TARIMDA DEVLET YATIRIMLARI AZALDI


Tarih : 23 Ekim 2017 Pazartesi 20:50

Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Cevdet Günal Tüzün,

Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Cevdet Günal Tüzün, tarımda devletin yatırımlarının da yıllar içinde azaldığının altını çizerek, “Tarımın toplam yatırımlar içindeki payı planlı dönemin başında yüzde 13 düzeylerindeyken 2010 yılında bu oran yüzde 4’ kadar düşmüş, 2016 yılında ise yüzde 3,4 olmuştur. Bütün bunların sonucu olarak kırdan kente göç ile beraber kırsal bölgelerin insan gücü, tarım sektörünün sürdürülebilir yapısını bozacak derecede kentlere kaymıştır. Bu durum kentsel dengeleri de bozarak kentlerde işsiz kitlelerin yığılmasına neden olmuştur” dedi.

Necdet TAŞ

Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Cevdet Günal Tüzün, Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Yusuf Değirmenci ve Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı M. Kemal Karaoğlu, Dünya Gıda Günü dolayısıyla Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde bir açıklama yaptı. 

Ortak açıklamayı okuyan Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Cevdet Günal Tüzün, “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (F.A.O) bu yıl ki Dünya Gıda Günü ana temasını ‘Kente Göç ve Yoksulluk’ olarak belirledi. FAO’nun belirlemiş olduğu Dünya Gıda Günü teması, dünyanın yaşadığı bugünkü kaotik ortamın ana sebeplerinden birini gündeme getirmesi açısından önemlidir. Yaşamın sürdürebilmesi için mutlaka gerekli olan gıda üretimi bugünün dünyasında yalnızca belirli ellerde toplanmaya ve tüm dünyaya bu yaklaşım egemen kılınmaya çalışılmaktadır. Tarımsal üretimin tüm aşamalarında küresel sermaye, tohum üretiminden, zirai mücadeleye, gıda üretim aşamasından üretilen gıdaların tüketim kodlarına kadar tüm süreçleri kontrol etmektedir. Bütün bu politikaları uygularken dünyanın birçok yerinde kurgulanan savaş ve kaos ortamları en büyük belirleyici unsur olmuştur. Küresel sermaye 1980’li yıllar sonrası egemenliği altındaki ülkelerin hükümetleri eliyle uygulamaya koyduğu neoliberal tarım ve gıda politikalarıyla sermayenin egemenliğini ve çiftçinin yoksulluğunu halkın da açlığını tescil etmiştir. Uygulanan politikalar sonucu ürettiğinden bir gelir sağlayamayan çiftçi köyden kente göç ettirilerek topraklarından koparılmıştır. Dünyada açlığı ve yoksulluğu ortadan kaldırmak için uyguladığı ifade edilen bu politikalar tam tersine dünyanın her yerinde açlığın ve yoksulluğun artmasına neden olmuştur” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE DURUM DAHA VAHİM”
Türkiye açısından ise durumun daha da vahim olduğunun altını çizen Tüzün, “24 Ocak kararları sonucu tarımsal üretimde desteklemelerin kaldırılması, kamu kooperatifçiliğinin tasfiyesi ve çıkartılan yasa, yönetmeliklerle tarımsal üretimin kotalarla geriletilip yok edilmesi nedeniyle adeta makas değiştirmiştir. Son yıllardaki hükümetler döneminde uygulamaya konulan tarım politikaları sonucu çiftçi tarımdaki gücünü yitirerek önce hiç olmadığı kadar yoksullaşmış ve aha sonra da toprağını elden çıkartarak büyük kentlerde proleterleşmek üzere göçe zorlanmıştır. Ülkemiz, küresel dünyada rekabet edebileceği tek silahını da kaybetmiştir. Tarımsal üretimde ağılaşan yaşam koşulları, verim düşüklüğü, Pazar bulunamaması, üretimin ulusal planlamayla gerçekleştirilmemesi, tarım ve hayvansal üretimde girdi maliyetlerinin düşürülmemesi, kolektif ekipman ve profesyonel üretim modeline geçilmemesi, ekilen toprakların çok parçalı olması, makineli tarımın artması, tarımda insan gücüne olan ihtiyacın azalması, köylerdeki altyapı ve sosyal hizmetlerin kentlere göre daha az olması ve tarım dışı alanlarda yeterli istihdam imkanlarının bulunmaması nedeniyle köylerden kentlere doğru hızlı ve yoğun bir göç gerçekleşmiştir. 2002 yılında kırsaldaki nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 35 iken 2016’da bu oran 7.7’ye düşmüştür. Gelişmekte olan ülkelerde büyümeye dayalı politik öncelikler yerini giderek toplumun tamamını kapsayan entegre kalkınma arayışlarına bırakırken, ülkemizde bunun tam tersi olan ve tarımın tasfiyesine yol açan bir süreç izlemiştir. Tarımın toplam istihdam içindeki payı 2002 yılında yüzde 35 iken bu pay 2011 yılında yüzde 25’e, 2016 yılında da yüzde 20’ye gerilemiştir” ifadelerini kullandı.

TARIMDA DEVLET YATIRIMLARI AZALDI
Tarımda devletin yatırımlarının da yıllar içinde azaldığını vurgulayan Tüzün, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tarımın toplam yatırımlar içindeki payı planlı dönemin başında yüzde 13 düzeylerindeyken 2010 yılında bu oran yüzde 4’ kadar düşmüş, 2016 yılında ise yüzde 3,4 olmuştur. Bütün bunların sonucu olarak kırdan kente göç ile beraber kırsal bölgelerin insan gücü, tarım sektörünün sürdürülebilir yapısını bozacak derecede kentlere kaymıştır. Bu durum kentsel dengeleri de bozarak kentlerde işsiz kitlelerin yığılmasına neden olmuştur. Oysa gelişmekte olan ülkeler için kalkınmanın yolu kırsaldan geçmektedir. Ekonomik büyümenin anahtarı uzun yıllar yoksulluğun sebebi olarak görülen kırsal bölgelerde küçük aile çiftliğinin desteklenmesi gereklidir. Kırsal bölgelerin gıda üretimi ile ilgili sabitlenmiş ekonomik büyüme için geniş bir potansiyel bulunmaktadır. Çoğu zaman ihmal edilen bu potansiyelin ortaya çıkarılması için geçimlik tarımda düşük verimlilik, birçok yerde sınırlı endüstrileşme, hızlı nüfus artışı ve şehirleşmeden oluşan oldukça zorlu bu bileşimin üstesinden gelinmesi gerekmektedir. Ancak bu şekildeki bir anlayış sonucu ülkelerin kendini besleme ve yurttaşlarını istihdam etme konularda başarı elde edilebilir. Bizler TMMOB’ye bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak meslek örgütü sorumluluğunda ülkemizde ve tüm dünyada uygulanan neoliberal politikaların insanları mutlu etmediğini ve bir avuç topluluğun gıda üzerinden hegemonya yaratıp, tüm dünyayı sömürdüğünü dün söylemiştik bugün de söylüyoruz. Bizler biliyoruz ki vahşi kapitalizmin tüm dünyanın varlıklarını tek elde toplayarak canlıların yaşam alanlarını yok etmesinin önüne geçmek gerekmektedir. Hükümetler eliyle uygulanan politikalar, tüm zorbalığıyla insanları yerlerinden ve yurtlarından etmektedir. Bütün bu yanlışlıklara karşı durmak ise bilinçli bir örgütlülük bağımsız bir tarım politikası ve sürdürülebilir tarımsal üretimden geçmektedir.”

“BU ÜRETİM PLANLARININ YAPILMASI GEREKİR” 
Özellikle dışa bağımlılık konusunda açıklamalarda bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu, ziraat mühendisleri olarak bu konu üzerinde daima durduklarını ifade etti. Devamlı olarak tarımsal üretimin içerisinde olduklarından bahseden Karaoğlu, “Hayvancılık ile tarımı birbirinden ayıramazsınız iç içe bir konudur. Şimdi bizler üretemediğimiz sürece üretim planlaması yapmadığımız sürece biz dışa bağımlı olmaktan kurtulamayız. Bunun içinde kesinlikle havza bazlı bizim projeli ekim dikim modellerimiz var. Bunu bakanlığa da öneriyoruz. Diyoruz ki; hangi  üründen hangi bölgede ne kadar üreteceğiz. Ve ülke nüfusuna göre bu üretim planlaması yapılması gerekiyor. Bu hayvancılıkta aynı şekilde tarımda da aynı şekilde olması gerekiyor. Eğer biz mevcut elimizdeki arazileri düzgün bir şekilde kullanamazsak tarım dışına kaydırmadan tarımsal alanda düzgün bir şekilde üretim planlaması ile kullanabilirse önümüzdeki yıllarda gıda yönünden ülkemizde sorun yaşanmaz. Ama biz bu konulara dikkat  etmezsek aynı şekilde yanlış paylaşımlardan dolayı üretilen gıdalarla elbette biz de önümüzdeki yıllarda büyük sorun yaşayacağız. Ama biz de br oda ve meslek örgütüyüz. Bununla ilgili konuları biz gündeme getirmek zorundayız. Hangi hükümet döneminde olursa olsun bizim için önemli olan insan varlığıdır. İnsanın olduğu yerde yaşam vardır. Biz bu gıdayı düzgün bir şekilde üretmeliyiz. Ve düzgün bir şekilde dağıtmalıyız. “ ifadelerini kullandı. 


Etiketler : Dünya Gıda Günü




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA