Avukat İzzet Uludağ 

MTSO'nun yeni yaşını kutluyor ve Türk milleti için millî ticaret ve sanayinin gelişmesinde başarılı roller diliyorum:
Burada ifade ettiğimiz şey, sadece soyut bir temenni değil, siyasi ve ekonomik bağımsızlığa dayalı olan ve Atatürk'ün 1930'lu yıllarda hayata geçirdiği devletçiliğin baskın olduğu ve piyasada ve kambiyo sisteminde kontrolü sağladığı planlı karma halkçı bir ekonomi ile mümkün olabilir.
Kısaca özetlersek bugün de;
Atatürk'ün 1930'lu yıllarda kamu öncülüğünde planlı karma ekonomik sistemle dünyanın en hızlı büyüyen iki ülkesinden biri olan ülkemiz, Türk milleti büyük sıkıntılar içindedir. 
Son 40 yılda içine sokulduğumuz ve bugün de doruğa ulaşan sıkıntılarımız, bir parçası yapılmak istendiğimiz ekonomik sistemin sonucudur. 
Bilmek zorunda olduğumuz öncelikle kabul, budur! 
Asla gözardı edemeyeceğimiz emperyalist sistemden bağımsızlaşmak zorunda olan Türkiye'nin devlet kontrolünde, planlı karma ekonomik çerçevede uygulayacağı sihirli ve zorunlu ve hepimizi zorluklar içinde tasarrufa ve direnmeye çağıran plan özetle şöyledir:
1- Tasarruf,
2- yatırım
3- İstihdam ve planlandığı biçimde hızla artacak olan
4- Üretim ile 1930'lu yıllardaki gibi kararlı durarak ve sıcak paradan, doların saltanatından da kurtularak
İşsizlik, pahalılık, açlık vb sorunları çözebiliriz.
Günümüzde esas sorun, sadece sonuç olan doların yükselmesinde değil, 1980 yılından bu yana 1930'lu yıllardaki Atatürk'ü ve arasız devrimlerini, ve bizi gönendiren halkçı programını reddetmemizdedir.
Gugün, uygulanacak program da Atatürk'ün işte geçmişte de büyük zaferlere bizi taşıyan bu iradesi çerçevesinde olmak zorundadır.
Başka şansımız söz konusu değildir!
Havanda su dövmek, gerçeğe karşı durmak üreticilerin başta olmak üzere Türk Milleti'nin geleceğinin küresel sisteme teslim edilip yutulmasını beklemek olacaktır. 
MTSO, bu süreci siyaseten değil nesnel olarak izlemeye gayret göstermeli, 1930'lu yıllardaki planlı ve Türkiye ve halk öncelikli kalkınma programını savunmalıdır