Madımak’ın şifreleri..! | DEMOKRAT MERSİN

Madımak’ın şifreleri..!

Tarih : 5 Temmuz 2018 Perşembe 15:09

Ali Adalıoğlu’nun Kaleminden

Madımak olayının üzerinden tam 25 yıl geçti.

Herkes yazdı-çizdi .

Olaylar, dün gibi gözümün önünde…

Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında 33 aydın – sanatçı ve de iki otel görevlisi yaşamını yitirdi.

Aslında, yaşamını yitirdi sözcükleri çok hafif kalır.

Diri diri yakıldılar.

Din-iman uğruna insanı yakmak neyin nesi?

Bir ağaçtan dal koparırken içimiz sızlarken, o gün 35 can diri diri yakıldı.

Müslümanlıkta değişmez inançtır; canı veren de Allah’tır, alan da!

Allah’ın işine karışılmaz!

Ama o gün bu insanlar, kendilerini Tanrı yerine koydu!

Suçlular cezalarını buldu mu?

Bana göre hayır?

Bakmayın verilen idam cezalarına,

Çünkü, Madımak olaylarının suçlusu yalnız oteli yakanlar değildi.

Aslında konu biraz derinlemesine araştırılırsa, Madımak’ın şifreleri ortaya çıkacaktır.

Madımak katliamı 2 Temmuz 1993 yılında oldu.

Yaklaşık 6 ay önce 24 Ocak 1993’de de araştırmacı gazeteciliğin öncülerinden Uğur Mumcu, arabasına konulan bomba sonucu evinin önünde katledilmişti.

Uğur Mumcu olayı, Türkiye’nin karanlık geleceğinin habercisiydi.

Zaten sonrası peş peşe gelen faili meçhul cinayetler nereye yol aldığımızı gösterdi.

Bugün, Türkiye’nin geldiği nokta tesadüf değildir!

Bu, bir yol haritasının uygulanmasıdır.

Yol haritasını uygulayanlar hepimiz biliyoruz, ama hepsi o kadar.

Madımak katliamını savunanlar, daha sonra hangi partilerde görev aldı?

Sorunun yanıtı çok basit; önce Refah Partisi’nde daha sonra Saadet ve AKP’de !

Bu bir rastlantı mıdır yoksa oyunun bir parçası mı?

En akıl almazı da Madımak katliamında Sivas Belediye Başkanı olan Temel Karamollaoğlu’dan, Türkiye’nin 24 Haziran’da medet ummasıydı…

Neymiş, AKP’yi parçalayacakmış!

Kimin parçalandığını gördük!

Sözün Özü;

Madımak’in şifreleri çözülmüştür.

Ama, kimse bunu dillendirmiyor, dillendiremiyor.

Papuç pahalı çünkü!

Yananlar yanmış, kalan sağlar ağlamakla vakit geçiriyor.

Madımak’ın 25’inci yılında ağladık, 50’inci yılında da ağlamaya devam ederiz.

Türkiye mi?

Bilinmez bir rotaya yelken açmış gidiyor.

Hem de güvensizlikte 163 ülke arasında 149’uncu sıraya yükselerek..!

Diyelim ve de Pir Sultan’ın bir şiiri ile yazımızı noktalayalım.

Dönen Dönsün

Koyun beni hak aşkına yanayım