Temeli atıldığında büyük heyecan uyandırmıştı..

Özellikle Adnan Menderes sahili üzerinde bulunan esnaf için büyük bir şans olarak görünüyordu..
Yabancı uyruklu yatlar gelecek, yat limanında demirleyecek, oradan kente turist inecek, alış veriş yapacak, döviz getirecek, katma değer sağlayacak, turizme katkı sunacaktı..
2011 yılında 10 bin 500 m2 toplam inşaat alanının ve 2 bin 100 metrekare ticari alan olarak şaşalı bir törenle hizmete açıldı..
Açılırken beklenti büyüktü..

2011 yılında açıldığında kenti büyütecek, esnafı büyütecek, turizmi büyütecek sanılırken aksine Yat Limanı nam-ı diğer Marina büyüdü..
Temelin atılmasıyla birlikte şartnameye uyulmadı ve ticari alan büyütülerek adeta alışveriş merkezi haline getirildi.
Buna parallel olarak da esnaf küçüldü, turizme ve kente katkısı olmadı..
Ne 1 turist geldi, ne de yabancı uyruklu bir tekne..
Yat Limanı malesef zenginlerin yiyip içtiği, alış veriş yaptığı, vakit öldürdüğü, yatlarını demirleyerek caka sattığı koca bir alış veriş merkezi haline geldi..

Yap-İşlet-Devret modeli ile 23 yıl 6 ay işletilecek olan Yat Limanı, nam-ı diğer Marina 10 bin 500 m2 alana inşa edilmişken, bugün 21 bin m2 alan üzerinde alış veriş merkezi hizmeti sunuyor..
Yani amacının dışında faaliyet gösteriyor..
Kıyı kenar kanununa muhalefeti, Marina yönetiminin şartnameye aykırı hareket etmesi, fahiş kira bedelleri, sahil üzerindeki esnafı yok etmesi gibi birçok usulsüzlüklerde cabası..
Yıllardır kıyıları ranta kurban edildi Mersin’in..
Sanırım Mersin Yat Limanı (Marina) da bunun en belirgin örneklerinden biri ..

Normal şartlarda bakıldığında Yat Limanı yatlar için olmalıydı..
Yatların demirlemesi içindi inşaası..
Ancak adeta amacının dışına çıkan Yat Limanında yatlar Marina için var..
Yani o yatlar, zengin nüfus için var olan Mersin Yat Limanına PARAVAN..
Bunca usulsüzlük, peşkeş ve hukuksuzluk karşısında kimsenin sesinin çıkmaması da enteresan!

Mersin Yat Limanı çift katmanlı toplumun oluşmasında da büyük etken..
Dedim ya, parası olanın yiyip içtiği, alış veriş yaptığı bir yer Marina..
Dar gelirli vatandaşın, orta direğin sadece sahil yolunda önünden geçebildiği, belki sadece zenginlerin yemek yerken, alış veriş yaparken gezmeye gidebildiği MARİNA görünümlü bir alış veriş merkezi..

Dediğim gibi 2011 yılında hizmete girdiğinde 10 bin 500 m2 alan üzerine inşa edilmişti..
Aradan geçen 8 yılda 21 bin m2 alanda koca bir alış veriş merkezi haline geldi..
Yani 8 yılda yüzde 100 büyüdü..
Marina büyürken, esnaf küçüldü, yok oldu..
Çıkın bir bakın Adnan Menderes’e..
İşletmeciler can çekişiyor, ayakta kalmaya, direnmeye çalışıyor..
Direnemeyen de yok olup gidiyor..
Bir zamanlar kiralayacak yer bulamadığınız Adnan Menderes’te, dükkanlar boş, dolu olan yerler ise sinek avlıyor..
Nereye kadar bu devran sürüp gider bilemem..
Ne zaman Allah’ın bir kulu çıkıp da ‘Hayırdır Hemşerim’ deyip hesap sorar, kestirmek güç..
Ancak Marina daha 15 yıl mevcut yönetimin işletmesinde olacak..
Bu 15 yılda da Marina ne kadar büyüyecek, buna karşılık esnaf nasıl yok olup gidecek varın siz düşünün..

Son olarak;
Kente, vatandaşa, esnafa getirisi olması gereken ‘Marina’nın, kentten, vatandaştan, esnaftan götürüsü çok oldu..
Marinayı 8 yılda 7 bin metrekareden, 10 bin metrekareye çıkarttılar..
O da yetmedi 14 bin metrekareye çıkarttılar..
Şimdi ise 21 bin metrekareye ulaştılar..
Durmuyorlar..
Durmayacaklar..