Milliyetçi Hareket Partisi , Çanakkale Savaşının yıldönümünde Büyük Kurultayını gerçekleştirdi. Milliyetçi cephenin uzun bir dönemdir tartışılan lideri sıkıntısız bir kongre sürecinin ardından 9. kez genel başkanlık koltuğuna oturdu. 

Mahkeme kararları, disiplin suçları gibi argümanlar ile bertaraf ettiği muhalif kesimin bir başka parti altında örgütlenmesine olanak veren Bahçeli, bu hamlenin ardından Ak Parti ile BEKA sorununu dayanak gösteren bir ittifakın yolunu seçti. Nicelik açısından kayıplar yaşayacağı aşikar olan MHP, nitelik açısından ciddi bir basamak atladı ve siyasi iktidarın eksenindeki yerini aldı. 

Bu meseleye boğulup kalmayacağız elbette. Çok bilindik ve akıl sağlığı yerinde olan her vatandaş için okunabilir bir durum bu.  Bu meselenin bizi yani Mersin’i ilgilendiren tarafına geliyorum. 

Bilindiği üzere Devlet Bahçeli 4 genel başkan yardımcısını da görevinden azletti. Üstüne üstlük bu dört isme MYK’da da görev vermedi. Bu isimlerden birisi Mersin Milletvekili Oktay Öztürk idi. Görevi ise Seçim işlerinden Sorumlu Başkan yardımcısıydı. Öztürk’ün görevden alınması beklenen bir gelişmemiydi ? Ve bu kararın gerekçesi ne olabilirdi ?

Dilerseniz bu karara bir mercek tutalım.. 

Özütrk ile birlikte Mersin’e yakınlığı ile bilinen Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan yardımcısı Şefkat Çetin’in de görevden alınması bende  İYİ partinin kurulmadan önceki dönemlerine bir flash back yapma gereğini doğurdu . Hatırlarsanız Meral Akşener hareketi, MHP’yi kongreye götürme çabalarının zirveye ulaştığı dönemde Mersin delegasyonundan olumlu yanıt bulmuştu. Delegelerin büyük bir çoğunluğu kongre için imza verince, Devlet Bahçeli bu önemli bilgiyi ajandasına  not etmişti. Bahçeli Akşener’e duyulan alakanın en kırık notunu da yardımcısı Oktay Öztürk’e vermişti. Seçim işlerinden sorumlu olan Öztürk’ün kendi bölgesindeki hegomanyası böylesine kritik bir sınavdan geçememiş görünüyordu. 

Biraz daha geriye gidelim..    

Oktay Öztürk’ün  anayasa paketinin meclisten geçtiği dönemde EVET cephesinde yer alan partisinin kararını ZARURET başlığı altında incitici ve zorlayıcı bir açıklaması da olmuştu. Evet demeyi kendine kabul ettirmekte zorlanan Öztürk’ün , parti içi hiyerarşide küçük de olsa bir delik açması Bahçeli’nin pek de hoşuna gitmemişti. 

Daha bitmedi.. 

Öztürk  AKP-MHP ittifakın çiçeği burnunda küçük ortağı olan Büyük Birlik Partisi ile de kavgalıydı.2017’nin kasım ayında BBP’nin FETÖ tarafından kurulduğunu söyleyen Öztürk’ün bu çıkışı, kendisini ittifakın riskli profillerinden biri haline getirebilirdi. Ve Bahçeli bunu asla göze alamazdı.. 

Anlayacağınız kendi seçim bölgesinden düşman gibi gördükleri Akşener’e teveccüh fışkıran, referandumda gönlünden geçeni dilinden taşıran, Cumhur ittifakının Sivas dışında yüzde 1’e bile ulaşamayan bir parti ile kavgası devam eden birinin bu değişken siyasi arenada  harcanması kadar normal bir şey olamazdı..Ve olmadı.. 

Artık Oktay Öztürk sadece bir milletvekili… Bu tenzili rütbe deneyimli siyaset adamı tarafından nasıl karşılanacak ve Öztürk başarısız olarak görüldüğü bir yerde ne kadar daha ikamet edecek merak ediyorum açıkçası.. Öztürk’ün gidişi İYİ partinin siyasi arenaya ayak basışıyla kentte hissedilir  bir oy kabına uğrayacağı düşünülen MHP’nin kaybı mı yoksa kazancı mı olacak..Bekleyip göreceğiz.. 

Ne bileyim belki de Öztürk’ü İYİ günler bekliyordur..