Küreselleşme çökerken Türkiye Rusya mutabakatı


Tarih : 5 Mayıs 2017 Cuma 20:21

Bülent Esinoğlu

1980-1990’lı yıllarda, medyada en çok duyduğumuz sözcük küreselleşmeydi.

Küreselleşme uluslar arası tekellerin ortaya koyduğu neoliberal hegemonyanın dünya ölçeğinde uygulanmasıydı.
Büyük sermayenin önündeki tüm engeller kaldırılacak, sosyal harcamalar kaldırılacak, işçi ücretleri azaltılacak, şirketlere uygulanan vergiler düşürülecek veya kaldırılacak, emek piyasası esnekleştirilecek, çalışanların ortaya koyacağı itiraza karşı yurt dışından emek ithal edilebilecek.
Bu ilkelerin uygulanmasına karşı direnen ulus-devlet yöneticileri tasfiye edilecek.
Arap Baharı, Yugoslavya, Libya, Afganistan, Irak, Suriye savaşları, küreselleşmenin gereği olarak çıkartılan savaşlardı.

Ulus-devletleri şehir devletlerine dönüştürme savaşlarıydı.

Ancak, 2008 yılından itibaren neo-liberal ekonomi ve onun hegemonyası yapısal krize girdi.

Çin gibi devasa bir ulus-devletin parçalanması hemen hemen imkansızdı.

Çin’de meydana getirilen aşırı üretim, Amerikan hegemonyasını tahrip etti.
Rusya ve Çin ulus devletlerinin ortaya koydukları ittifak, Asya’da meydana getirilen üretimin güvenliğini sağladı ve neoliberal hegemonyanın karşısına dikildi.
Dünya dengeleri hızla değişmeye başladı. Amerika’nın müttefikleri Amerika’dan ayrılma sürecine girdi. Rusya/Çin ittifakına doğru yöneldi.
Bize gelince, içinde bulunduğumuz coğrafya ve bu coğrafyanın gerçekleri; Avrasya Türkiye birlikteliğini zorunlu kılıyordu, kıldı.
Türkiye Rusya, ya da Erdoğan Putin mutabakatı; yukarıda anlatmaya çalıştığım mecburiyetlerin ortaya koyduğu bir sonuçtur.

Çünkü neoliberal hegemonya bize, borç, işsizlik, siyasi istikrarsızlık, huzursuzluk ve terör olarak yansıdı.
Rusya ve Çin’i mat edecek jeopolitik bir satranç oyununda Batı mat oldu.
Rusya Türkiye mutabakatı, bölgemize barışı getirecek, neoliberal hegemonyaya karşı koyacak, bir iklimi yaratacaktır.
Bu mutabakatın ekonomik sonuçlarından ziyade, siyasi sonuçları önemlidir.
Aynı mutabakat; İran, Irak, Suriye ile tekrarlanması bölgeye huzur ve ekonomi getirecektir.
Elbet bir küreselleşme olacaktır. Ancak bu geleceğin küreselleşmesinin kurallarını, Amerikan belirlemeyecektir.
Ulusların birbirlerinin çıkarlarına saygı duyduğu bir küreselleşme insanlığın arzusudur.

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA