Ali Adalıoğlu yazdı... Br çınarı daha yitirdik...


Tarih : 22 Nisan 2017 Cumartesi 11:21

Bizim nesil gazetecilerin Tankut Abisi’ ydi. Zaten o yıllarda gazetecilerin sayısıiki elin parmakları kadardı. Azdık , ama özdük!

O, Mersin Basını’ nın  Dev Çınarı’ ydı..

Deli –doluydu.

Ama, Gazeteciydi!

Bizim nesil gazetecilerin  Tankut Abisi’ ydi.

Zaten o yıllarda gazetecilerin sayısı  iki elin parmakları kadardı.

Azdık , ama özdük!

Birbirimize  bağlı ve saygılıydık.

Kopyala- yapıştır daha moda olmamıştı.

Sürekli bir aradaydık , ancak özel habere saygımız sonsuzdu.

Zaman zaman birbirimizi atlatırdık.

Yani atlatma haber yapardık.

Çünkü, emeğe saygılıydık ve emek hırsızlığı diye  bir şey bilmezdik…

O zamanlar gazetelerin bu kadar olanağı olmadığı için, Sonhaber’i büro gibi kullanırdık,

Tabi ki bunun karşılığında  Sonhaber’in en iyi şekilde yayınlanması  için hepimiz  çaba gösterirdik.

Bunda da başarılı olduk.

Tankut Abi, aileden gazeteciydi.

Babası   İhsan Abi matbaadan, Nimet Abla’ da . gazeteden sorumluydu.

Kız kardeşi İpek  Abla da  Tankut Abi ’nin  arkasını toplardı.

Tankut Abi  insancıl ve  elindekini paylaşmayı  çok severdi.

Ama ,gel gör ki gazeteden para kazanılmazdı.

Bu  nedenle matbaacılık gazetenin finans kaynağıydı.

O günlerde  önemli iki yerel gazete vardı.

Sonhaber ve Hakimiyet.

Sonhaber CHP’ye, Hakimiyet te Adalet Partisi’ ne yakındı.

Gerek yerel yönetimler gerekse iş adamları hangi partiden olursa olsun, iki gazeteye de destek verirlerdi.

Çünkü, yerel gazetelerin yaşaması gerektiğinin  bilincindeydiler.

Ve de nitelikli yerel gazetelerin demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu  çok iyi biliyorlardı.

Böylesi bir dönemde   gazeteci olmak hem zevkli hem de meşakkatliydı.

Her şeye karşın  mesleki dayanışma tavan yaptığı için tüm zorluklar kolay atlatılırdı.

Gazeteci  saygındı  çünkü!

Ulaşamayacağı bürokrat ve iş adamı yoktu.

Tankut Abi’ nin gazeteciliği mi?

Ona ayrı bir parantez açmak gerek.

Gözü kara denecek kadar cesur , ama habercilikte tarafsızdı.

Haberin gazetecinin namusu olduğunu çok iyi bilenlerdendi.

Hiçbir zaman meslek etiğine ihanet etmedi!

Anlayacağınız , tetikçi değildi.

Kalemi  kılıçtan keskindi.

Mersin’de kalmayıp, İstanbul’da gazetecilik yapsa, Türkiye’nin en çok okunan köşe yazarlarından olabilirdi.

Ama, o Mersin’de kalmayı yeğledi.

Can dostum rahmetli Peyami Safa Maracı,  Hamdi Yurdakul, Nevzat Kelleli, Allah uzun ve sağlıklı ömür versin Ziya Keskinışık, Haldun Okdemir ve de yerel gazeteciliğin temeli olan  mürettiplikten(Dizgici)  başlayan  Yüksel Ekici sonra aramıza katılan Vahap Şehitoğluve Fikret Ünver  en yakınında olan  gazetecilerdik.

Bir tek  Hürriyet Muhabiri  üstat Müfit Bekiroğlu (Müfit emmi) bizden ayrı takılsa da  aramızda 50 metre yoktu.

Ondan  çok şey öğrendik dersek, yalan olmaz!

Gündüz birlikte olduğumuz gibi, çoğu akşamlarda bir arada vakit geçirirdik.

Önce Peyami,  sonra  Nevzat ve ardından Hamdi  ayrıldı aramızdan.

Son olarak mesleğin Koca Çınar’ ı Tankut Abi’ yi uğurladık dün…

Tankut Abi’ nin son yılları bayağı zor geçti.

Bu meslekte yalaka olmazsan, hanın hamamın olmaz.

Kazandığın kadar yaşarsın.

Ve de ölünceye kadar.

Çünkü, gazetecilikte emeklilik yoktur!..

Ancak ölünce emekli olursun.!

Tıpkı  Tankut Abi gibi.

Uğurlar olsun Tankut Abi..

Seni her halinle özleyeceğiz…


Etiketler : tankut tufan, ali adalıoğlu, çınarı yitirdik




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA