ATATÜRK VE ALTI OK'UN OLMADIĞI BİR KURULTAY OLACAKTIR BU! GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ. ÖZDE DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMAYACAK. SEÇİM SÜRECİNDE OLMADIĞI GİBİ. KORKAKLARIN, MAKAM VE KOLTUK PEŞİNDE KOŞANLARIN KÖR DÖĞÜŞÜNE TANIK OLACAĞIZ YİNE. 

ÜLKE VE BÖLGE DURUMUNU GÖRMEDEN, KAVRAMADAN YAPILAN BİR KÖR DÖĞÜŞÜ! DÖĞÜŞENLER DEĞİL, BU KÖR DÖĞÜŞÜNE KÖRÜ KÖRÜNE SEYİRCİ KALMAK İŞİN EN ACI YANI OLACAKTIR!

SON 2 KURULTAY ÖNCESİNDE PAYLAŞTIĞIM BU YAZIMI OKUMANIZI DİLERİM:

CHP'NİN 36. OLAĞAN KURULTAY DELEGELERİNE VE ÜYELERİNE!

12.01.2016 TARİHİNDE YAYIMLADIĞIM UYARIYI, İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ ÇETİN KOŞULLARDA, CHP'NİN GELECEĞİNİ TAYİN EDECEK BU SÜREÇTE TARİHİ BİR UYARI OLARAK ÖNCELİKLE CHP'NİN ATATÜRKÇÜ ÜYELERİNE VE KURULTAY DELEGELERİNE BİR UYARI OLSUN DİYE YENİDEN YAYIMLIYORUM: YARIN ÇOK GEÇ KALMIŞ OLABİLİRİZ!

"SAYIN KILIÇDAROĞLU’NA ve 35. CHP OLAĞAN KURULTAYI DELEGELERİNE TARİHİ ÇAĞRI!

4 Eylül 1919 tarihindeki CHP’nin kuruluş Kurultayı olan SİVAS KONGRESİ’ne ölümü göze alarak koşa koşa katılan delegeler size örnek olsun!
Öncelikle cesur olun!
Bu hafta içinde, bölgede ortalığı kasıp kavuran, kentleri alt üst eden, kardeşi kardeşe düşüren, milli devleti dağıtmak için hazırlanan tezgâha açıkça alet olan, asker ve polislerimize saldıran, onları şehit eden, okulları yakan yıkan, sağlık ocaklarını, kreşleri bombalayan, BÖLGE HALKINI ORTAÇAĞ zihniyeti doğrultusunda açlık ve yoksulluk ile boğuşmaya mahkum eden PKK'yi açıkça ABD ve İSRAİL'in çıkarları doğrultusunda sözüm ona bazı aydınların imzalayıp yayımladığı, düşünce özgürlüğü ile asla açıklanamayacak olan bu destekleme bildirisi KURULTAY'da OY BİRLİĞİ ile mahkum edilmelidir. 
İktidar olmak ve milli devletin yıkılmasını önlemek için bunu yapmakta asla tereddüt etmeyin. Çekinmeyin, korkmayın. Milletle birleşin. KURULTAY'ı SİVAS KONGRESİ'ne dönüştürün. Baş tacı olun!
AKP’yi alaşağı etmenin yollarından biri de inanın budur! 
Manda ve himayeyi kabul etmek yerine bu gün de makamlarınızı, koltuklarınızı, işinizi gücünüzü kaybetmeyi ve hatta gerekirse ölümü göze alın! 
Türkiye’yi bağımsız, Millet’i özgür kılın!
Vicdanlarınıza geçirilmeye çalışılan prangaları parçalayın!
Beyinlerinizi ele geçirmeye çalışan çabalara, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tam bağımsızlıkçı çizgisinden sizi uzaklaştırmak için kurulan yerli ve yabancı komplolara karşı uyanıklığı elden bırakmayın!
Gözünüzü kör edecek, sizi Mustafa Kemal’in aydınlık yolundan koparacak iş, güç, sırtınıza ağırlık verecek mal-mülk, makam sahibi ve milletvekili olmak yerine “Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür” olmayı seçin!
Dünyalar sizin olsun!
Bugün Türkiye, 97 yıl sonra yeniden bir yol ayrımındadır. 
Kurtuluş ya da yok oluş kapımızdadır!
Ne yöne gideceğimize siz karar vereceksiniz!
Bunun bütün yükü ve ağır sorumluluğu, 1919’daki CHP’nin ilk kurultay üyeleri gibi sizin omuzlarınızdadır.
Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere Sivas Kongresi’nin bütün delegeleri, İstiklal Savaşı’nın bütün şehit, gazi ve katılanları sizi yeniden milli kurtuluşa, tam bağımsızlığa, çağdaş, laik, demokratik, halkçı bir Türkiye’ye ve CHP programının özü olan Altı OK’a sımsıkı sarılmaya, Millet’i yeniden coşku ve mücadeleye seferber etmeye çağırıyor.
Bu görev bugün size düşüyor.
Düştüğümüz yerden kalkmanın zamanıdır. Elimizden tutun!
İktidarı almanın tam vaktidir.
Millet’in makûs talihini yenmemizin vakti gelmiştir. 
Kim oldukları Genel Başkan Sayın KILIÇDAOĞLU tarafından oldukça iyi bilinen, bir kez bile “ATATÜRKÇÜYÜM”, “ALTI OK’U SAVUNUYORUM” “CHP’liyim” demeyen başta TR 705 kod adı ile maruf Sezgin TANRIKULU olmak üzere Atatürk’e “kefere” diyen, O’nun resmini odasından atan Atatürk’ün kokusuna ve ALTI OK’un birleştirici ve geliştirici dokusuna aykırı bir grup, CHP ve devleti kuran Altı Ok karşıtı, gayri-milli, liberal, bölücü ve gerici bir çizgiyi ellerinde tuttukları güçle partiye hâkim kılmaya çalışmaktadır. 
İzledikleri bu çizgi, CHP’yi iktidara götürmek yerine AKP’yi ve bölücü HDP’yi güçlendirmektedir. 
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve son seçimlerde izlenen yol da bu sonuca hizmet etmiştir. 
Partimizin önemli bir kesimi, oy vermeye gitmemiştir. 
Büyük bir kısmı Alevi kardeşlerimiz olmak üzere bir milyondan çok daha fazlası maalesef HDP’ye itilmiştir. Bölücülük güçlendirilmiştir. Terörist heykelleri dikilmiş, Atatürk heykellerine saldırılmıştır. 
Bölücülüğe giden yolun taşları, “AÇILIM YASASI” adı altında döşenmiş, partimiz içindeki aklı evveller bu yasayı açıkça desteklemiştir. 
Sadece seçimlerde yenilmekle kalmıyoruz. 
Milletten kopuyoruz. 
Altı Ok, yok edilmektedir. 
Altı OK yoksa, CHP tasfiye sürecindedir. 
Milli ve halkçı bir çizgi izlemeyen ve 1930'ların CHP'sini reddeden bu çizgi yönetiminde son 6 seçimdir yeniliyoruz.
Kişiliğimizi kaybediyoruz.
Artık yeter!
Milli ve halkçı ALTI OK dışındaki bütün liberal, milli ve halkçı olmayan, gericilik ve bölücülüğe karşı mücadeleyi bir zaaf olarak gören bütün siyasi çizgiler, bizi mutlak bir yenilgiye götürecektir. 
Her geçen gün AKP ve emperyalist saldırı, bölücülük ve gericilik sadece ülkemizde değil bütün ortak coğrafyada hâkim kılınmak istenmektedir. 
Yıllardır “Oy verelim, gitsin!” dediğimiz AKP, toplumun dokusuna uygun olmayan izlenen bu çizgi nedeniyle bir türlü gitmemektedir. 
Sabrımız taşmak üzeredir. 
Milli devlet, özellikle son günlerde “türbana özgürlük” adı altında başlatılan kampanya sonucunda Anayasa babayasa dinlemeden laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan AKP tarafından maalesef ciddi bir itiraz da olmadan dağıtılmakta ve toplum yeniden etnik ve dinsel farklılıklara göre bölünmektedir. 
Hatta bölgemiz, etnisite ve mezhep-inanç temelli devletlerin kurulacağı ve çatışmaların asla bitmeyeceği bir kara cehenneme doğru itilmektedir. 
Bu duruma el yordamıyla son vermek asla mümkün değildir. 
ABD Emperyalizminin atadığı birinin başında bulunduğu, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş, özelleştirme adı altında kamu ekonomisini dağıtan, ülkenin bölünmesi için ne gerekiyorsa yapan, ülkeyi bölünme sürecine sokarak milli devleti çökerten, rüşvet, hırsızlık gibi olayların su yüzüne çıktığı AKP’nin saltanatına son vermenin zamanı gelmiştir. 
Halkçı bir cumhuriyeti yeniden yaratmak için;
Milli devleti ayağa kaldırmak için;
Milli birliği sağlamak, bölgemizdeki kargaşaya son vermek için; 
ABD ve AB’nin emperyalist sömürüsüne son vermek için;
Açlığı, yoksulluğu, onursuzluğu bu coğrafyadan silmek için;
Önümüzdeki ekonomik krizleri alt etmek, istihdamı genişletmek, işsizliğe son vermek, milli ekonomiyi kurmak ve yaşatmak için;
Hangi inanç ve kökenden gelirse gelsin bütün milletimizi birleştirmek için;
Bölünmeye son vermek için;
Dünya’nın ve bölgemizin baş belası ABD emperyalizmi başta olmak üzere, milli devletleri boğmak ve bölmek isteyen, yoksul milletlere düşmanlık güden İsrail ve bütün şer güçlere karşı “Yurtta Sulh, Cihan’da Sulh” ilkesiyle bölgesel ve Dünya çapında paktlar kurmak için;
İktidar için;
Kişilere değil, ALTI OK’a sarılma zamanıdır. 
Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye için Mustafa Kemal ATATÜK zamanıdır!
Bu Kurultay’da bütün delegeleri, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1919’lar sonrası, 1930’ların ve tüm zamanların partisine sahip çıkmak için bir CHP üyesi olarak görev başına çağırıyorum!
Başta Halkçılık ve Milliyetçilik olmak üzere ALTI OK VE Tüm Millet’in birliği mi?
Yoksa mazlum milletlerin açlığı üzerine yükselen sınırsız bireysel zenginliğin vahşi küresel ideolojisi liberalizm ve bölünme mi?
ALTI OK’u ve ATATÜRK’ün kurucu iradesini tarihe ve toprağa gömerek zalimlerin devam edecek zulmüne teslim mi olacağız ya da ATATÜRK’ün kokusunu ve bizi bir zırh gibi her tehlikeye karşı sarıp sarmalayan ALTI OK’un dokusunu benimseyerek bütün milleti de bu çatı altında birleştirerek iktidar mı olacağız? 
Prangaları parçalayın, vicdanlarınızı, beyinlerinizi özgür bırakın! 
Buna siz karar verin! 
Sayın KILIÇDAROĞLU ve Kurultay delegeleri;
PM ve MYK’nın oluşumunda;
CHP’nin devlet kurucu iradesini benimsemeyen ve CHP Parti Programı’nın kısa bir özeti olan ALTI OK’u ağzına almayan, Altı OK’a göre tutarlı milli ve üniter yapıyı savunan çizgiyi reddeden, Anayasa’nın değiştirilmesi ve TÜRK MİLLETİ’nin adının -bırakın anayasayı- tarihten çıkartılmasına, silinmesine destek verenleri, bölgemizde bağımsız bir KÜRDİSTAN’ın temellerinin atılması için gayret gösterenleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni neredeyse açıkça bir işgal gücü olarak niteleyenleri, ATATÜRK’ün resmine bile tahammül edemeyenleri değil, Atatürk’ün kokusunu içselleştiren, ALTI OK’un dokusunu ruhunda hisseden, her türlü tarikatçı, cemaatçi, gerici ve bölücü, küresel emperyalist baskı ve dayatmaya karşı milli ve halkçı çizgiyi hayata geçirmeye kararlı ve korkusuz üyeleri TERCİH EDİN! 
Tarih, kararınıza göre sizi de not defterine yazacaktır.
Siz de bu karar ve tercihinize göre var ya da yok olacaksınız! 
Haydi, ALTI OK ve ATATÜRK ile iktidara!"

12.01.2016