Erdal Akalın: Yeni Galaksiler


Tarih : 26 Şubat 2017 Pazar 17:48

Erdal Akalın’ın Kaleminden

NASA son yaptığı açıklama ile bizleri heyecanlandıran bir keşfe imza attı. Yapılan açıklamaya göre Dünya benzeri 7 farklı gezegen bulundu. Bu gezegenlerin 3'ünde su bulunduğu ve canlı yaşamı destekleyecek bir yapı olduğu belirtildi. 

NASA'nın exoplanetdiscovery adıyla Dünya'ya duyurduğu bu durum ne anlama geliyor? 

 Dünya basınının  yakın takip ettiği açıklamanın ardından da Google hazırladığı özel doodle ile NASA'nın bu açıklamasını anasayfasına taşıdı. NASA'nın yaptığı açıklama exoplanetdiscovery adı altında tüm dünyada internet kullanıcılarına sunuldu. 

Güneş Sistemi dışında Samanyolu Galaksisi içindeki Kova takımyıldızı içindeki TRAPPIST-1 ismi verilen yıldızın yörüngesinde keşfedilen gezegenlerin Dünya'ya benzerlik gösterdiği belirtildi. 

Bilim insanları, gezegenlerden üçünün su varlığını barındırabileceğini ve canlı yaşamını destekleyebilecek yapıda olduğunu ifade etti. 

Yaklaşık Jüpiter büyüklüğünde sönük bir yıldız olan TRAPPIST-1’in etrafında sıkı bir ağ görünümüoluşturan gezegenlerin karasal ve kayalık yapıda olduğu, canlı yaşamına olanak verip vermeyeceklerinin anlaşılması için atmosferlerinin daha detaylı incelenmesinin gerekeceği belirtildi.

Keşfi yapan Liege Üniversitesi Öğretim Üyesi Michael Gillon ve ekibi, yıldızın etki bölgesinde Dünya'ya benzeyen daha fazla gezegenin olabileceğini ileri sürdü.

Trappist-1 sistemine bakıldığında boyutunun Güneş Sistemi'nde yer alan Jüpiter'le aynı olduğu dikkat çekiyor. Dünya'nın boyutlarına göre de yeni sistemdeki gezegenlerin büyüklükleri ya yüzde 25 daha küçük ya da yüzde 10 daha büyük bir yapıda. 

Gökbilimciler şimdi gezegenlerin bir atmosfere sahip olup olmadıklarına odaklanmış durumda. Bilim adamları Hubble teleskopu aracılığıyla havada metan gazı ve su arayacaklar.

"Tüm bunlardan çıkarılacak sonuç şu ki dünya dışındaki yaşamları keşfetme yolunda tarihi bir adım attık." diyen araştırma ekibinden Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi AmauryTriaud, "Samanyolu Galaksisi içinde Dünya büyüklüğünde çok sayıda başka gezegen olduğunu öğrenmek inanılmaz bir şey." dedi. 

Diğer bir ekip üyesi Liege Üniversitesinden EmmanuelJehin de "Galaksimizde 200 milyar yıldız var. Bunların her birinde 10 tane Dünya benzeri gezegen olsa artık gerisini siz hesap edin." diye konuştu.Gillon ve ekibi geçen baharda TRAPPIST-1 ve çevresinde üç gezegen keşfettiklerini bildirmişti. Şimdiyse sayı yediye çıktı. Ekip, sayının yakın zamanda daha da artabileceğini vurguluyor. 

*** 
Evrenin yapısı ve geçmişi, bilim insanlarını uzun yıllar boyunca meşgul etmiştir ve tabii ki edecektir.   İlk kez 1915 yılında Einstein’in ‘genel görelik kuramı’ savı ile evrenin oluşması ve gelişmesine yönelik adımlar atılmış ve teoriler sunulmuştur.

1920’li yıllar da Rus kozmoloji uzmanı Alexander Friedman ve Belçikalı fizikçi Georges Lemaitre, adına ‘Büyük Patlama’ dedikleri kozmolojik modeli ileri sürmüşlerdir.  Bu modele göre evren, yoğun ve yüksek sıcaklık içeren bir nukleo-sentez sonrası oluşmuştur.  Daha sonrası bu olguya ‘BigBang’ denmesi de kabul görmüştür.

Olayın temelinde atomlar, nötronlar ve fotonlar yer almakta ve hidrojen, helyum ile lityum maddeleri evrenin temel oluşumunda rol almaktadır.   Bu varsayım, daha sonraları parçacık hızlandırıcı laboratuvar testleri ile kabul görür olmuştur.  Örneğin; İsviçre de yapılan Cern deneyini de bu grubun gelişmiş bir laboratuvar çalışması olarak saymak doğru olur.

Şimdiki hesaplamalara göre evren 13.8 milyar yaşındadır  (Dünyamız ise takriben 5.6-6 milyar yıl önce şekillenmiştir).  

Evren, genişlemekte ve bir anlamı ile büyümektedir.  1929 yılında araştırma yapan Edwin Hubble, evren içerisindeki bazı gezegenlerin renginin maviden kırmızıya doğru dönüştüğünü saptamıştır.   Yakın planda iken mavi ışık saçan bu gezegenler, uzaklaştıkça kırmızıya dönen renkle izlenir olmaktadırlar.  Nedeni ise renk armonisi (tayfı) içinde bize yakın duran gezegenler mavi görünürken, uzaklaştıkça renk dalga boyu kısa olan mavi ışıltı kaybolmakta ve yerini uzun dalga boyu olan kırmızı renk almaktadır.  Bu konu bilim insanlarına verilmiş olan yeni gözlem cihazları sayesinde kesinlikle saptanmış ve doğrulanmıştır. 

Darwin Kuramı ile bile ilgilenmeyen TÜBİTAK kurumumuz, bu bilimsel gelişmelere ne der bilemem ama merhum Atilla İlhan şunları yazmıştı, bilimsel gerçekleri göremeyenler için;

“Bir yerde vahim bir hata yapılmıştır,
  Ne söylemeye dilim varır,
  Ne düzeltmeye gücüm yeter,
  Meyus bir papağan gibi, 
  Söylenir dururum kendi kendime!” 

 Erdal Akalın (24.02.2017)


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA