Türk mucizesinin adı: Halkçılık


Tarih : 5 Nisan 2019 Cuma 13:08

Başta Mustafa Kemal olmak üzere Türk Devriminin önderleri, dünyada mucize olarak adlandırılan hem kültürel hem de iktisadi kalkınmayı, büyümeyi halkçı, devletçi bir anlayışla başardılar dedik. Şimdi sıra bu anlayışı kısmen tarihi sürecini izleyerek anlatmaya geldi.


FEYZİYE ÖZBERK

Halkçılık, Türk Devriminin temelini oluşturan programdır ve bizzat Mustafa Kemal tarafından, Kurtuluş Savaşı sürecinde, kaleme alınmış ve 13 Eylül 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin onayına sunulmuştur. Bu program, 1921 Anayasası'nın (Teşkilât-ı Esasiye Kanunu) dayanağını oluşturur. Bir ulusun ölüm kalım savaşı ancak Halkçılık anlayışıyla yani halkın canını, malını vermeye hazır gönüllü ve örgütlü desteğiyle kazanılabilirdi. Sadri Etem'e (Ertem) göre, "İstiklâl Harbi'nin iki hedefi vardı: Vatanda eşit haklı insan, dünyada eşit haklı millet ülküsüne can vermek!"

Halkçılık Programı, emperyalizme ve kapitalizme cepheden karşı çıkar. Hem 2., hem 3. maddelerde emperyalizmin ve kapitalizmin tahakkümüne karşı milletin seferber edileceği ve bir İstiklal Savaşı verileceği belirtilir. Bazı mebuslar haklı olarak sorarlar, hangi kapitalizm, iç mi dış mı diye. Hariciye Vekili Ahmet Muhtar Bey, 22 Ocak 1921 günü, yani Anayasa'nın kabulünden iki gün sonra, Büyük Millet Meclisi (BMM) kürsüsünden yaptığı konuşmada, ülkede büyük sermayenin bulunmadığına dikkat çeker ve bu programın emperyalizme ve dış kapitalizme karşı olduğunu açıklar.

Madde 4'de şöyle denir: "Büyük Millet Meclisi hükümeti, halkın maruz bulunduğu sefalet sebeplerini gidererek, saadet ve refahının sebeplerini temin etmeyi esas umde sayar. Bu sebeple toprak, maarif, adliye, iktisat ve bütün içtimaî meselelerde asrın kabına ve halkın hakikî ihtiyacına göre muktazî (gerekli) yenilikleri ve tesisleri vücuda getirmeyi başlıca vazife sayar..."

Yani Halkçılık Programı, halkın ihtiyaçlarını esas alır. Sekizinci maddede, hükümetin bir halk hükümeti olduğu belirtilir: "Türkiye Halk Hükümeti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur." Bu madde, 6. maddenin ruhunu da tamamlar: "Madde 6 - Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır."

ULUSAL EGEMENLİĞİ İLKE EDİNEN HÜKÜMET

Mustafa Kemal Paşa, 1 Aralık 1921, Bakanlar Kurulunun "Görev ve Yetkisini Belirten Yasa" önerisi nedeniyle yaptığı konuşmada, hükümetlerinin bir "halk hükümeti" olduğunu açıklar: "Efendiler, bizim hükümetimiz sosyalist bir hükümet değildir. Ve hakikaten kitaplarda mevcut olan hükümetlerin, yönetim biçimleri yönüyle hiçbirine benzemeyen bir hükümettir. Fakat ulusal egemenliği, ulusal iradeyi ilke edinen bir hükümettir, bu yapıda bir hükümettir. Bilimsel ve toplumsal açıdan bizim hükümetimizi tanımlamak gerekirse, 'halk hükümeti' deriz. (...) Biz, hayatını, bağımsızlığını kurtarmak için çalışan iş insanlarıyız, zavallı bir halkız! Kurtulmak, yaşamak için çalışan, çalışmak zorunda olan bir halkız! (...) O halde, Halkçılık, toplum düzenini çalışma (üretme) hukukuna dayandırmak isteyen bir yönetim biçimidir. Efendiler, biz bu hakkımızı saklı tutmak, bağımsızlığımızı kurtarmak için ulus olarak bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı ulusça savaşmayı göze almış insanlarız."

YOKSULU EFENDİ YAPTI

"Halkçılık, halkın halk tarafından, halk için yönetilmesidir." "Halkçılık, gerçek demokrasi demektir." "Halkın örgütlü olması, halkla birlikte karar vermektir." "Kişilerin dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet ve siyasal görüş ayrımı gözetilmeksizin yasalar önünde eşit olması ve halkın devlet için değil, devletin halk için var olmasıdır." "Halkın çıkarlarından yana olmak, halkın çıkarlarını savunmaktır."

Halkçılık neyi anlatıyor? Yukardaki anlatımlardan acaba hangisi en esaslı ya da en kapsamlı tanımı içeriyor? Yusuf Akçura, halkçılığın en açık ifadesinin, Mustafa Kemal tarafından "Batı Türkleri tarihinde en yüksek mevkiinden, Millet Meclisi kürsüsünden ilk defa söylenen bir söz" olduğunu açıklıyor. O söz bir tavsiyedir: "Efendimiz ve velinimetimiz köylü, önünde hürmetkâr vaziyeti takınmak."

Bence de en yalın ve özlü açıklama bu. Yani toplumun en geniş, en ezilen, en yoksul kesimini efendi yapmak. Devlet yönetilirken, alınan toplumsal, siyasi ve özellikle iktisadi kararlarda ölçü, bu anlayış olmalı. Toplumun iktisadi olarak en yoksul kesimi "Efendi" olmadan "Halkçılık" ilkesi amacına ulaşmış sayılmaz.

HALK TARAFINDAN HALKLA BERABER

Halkçılık ilkesiyle ilgili olarak Şükrü Kaya, "Bizim halkçılığımız, halka doğru, halk için değil, halk tarafından ve halkla beraber sistemidir" diyerek, Kemalist Devrimin Halkçılık anlayışını daha net bir biçimde açıklar. Bu sistemin memleketin doğrudan doğruya halk tarafından idaresini temin ettiğini belirtir. Bütün vatandaşlar yasalar önünde eşittir.

Kaya Halkçılığa, CHP'nin her sene toplanan ocak kongrelerini, iki senede bir toplanan vilayet kongrelerini, dört senede bir toplanan büyük kurultayını örnek göstermiştir. Yapılan işleri, her sene bu kongrelerde gözden geçirdiklerini ve oradan alınan neticeleri üyelere ve vekillere sunduklarını belirterek Meclisin yasalarındaki isabetin en büyük etkenini halkın fikirlerini almaya bağlamıştır.

DEVAM EDECEK


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA