İyi Parti’nin Mersin’de yaşadığını CHP Eskişehir’de yaşamıştı


Tarih : 2 Mart 2019 Cumartesi 15:18

Yıl 1999... Yine Türkiye yerel seçime gidiyor. Açık Öğretim’in yaratıcısı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Eskişehir Anadolu Üniversitesi rektörü. YÖK, rektörlerin iki kereden fazla seçilemeyeceğini hükme bağlamış.

TANJU CILIZOĞLU

Hoca bir dönem atanmış, ikinci kez seçilmiş. Hukukçular “seçilmiş” kelimesinden hareketle “atanmışlığın” sayılmayacağı yorumu ile hocanın bir dönem daha seçilme hakkını savunuyorlar.

Yapılan itirazları YÖK reddetti ve Yılmaz Büyükerşen de rektörlüğü bırakarak 1999’da siyasete atılmaya karar verdi.

CHP üst yönetimi tarafından Baykal’a, Hocanın partilerine davet edilmesi önerildi. Baykal, Büyükerşen’e telefon ederek “Bize katılın” önerisinde bulundu ve “ilk fırsatta görüşeceğiz” diyerek telefon kapatıldı.

Hoca bu görüşmenin sonrasında Baykal’ın telefonunu bekledi ve seçim için istifa etmesi gereken güne iyice yaklaşıldı. Bu arada Bülent Ecevit, Hocayı arayarak Partisi’ne davet etti. Hoca da “evet” dedi. Seçim için rektörlükten istifanın son günü Baykal saat 11:00’de aradı:

“Ben şimdi bir seyahate çıkıyorum. Siz lütfen istifa edin dönüşte görüşelim” dedi. Hoca “Sizden haber çıkmayınca Sayın Bülent Ecevit’ten aldığım teklifi kabul ettim. Bana anlayış gösterin” yanıtını verdi, mesele kapandı.

BEKLE BAKALIM

Yılmaz Büyükerşen Meclis’e girerek siyasete adım atmak istiyordu.

Ecevit ise “Hocam biz sizi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için düşündük lütfen kabul buyurun” dedi.

Bu arada Büyükerşen “Eskişehir’de CHP ve DSP’nin ayrı ayrı gireceği bir seçimin kazanılmasının mümkün olmadığını görüyor, kaybedeceği bir seçime de girmeyi düşünmüyordu.

CHP İl Başkanı Avukat, bu durumu genel başkanına arz ederek “Biz seçime katılmayalım, merkez sağ seçmenin çoğunlukta olduğu ilimizin 1950’den sonra ilk kez yerel yönetimde Sosyal Demokrasi ile tanışmasını sağlayalım. Seçmenimiz bir de bizi denesin ve ben Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in çok başarılı bir belediye başkanı olacağına inanıyorum” dedi.

Deniz Baykal bu öneriyi reddederek seçimlere mutlaka gireceklerini, bu düşünceden vazgeçilmesini il başkanına tebliğ etti.

Hoca Eskişehir’de “Merkez sağa karşı sol birleşmezse, seçimin alınmasının mümkün olmadığını bu nedenle adaylığı düşünmediğini” açıkça söylüyordu.

Seçim yaklaştı ama Hocanın DSP adaylığı sürüyordu. Kendileri ile o sırada yaptığım bir görüşmede bunu sordum.”Dur bakalım biraz bekleyelim” dedi.

Neyin beklendiğini anlamamıştım.

Ama İl Seçim Kuruluna aday listesinin verilmesinin son günü, CHP İl Başkanı saat 16:30’da başvuru yapmak için il binasından çıkmış, İl Seçim Kurulu’na saat 17:00’de sürenin dolmasından yirmi dakika sonra ulaşmıştı.

Doğal olarak Seçim Kurulu listeyi almamış Eskişehir’de de CHP aday gösterme şansını kaybetmişti.

Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan itiraz da kabul edilmemişti.

ESKİŞEHİR BAŞARISI

CHP Merkez Yürütme Kurulu, İl Başkanını hemen disipline vermiş hem de partiden ihraç etmişti.

Ne var ki, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen CHP’nin giremeyeceği bir seçimde kentin bütün sol kadrolarını yanına alarak ve CHP’li seçmenin de desteği ile yüzde 44 oyla -1950’den 1999’a kadar süren merkez sağ hakimiyetini yıkarak- Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti.

Vefat eden CHP’li avukatın öngörüsü gerçekleşmiş, Büyükerşen ilk seçimden sonra Eşkişehir’i markalaştırmak noktasında ciddi başarılar kazanmış ve 29 Mart 2004, 24 Mart 2009, 30 Mart 2014 seçimlerinde de oylarını artırarak AKP’nin yükselen trendine rağmen başkanlığını korumuştu.

Hoca beşinci kez 31 Mart’ta seçilmek için yeniden aday...

YİRMİ YIL SONRA

Türkiye’nin 1999 yerel seçimlerinde Eskişehir’de CHP’nin yaşadığı olayın bir benzerini yirmi yıl sonra İyi Parti Mersin’de yaşadı.

İl Başkanı, listeyi İl Seçim Kuruluna geç vererek partisinin adayı Burhanettin Kocamaz’ın seçime girmesini önledi.

Etik olmayan, özünde her türlü şaibeye açık ve parti suçu işlemekten öte yapana bir sorumluluk yüklemeyen demokrasimizin bu kara deliği işliyor, işletiliyor.

Bu karadeliği kapatmayı da ülkeyi yönetenler düşünmüyorlar.

Meral Akşener “Bizi içimizden vurdular” diyerek yakınıyor. Ne var ki bu işleyişin yapana hukuki hiçbir sorumluluğu yok.

Yaşanan tam bir seçim kumpası.

Türkiye bu tür kumpaslara karşı da son derece duyarsız. Olayı yapan il başkanı ortalarda gözükmüyor.

Eskişehir’de 1999’da yaşanan olay yirmi yıl sonra yinelendi.

Çok olası ki, bu yöntem önümüzdeki seçimlerde de uygulanacak.


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA