Ahmet Akın yazdı; İSLAM’DA FAİZ YASAĞI


Tarih : 24 Şubat 2017 Cuma 23:52

Timur Kuran’ın “Yollar Ayrılırken” Ortadoğu’nun Geri Kalma Sürecinde İslam Hukukunun Rolü kitabının en ilginç bölümlerinden birisi de “İslam’da Faiz Yasağı” bölümü.

Timur Kuran’ın “Yollar Ayrılırken” Ortadoğu’nun Geri Kalma Sürecinde İslam Hukukunun Rolü kitabının en ilginç bölümlerinden birisi de “İslam’da Faiz Yasağı” bölümü. Katı yorumlarıyla klasik İslam hukuku, çapına ya da amacına bağlı olmaksızın, her türlü kredinin faizsiz olmasını öngörür. Başta gelen gerekçe, bu yasağın Kur;an’ da yer aldığıdır.

Kur’an’ın açıkça yasakladığı uygulama, borçlunun zamanında geri ödememesi durumunda borcun ikiye katlanmasını gerektiren kadim Arap uygulaması olan ribadır. Riba genellikle borçluya ait varlıklara el konulmasına, hatta borçlunun köleleşmesine yol açardı. Bu yüzden toplumda gerilimi körükleyen bir uygulamaydı.

Bilindiği kadarıyla, Müslüman yönetimindeki hiçbir devlette gerçekten faizsiz bir ekonomi görülmemiştir. Risk toleransının kişilere göre büyük değişkenlik göstermesi nedeniyle, bu durum şaşırtıcı değildir. Bütün Müslüman toplumlarda risklerini başkalarına aktarma ayrıcalığının karşılığını ödemeye hazır kredi talipleri ve bir bedel karşılığında riskleri üstlenmeye istekli kredi tedarikçileri olurdu.

İslam tarihi, bölümlendirme ve safsata olarak tanımlanan faiz yasağını delmenin çarpıcı örneklerini sunar. (Safsata: Bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsama) Faiz yasağını delmenin safsata içeren yöntemi, varsayılan yasağın lafzını ihlal etmeksizin faiz işlemeye olanak veren hukuksal hilelere dayanırdı. Bu tür hilelerden biri, peşin ödemede indirim yapmak yoluyla faiz uygulamasını gizlemekti. Başka biri de borç vermede ve geri ödemede ayrı para birimlerinin kullanılması, böylece işleyen faizin kambiyo kurlarına yedirilmesiydi. Daha az şeffaf bir hile ise çifte satıştı. Yine yaygın olan bir başka hile, kullanılabilir rehinli borçtur. Safsataya başvurmanın bütün bu biçimleri ulema tarafından onaylandı; ancak her birinin yasallık derecesi İslam mezheplerine göre değişebilmekteydi. 

16. ve 17. yüzyıllarda faize dayalı işlemler öylesine yaygındı ki, mahkemeler sıklıkla bir sözleşmenin borçla mı, yoksa ortaklıkla mı ilgili olduğuna ilişkin uyuşmazlıkları karara bağlardı. Faiz yasağını aşmaya dönük hileler ,bireysel risk tercihlerindeki değişkenliklere göre risklerin yeniden dağıtılmasına olanak verdi. Ancak, modernlik öncesi İslam dünyasında, faiz bugünün seküler ekonomik sistemlerindeki gibi serbest alınıp verilemedi.  

İkinci binyılın başlarında Avrupa’nın Hıristiyanlarca yönetilen kesimlerinde faiz, İslam dünyasında olduğu kadar kötülenmekteydi. Ortadoğu’da olduğu gibi, Batı’nın pragmatik din adamları da faizi aşmaya dönük hilelere göz yumdular. Bununla birlikte bankacılık Batı dünyasına, Ortadoğu’da yerel düzeyde bankaların açılmasından beş yüz yıl önce girdi. Süreç içerisinde her finansal yenilik, gereksinimleri ve teşvikleri yeniden düzenledi ve oluşan her yeni güçlük daha da ileri yeniliklere zemin hazırladı. Kurumsal ilerlemeler kişisel  tutumlarda değişimlerle el ele gitti.

İslam’daki faiz yasağı finansal ve ticari gelişim açısından ne tür güçlükler yaratmış olursa olsun, özel işletmelerin çapı ve ömrü Avrupa’daki gibi yükselmiş olsaydı, bu engel aşılabilirdi.

Batılıların faize karşı tutumunun giderek liberalleştiği yarım binyıllık dönemde, İslam’ın faiz yasağına resmen bağlı kalışı İslam dünyasını önemli bir büyüme motorundan yoksun bıraktı.  

ahmetakinmersin@gmail.com

www.ahmetakin.com.tr


Etiketler : ahmet akın köşe yazıları, islam’da faiz yasağı




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA