Büyük depremin üzerinden iki ayı aşkın süre geçti.

Yaralar yavaş yavaş da olsa sarılmaya çalışılıyor.
Böylesine bir afeti aşmak gerçekten kolay değil.
Ulusça el ele verirsek aşabiliriz.
Ve de felaketi yaşayanın hangi görüşten olursa olsun insan olduğunu unutmadan.
Son yirmi yıldır Türkiye yeterince kutuplaştırıldı.
Bu da ister istemez toplumsal barışı bozdu.
Siyasilerin kavgası vatandaşa da yansıdı.
Yurdum insanına partisine göre bakılmaya başlandı.
Ne yazık ki bu durum huzursuzluğu körükledi.
Deprem yardımları yapılırken bile ayrım yapıldığı iddia edildi.
Ki, böyle bir durum olduysa çok yazık!
Felaketi yaşayanın partisine bakılmaz!
O öncelikle İNSANdır!
Ama sağcı ama solcu hiç fark etmez!
Bunun için ÖNCE İNSAN demeyi bilmek gerekir.
CHP’li belediye başkanları bu bağlamda büyük bir sınav verdi.
Ve de insani açıdan sınıfı geçti.
Bunlardan biri de Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap SEÇER’dir!
Deprem sonrası Belediyenin tüm olanaklarını deprem bölgesine yönlendirdi.
Hem de parti ayırımı yapmadan.
Böylesi günlerde doğru olan davranış budur!
Amaç, afetzedelerin hepsine ulaşarak, onların derdine derman olmaya çalışmaktır.
Geçtiğimiz hafta başı Mersin Büyükşehir. Belediye Meclisi’nin Nisan ayı ilk toplantısında Başkan Seçer’in öncülüğüyle Meclis önemli birkarara imza attı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Adıyaman Belediyesi ile kardeş şehir oldu.
Mersin’in Başkanı CHP’li Adıyaman’ın AKP’li.
Meclisteki diğer tartışmalardan dolayı bu haber gazetelerde yeteri kadar yer bulmadı.
Aslında manşetlik bir haberdi!
Seçer, ÖNCE İNSAN diyerek partisine bakmadan depremde en çok zarar gören illerin başında gelen Adıyaman Belediyesi’ni kucaklamasını bildi.
Kim ne derse desin.
Seçer alkışı hak etti.
Partisi ne olursa olsun.
Deprem felaketi bizim insanımızı vurdu.
İnsanımıza sahip çıkmak tabi ki önce devletin sonra da yerel yönetimlerin görevidir.
Başkan Seçer bu görevi en iyi şekilde yerine getirmiş ve de örnek bir karara imza atmıştır!
Tabi ki bu karara destek veren meclis üyeleri de!
 
Sözün ÖZÜ; 
MERSİN-ADIYAMAN KARDEŞ ŞEHİR oldu.
Umudum partisine bakmadan bu kardeşliklerin çoğalmasıdır!
Ki, insan olduğumuzu unutmayalım!
İnsan robot değildir.
Herkesin aynı düşüncede ve görüşte olmasını beklemek ham hayaldir!
Türkiye yönetenlerin ham hayalleri nedeniyle çok şey kaybetti.
Bu nedenle gerçekçi olmak ve insana değer vermek farz oldu.
Bitsin artık kula kulluk dönemi!
diyor ve Seçer’i kutluyorum.
Nazım Üstadın Davet şiirindeki gibi. 

Davet
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim. 
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak, 

bu cehennem, bu cennet bizim. 
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, 
yok edin insanın insana kulluğunu, 
bu dâvet bizim.... 
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür 
ve bir orman gibi kardeşçesine, 
bu hasret bizim...