Beton sevdalıları fazla mesaide!


Tarih : 18 Eylül 2018 Salı 14:12

Bedir SOLMAZ yazdı

Tuzu kuruların “Dünya Kenti Mersin!” yolundaki masallarına bakmayın siz, bu yöndeki tanımlamalar, politikacı esnafı ve gününü gün eden bürokratların kendilerini önemsetmek adına kurdukları içi boş tümcelerdir!

Bana göre Mersin, yönetim erkinin başına geçenlerin yap-boz oyuncağı olmaktan öte gidememiştir!

Kentin gelişim ve dönüşümünden sorumlu belediyelerin başkanlığına seçilenler, kendilerini milat sayıp daha önce yapılanların tümünü yok sayarken, iyi-kötü vücut bulanları da Kültürpark örneği yıkıp yok ediyorlar!

Yani kentin yakın geçmişinde çağdaş ölçütlerde geleceğe miras bırakılacak hatırı sayılır bir eser kazandırılmadı gibi, neredeyse her taraf betonla bezeniyor!

Tulumba Üstgeçidi’nin yerine inşa edilen battı-çıktıda kazaların arkası kesilmiyor!

Teknik çevrelerin haklı gerekçelerle karşı çıktıkları kavşak projeleri külfete dönüşüyor!

Bir anlamda hatayı düzeltmek adına başka yanlışlıklar tercih ediliyor!

Bu yolda harcanan onca kaynak, verilen emek, altüst olan trafik, çevrenin bozulması, esnafın uğradığı zarar vb. olumsuzlukların hesabını kim, kimler verecek?

Kanayan bir başka yara, kentin sit kapsamındaki özgün mimari yapıları yıkılıp yok olurken, başta Büyükşehir olmak üzere tüm belediyeler, kaldırım seferberliği başlatmışçasına daha birkaç yıl önce döşenen kaldırımları kırarak yeniliyor!

El atmadığın için yıkılan sözde koruma altındaki evin önüne altından kaldırım yapsan ne yazar?

Kaldı ki bu tür çalışmalar büyük ölçüde vatandaş katında yandaşlara rant aktarmak olarak değerlendiriliyor!

Maalesef Mersin adeta bir kaldırımistana dönüşmüş durumda!

Yenişehir Belediyesi’nce Büyükşehir’in sorumluğunda olduğu açıklanan, Müftü Deresi’nin denize döküldüğü yerden başlayıp Hilton Oteli önüne kadar uzanan alana sanki yıllarca el değmemiş gibi!

O bölgeden ne zaman geçsem terk edilmişliğin hüznü sarar içimi. Deniz fenerinin de bulunduğu o alanda bir zamanlar Akdeniz Plajı’nın olduğunu, sıcaktan bunalan Mersinlilerin bir koşu gidip ak köpüklü dalgaların koynunda serinlediğini günümüzde kaç kişi anımsıyor dersiniz?

Hadi gel de iç geçirme, bugün sağlıklı bir şekilde denize girebilmek için en azından 35-40 km yol gitmek durumundayız. Deniz ayağımızın ucunda bulunmasına karşın vatandaşların Akdeniz Plajı’nın yeniden kurulmasına dönük istemlerine kulak tıkanıyor!

Kaybettiklerimize mi yanalım, yoksa yapılanların yozluğuna mı?

Hani dedim ya, önemli olan yapmak değil, yapılanı koruyup yaşanır kılmaktır!

Oysa kentlerin de bir kimliği vardır!

Kentler, ancak kimliğini koruyarak geleceğe taşınabilir! 

Gelin görün ki, gözünü iktidar hırsı bürümüş politikacılar ile ruhunu rant tutkusuna ipotek etmiş gözü doymazların elinde oyuncağa dönüşen kentlerimiz özgün değerlerinin tümünü yitirdi!

Bizlerse kaybettiklerimize “ah vah!” etmekle gün geçiriyoruz!

 

 


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA