ATATÜRK'ÜN BİZE VERDİĞİ GÖREV: "TÜRK MİLLİ DEVLETİNİ İLELEBET KORUYUN!"

Atatürk'ün kurucu iradesi ve CHP PARTİ PROGRAMI ve ALTI OK ÇİZGİSİ, emperyalist tahakküme ve siyasi, ekonomik ve kültürel saldırılara karşı milli devletin korunması ve vatanın bütünlüğünün korunması görevini bize, öncelikle Atatürkçü ve ALTI OK’u savunan CHP’lilere yükler. 
Bu görev, üniter devletin ve vatanın bütünlüğünü öncelikle içerir. 
Ancak bugün gözü doymaz emperyalist ABD, bölgeye kendine göre çeki düzen vermek ve haritaları yeniden kafasına göre çizmek için bütün güçlerini, devşirdiği ya da kendisinin kurduğu terör örgütlerini seferber etmiştir. 
Hedef somut olarak ABD ve İSRAİL menfaatlerinin korunması için öncelikle İRAN, IRAK, SURİYE ve TÜRKİYE’nin bölünmesi ve bölge milletlerinin parçalanmasıdır. 
IRAK’ta ABD’nin dayattığı Anayasa çerçevesinde fiilen kurulan Kürt Bölgesel Yönetimi, 25 Ağustos’ta referandum yaparak bağımsız bir KÜRDİSTAN kurma hazırlığındadır.
Bildiğiniz gibi referandum çalışmalarında gösterilen KÜRDİSTAN haritası, TÜRKİYE’nin büyük bir bölümünü de içine almaktadır. 
Sadece bu durum bile vahametin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. 
Türkiye’de de bugün emperyalist ABD, kara gücü ilan ettiği ve silahlandırdığı PKK ve bu terör örgütünün siyasal temsilcisi PYD birlikte devleti bölmeye çalışmaktadır. 
Durum böyle iken, CHP ile PKK’nin siyasal kolu HDP, ayni mücadele içinde olabilir mi? 
Çünkü HDP eş genel Başkanı Serpil KEMALBAY, “Bu çerçevede adalet yürüyüşüyle, bugüne kadar bizim sürdürdüğümüz mücadele arasında bir paralellik görüyoruz.” 
Gerçekten CHP Genel Başkanı Sayın KILIÇDAROĞLU’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü” ile HDP’nin bugüne kadar sürdürdüğü mücadele arasında en küçük bir paralellik söz konusu olabilir mi? 
Bizi, Atatürk’ün kurucu iradesine, CHP Programına ve ALTI OK çizgisine inanan ve bu çizgide başta bizi yutmak ve mahvetmek isteyen emperyalizme karşı milli anti-emperyalist mücadele verenleri kim ve hangi amaçla HDP ve dolayısı ile PKK’nin mücadele hattına bağlamak istemektedir? 
CHP ve HDP, iki zıt siyasal kutup olup ateş ile barut gibidir. Bir araya gelmeleri asla mümkün değildir. 
Bildiğiniz gibi CHP, Türk milli devletini kuran bir partidir. 
Ancak PKK ve PYD, ortak bir amaçla farklı araç ve yöntemlerle arkalarına da ABD/İSRAİL ve bazı Avrupa ülkelerinin kurumlarını alarak ATATÜRK’ten bize miras kalan milli devletimizi parçalamaya, bölmeye ve Türk Milleti’ni dağıtmaya çalışmaktadırlar. 
Her gün omuzlarımızda cenazelerini taşıdığımız inlerce şehitlerimizi kutsal vatan toprağına, İstiklal Savaşı’nda verdiğimiz şehitlerin koynuna bırakıyoruz. Yüreğimiz kan ağlıyor. 
PKK terör örgütü, pusu kurarak AYBÜKE gibi gencecik öğretmenlerimizi, nereden ve nasıl geleceği belli olmayan bombalarla başta siviller olmak üzere askerlerimizi, polislerimizi şehit edip ülkede kargaşa ve kaos yaratmaktadır. 
CHP, bizi maddi ve manevi var eden bütün milli değerlere sahip çıkar, parti programı ve ALTI OK ilkeleri bize bu7 konuda yol gösterir. 
HDP ve PKK bu değerleri ayaklar altına alır. Yıkmak ve yok etmek için bütün yolları kullanmaktan çekinmez. 
Türk Bayrağı, CHP için önemlidir. Bayrak, CHP için ve hatta bütün Türk Milleti için vaz geçilmez bir değerdir. 
HDP, Milli Devleti temsil eden bayrağımızı kongrelerinde bile asmaz ve hatta göndere çekili bayrağı indirmeye çalışır. 
Bizim için "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!" çok değerli bir şiar ve ayrıca izlenecek bir siyasi programdır. 
Oysa HDP bu sözün her yerden silinmesi için mücadele etmiştir. “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!” sözü HDP’ye diken gibi batar. 
Milli bayramlar her iki parti için farklı anlamlar taşır. 
CHP, milli bayramların yasaklanmasına karşı yiğit bir mücadele vermiştir. 
HDP/PKK, milli bayramları asla kutlanacak günler olarak kabul etmez. 
CHP, ALTI OK’ta da ifade edildiği gibi LAİKLİK İLKESİNE sıkıca bağlıdır. CHP bilir ki Laiklik, milli devletin varlığı ve milletin bütünlüğü için olmazsa olmaz ilkelerinden biridir. 
HDP, Genç Türkiye Cumhuriyeti’ne arkasını İngiltere’ye yaslanarak isyan eden ŞEYH SAİTlerin ve yine 1936 sonrasında ayaklanan Seyit Rızaların yolunu izler. Daha geçen hafta ŞEYH SAİT ve SEYİT RIZA için devletten özür beklediklerini açıklamışlardır. 
Uzatmaya gerek yok. 
Gördüğünüz gibi CHP ve HDP/PKK taban tabana iki zıt siyasi akımdır. 
PKK terör örgütü elebaşı Mustafa KARASU’nun 23 Haziran’da –CHP genel sekreteri Bülent TEZCAN’ı bile çıldırtan ve bu konuda bir açıklama yapmasına neden olan-, HDP eş başkanı Serpil KEMALBAY’ın 26 Haziran’da, söylediği gibi CHP ile HDP arasında bir mücadele paralelliği asla söz konusu değildir. 
CHP ve HDP’nin bir araya gelmeleri fabrika ayarlarına da aykırıdır. 
Atatürk’ün çizgisine zinhar aykırıdır. 
İttifak yapmaları ve hatta birlikte görünmeleri bile CHP'nin millet nezdinde itibarını zedeler. 
AKP'nin değirmenine su taşır. AKP iktidarını korur. 
Bu nedenle CHP, fabrika ayarlarına, devlet kurucu iradeye, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün devrimci, milliyetçi anti-emperyalist ve halkçı çizgisine mutlaka geri dönmeli, HDP ile yollarını derhal ayırmalıdır. 
Bize ülkede ve bölgede yaşanan sürecin dayattığı çizgi budur. 
Gaflet ve dalalet bile asla hoş görülemez.