Mersin’in kent merkezi neresi?


Tarih : 13 Ağustos 2018 Pazartesi 22:10

Bedir Solmaz’ın Kaleminden

bedirsolmaz@hotmail.com 


Abidin Yağmur kardeşim, geçtiğimiz günlerde sosyal medyadaki paylaşımında, “Herkesin sılası çocukluğudur…” demişti. Yerinde saptama olan tümcenin tetiklemesiyle kendimi yollara vurdum. 

Pozcu Postanesi’nden başlayıp Müftü Köprüsü, Turgut Reis, Bahçe, Hamidiye, Kiremithane, Mahmudiye, Çankaya, Mesudiye, Camişerif Mahallelerini kapsayan gezim sırasında zaman zaman içimin burkulduğunu duyumsadım. 

Çocukluk ve ilk gençliğimin geçtiği yerlerin özgün yapısından eser kalmamıştı. Her taraf beton yığını! 

Mahalle aralarında kalan tek tük bir iki katlı boyası badanası yerinde eski evler, estetikten yoksun dökülmeye yüz tutmuş çok katlı apartmanlara inat, önünden geçenleri “Biz hala yıkılmadık!” dercesine selamlıyorlar. 

Karmaşık duyguların sarmalında Yoğurt Pazarı’ndan geçip Hamam Sokağı, ardından Balık Pazarı’na doğru ilerlerken, “Fıkralı Paça Salonu” yazısı gözüme ilişti. 

Birden geçmiş yıllara, ilkokul günlerime uzandım. Gazipaşa İlkokulu öğrencisiyken okuldan artakalan zamanlarda çaycı ve saraç çıraklığı yaptığım günler bir film şeridi gibi geçip gitti gönül penceremden. 

Derken kendimi “Fıkralı Paça Salonu”nun içinde buldum. Gözlerim, çocukluğumuzda yaşı bir hayli ilerlemiş olan işyerinin şişman, dazlak kafalı sahibi Cafer Usta’yı aradı; tabii ki yoktu. Ama dönemin genç yardımcısı Ali Usta, her zamanki gibi güleç yüzüyle tezgahın arkasında ezilmiş nohut karıştırıyordu. 

Aradan çok uzun zaman geçmesine karşın görür görmez tanıdı beni. Ve kendine özgü şivesiyle “Hoş geldin kirve, nerelerdesin?” demesiyle birlikte gönül telim titredi... 

İşte Mersin buydu! 

Bunun içindir ki Mersin’i terk etmeyi hiçbir zaman düşünmedim; kısa süreli zorunlu ayrılışlarımda ise sudan çıkmış balık gibi oldum hep! 

Ali Usta ile geçmiş üzerine konuşurken nerelere uzanmadık ki! 

Mersin’in renkli simaları, tarihi çarşının kaderine, daha doğrusu yıkılmaya terk edildi! 

Çarşı söz konusu olunca geçtiğimiz günlerde kendimin de şaşırdığım bir olayı aktarmadan geçemeyeceğim. 

Motosikletle Mezitli’de kırmızı ışıkta beklerken yanıma yanaşan İzmir plakalı araç sürücüsü bayan kent merkezini sordu. Ne yanıt vereceğimi şaşırdım, çünkü Mersin’in kent merkezi yoktur! 

Daha doğrusu talan ettiler! 

Valilik mahalle arasında gecekondu vari bir yapıda! 

Adliye deseniz öyle! 

Emniyet Müdürlüğü ayrı diyarda! 

Fakir fukaranın ulaşmakta güçlük çektiği Hastane dağ başında! 

Büyükşehir Belediyesi birimlerinin her biri ayrı yerde! 

Şimdi küçük esnafın çanına ot tıkayan Alışveriş Merkezleri gözde! Paçacıdan selamlaşıp ayrıldıktan sonra bir zamanların buluşma noktası Cumhuriyet Alanı’ndan geçerken coşkuyla bayram kutladığımız sılanın özlemiyle kavruldum! 

Hüzünle başladığım gün karamsarlıkla sonlandı! 

Bu ne gidişat? 

Yurdumuzda haymatlosa dönüşürken, havasını solduğumuz kentin geçmişini özlüyoruz! 

Hadi gel de iyimser bak geleceğe! 

Sahi, Mersin’in kent merkezi neresi?


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA