, hırsı filan;
Önüne istilâcı bir orduyu katarak
Kurtardığı yerlerden geçiyor bir kahraman.
Dünkü karargâhıdır bugün geçtiği Uşak,
Bütün şehir ayağa kalkıp selâmlamalı;
Ayağına düşmeli saygılar halı halı:
Başına taş atan kim? Hangi utanmaz uşak?
Ey hırsının uşağı! Eğer varsa utanman
Kırılası eline al budala başını!
O iki damla kandan doğuyor bir yeni tan
Kamaşan gözlerinle kafana çal taşını.”
*** 
Yazımı her iki merhum ünlümüze rahmet ve saygı duygularımla sonlandırıyorum.
                                                                                          Erdal Akalın (26.12.2016)


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA