Peşinen, okumadan mahkûm ediyoruz. Aslında korkuyoruz. Kafamızın içindeki düzen bozulacak diye ciddi endişeler taşıyoruz.

Bu nedenle de sadece basmakalıp bilgilere sarılarak ve hatta sadece -din dışı da olabilir- inandığımız, beyin hücrelerimize kadar işlemiş, karşımıza aniden çıkan yeni olayların karmaşıklığı ve buna dair yeni bilgilerin ağırlığı altından kalkamayacak apriori bilgileri (ön yargıları) sarsacak her şeyden kaçıyoruz. Tıpkı –ağır kaçacak biliyorum, ama biz gerçeğin peşinde olduğumuz için hiç önemli değil- Ortaçağ’da dünyanın döndüğünü ısrarla belirten Galile Galileo’ya ENGİZİSYON'un reva gördüğü hakaret ve benzeri cezaları yakıştırıyor, yaftalar asıyoruz. Bir anlamda ister bilelim ister bilmeyelim, tarihin tekerine taş koyuyoruz.

Bu durumdan kurtulmak zorundayız!

Öncelikle cesur olmalıyız.

ATATÜRK’ün dediği gibi, “Gerçekleri söylemekten” ve elbette dinlemekten, duymaktan “asla korkmamalıyız!”

Bildiğiniz gibi bizim ateşin ve cehennemin içinde kanla yazdığımız İSTİKLAL MARŞI da “KORKMA!” diye başlıyor.

Ama öncelikle Konfüçyüs’ün bize eşsiz bir miras olarak bıraktığı “Düşünmeden öğrenmek faydasız; Öğrenmeden düşünmek TEHLİKELİDİR!” sözünden feyz alarak, tarihimizi yakından izlemek, dünyanın nereye doğru evrildiğini somut olaylara bakarak anlamaya çalışmak, –tıpkı, yine ATATÜRK’ün yaptığı gibi- dostu düşmanı bu çerçevede saptamak, Atatürk’ün kurucu iradesi ve çizgisinden ayrılmamak için sıkı araştırmak, okumak, öğrenmek, düşünmek ve bu amaçlarla da kimseyi kırmadan, etrafı yıkmadan tartışmak zorundayız.

Şurası da bir gerçek ki, İhtiyaç duyan, vatanın bütünlüğü, milletin birliği ve milli devletin bekası için endişe eden, eşitlik ve kardeşliğin ve hatta esas anlamamız ve sarılmamız gereken adaletin milletin bütünü için nasıl uygulanması gerektiğini düşünen herkes okumak ve araştırmak zorundadır.

Milleti "cahil" diye ötelere itelerken Uğur Mumcu'nun dediği gibi kulaktan dolma bilgilerle ahkâm kesmek ve siyasi "hurafelere" sığınmak, anlamadığımız olayları ve kavramları yerin dibine sokmak, bu yolla da milletin ilerideki tehlikeli mecralara yol almasına alet olmak, bugün içimizdeki en tehlikeli düşmandır.

05.07.2017