EY ÖZGÜRLÜK…


Tarih : 11 Temmuz 2019 Perşembe 00:34

Gazeteci İbrahim Yalçıner’in facebook notları

EY ÖZGÜRLÜK…

Öyle sanıyorum ki, belirli bir tarihsel içeriğe ve bağlama oturtulamazsa en tehlikeli kavramlardan biridir Özgürlük. Evet büyülüdür, insanı çeker ama o kadar da insanı yanıltır…Bugün gerçekte özgürlüğü boğan bir çok şey özgürlük diye sunulmaktadır bize. 

Küresel efendiler dünyayı yeniden ortaçağ ilişkilerine sokuyorlar ve bütün bunları bize özgürlük ve insan hakları kavramı içinde sunuyorlar.. Gerçek özgürlükler bunun tam tersidir oysa.Tarihsel olarak bütün insan haklarına bakınız, bütün özgürlüklerin temelinde egemenlik hakkının "Tanrı"dan alıp milete verme, derebeylik ilişkilerinden, tarikatlardan ve cemaatlardan, aşiretlerden ve etnik bölünmelerden kurtulma vardır… Fransız, ingiliz, Amerika ve Türk devrimlerinin asıl anlamı budur.. Aydınlanma devrimleri budur. İnsan kulluktan bireye; cemaatler cemiyete; ümmet ulusa ya da etnik topluluklar ulusa dönüştükçe özgürleşebilirler… Özgür toplumda tarikat ve aşiret ilişkilerinin yeri yoktur..Özgür toplumda şeyh şıh ve seyit olmaz, çünkü kimse doğuştan gelen toplumsal hak ve statüye sahip olamaz.. Oysa şimdi küresel çevreler bize bütün bunların tersini Özgürlük dile kabul ettirmeye çalışıyorlar. Yeniden Orta çağa sürüklüyorlar.. Ağalığa, şeyhliğe özgürlük istiyorlar. Tarikatlara ve cemaatlara, etnik ve mezhepsel bölünmeye, ortaçağ din anlayışına özgürlük istiyorlar… Özgürlük diye diye gerçek özgürlükleri yok ediyorlar..
----
Financial Times: Çin’in silahlanmasından korkuyor musunuz?

Putin: Çin silahlanmaya 117 milyar dolar, ABD ise 700 milyar dolar harcıyor. Dünyayı Çin’in silahlanmasıyla mı korkutmaya çalışıyorsunuz?
----
Yumurtasından çıkan kertenkelenin ilk işi kaçmaktır, çünkü yakalanırsa annesi onu yiyecektir. Anne de protein ihtiyacını yavrularını yiyerek karşılamaktadır. Sürüngen beynin özelliğidir bu. Bütün amacı yaşamak ve üremektir. 
Ha, bu arada sürüngen beynin insanda tümüyle devreden çıktığını zannetmeyin.. Hatta kimilerini daha çok sürüngen beynin yönettiğini bile söyleyebiliriz.
----
Bakmayın öyle koca koca laflar eden işadamları ve siyasetçilere, onların çoğu bölgecidir, hatta mezheplerini bile aşamamışlardır. Mersin iş dünyası ve siyaseti ne çekiyorsa bunlardan çekiyor, çünkü sadece göstermelik şeyler peşindeler.. Hepinizin yakında maskesi düşecek merak etmeyin..
----
Toplum olarak bir çok konuda beyin iltihaplanması geçirdiğimize inanıyorum. 
Bakın PKK hala cinayet işliyor. Bugüne kadar onbinlerce insan öldürdü. PKK eylemlerinden en çok Kürtler acı çekti. kaç yuva yıkıldı, kaç çocuk öksüz kaldı bir düşünün. Normalde bir ülkenin ayağa kalkması lazım değil mi bunu için.. O PKK'nın kitle katliamları sonrasında özelikle.. 
PKK bu güne kadar aydınlarımız, solcularımız, demokrarlarımız ne yaptı bugüne kadar: "En fazlası bildiri yayınladılar PKK ile görüşün, anlaşın, çözün" diye. 
"Barış"tan PKK ile anlaşmayı anladılar. İtihaplanma burdan başladı. PKK şiddeti böyle meşrulaştırıldı işte. Böyle yaparak rahatlamış vicdanlarıyla hem devrimci, hem demokrat, hem barışçı insanlar olarak çözümcü oldu bazıları. 
Karşı çıkanlara ise Kürt düşmanı ve ırkçı olmak kaldı
Oysa demokrat olmanın birinci koşulu her türlü şiddete, hangi nedenle, hangi amaçla yapılmış olursa olsun, amasız fakatsız karşı çıkmaktı.. Şiddet şiddetti. Hiçbir şiddet, hiçbir koşulda meşru gösterilemezdi. 
Ama iltihaplanan beyin bunu anlayamazdı. Cıvıklaşır, sıvılaşırdı her şey.. Dolayısyla o irinli beyinler, bay demokratlar olarak, her yere sızdı.. Çünkü ters yüz edilmişti her şey..


Etiketler :




Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!
 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM

demokratmersin.com © Copyright 2007-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA