Bazı CHP’li ve Atatürkçü arkadaşlar, 15 TEMMUZ günü Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılacak etkinliklere karşı farklı paylaşımlar önermektedir. 

Bana da gelen yazılarda “Atatürk, 23 NİSAN, 19 MAYIS, 30 AĞUSTOS, 29 EKİM ve KURTULUŞ SAVAŞI vb…” konularda yazmamız istenmektedir. 
Bunları elbette yayalım, başta milli devletimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşı’mızın örgütleyicisi ve lideri Mustafa Kemal Atatürk ve diğer milli bayramların tarihi ve günümüze kadar getirdiği ve bugün de bunlardan aldığım ışığı ve olumlu etkileri anlatalım.
Ancak öncelikle tartışmamız ve kavramamız gereken bir husus var. 
15 TEMMUZ darbe girişiminin bizim yukarıda sıraladığımız Atatürk ve diğer milli değerlerimizle paralel her hangi bir yanı var mı? 
Aksine 15 TEMMUZ harekatı ya da darbe girişimi, ABD’nin NATO marifetiyle neredeyse 40 yıldır devletin içine sızdırdığı ve yerleştirdiği kripto bir örgüt tarafından milli Türk Devleti’ni dağıtmak ve ORTADOĞU’da ve dünyada gücünü ve etkisini pekiştirmek için yapıldığı bir vakıadır. 
FETÖ’nün 2000’li yılların başından bu yana -ki evveliyatı 1960’lı yıllara kadar uzanmaktadır- başta TSK olmak üzere emniyet güçleri, yargı ve diğer stratejik kurumlara sızdığını en başta Atatürkçü siyaset ve bilim insanları ısrarla belirtip durdular. 
2004’lü yıllardan sonra aniden başlayan TSK içinde bir operasyon faaliyetinin varlığı malumdur.
ATABEY ve ŞEMDİNLİ operasyonları, 1990’lı yıllarda “hizadan çıkan” TSK’nın dağıtılması için ilk işaret fişeği sayılabilir. 
TSK’da sınav sorularının sızdırılması vb bu planın diğer yönlerinden sadece biridir. 
FETÖ, Atatürk’ün Gençliğe Sesleniş’te ifade ettiği gibi, Türk Cumhuriyeti’ni ve Türk milli devletini ele geçirmek için harici bedhahlarla birleşen ve kendini cemaat adında gizleyen dâhili bir gizli örgüttür. 
Bu gizli, kripto örgüt, dahili iktidarların da içinde saklanarak NATO’nun ve ABD’nin de desteğiyle güç toplamıştır. 
Bu, bir vakıadır. 
Öncelikle sormamız gereken soru: FETÖ, Türk milli devletine, TSK’ni zaafa uğratarak ve ele geçirerek son vermek istemiş midir?
“HAYIR!” diyebilir misiniz? 
Bizim öncelikle savunmamız gereken Atatürk’ün kurduğu bir milli devletimiz var. 
FETÖ, yıllardan bu yana gizli olarak yerleştiği kurumlardan yararlanarak -ki başta da hedefi ERGENEKON adı altında kumpas kurduğu TSK var- devleti ABD adına ele geçirmek için 15 Temmuz'da bir darbe girişimini planlamıştır. 
TSK'nin ana gövdesinin ve milletin direnmesiyle bu darbe bastırılmıştır. 
Ardından bu ve benzeri her darbe sonrasında olduğu gibi haklı olarak bu kripto örgüte karşı da tutuklamalar başlamıştır. 
Nereden bakarsan bak 15 TEMMUZ darbe girişimin önlenmesi Türk Milli Tarihi açısından önemlidir. 
Bunun önemini Atatürk başta olmak üzere Milli Kurtuluş Savaşı dâhil hiçbir milli bayram vb. mukayese etmek ya da karşısında göstermek doğru değildir. 
15 TEMMUZ’da direnen TSK da, Türk Milleti de bizimdir. Biziz. 
15 TEMMUZ'da yapılan darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasının yıl dönümünde Türk Milleti’ni “15 TEMMUZ'u destekleyenler ve karşı çıkanlar” diye bir kutuplaşma yaratmak ülkeye ve milli devlete zarar verecektir. 
Çünkü öncelikle biz, Atatürk ve CHP'nin büyük çoğunluğu da bu darbeye karşı çıktık, direndik. 
Bu bizim ortak zaferimizdir. Hiç kimse bunu reddedemez. 
Bugün 15 TEMMUZ darbe girişiminin bastırılması nedeni ile yapılacak törenlere karşı bir faaliyetin, biçimi ne olursa olsun, ülkeye de, milli devlete de ve elbette milli devleti kuran CHP’ye de bir yarar sağlar.

Öncelikle darbe tezgâhçısı FETÖ’nün işine yarayacağı da ortadadır. Bugün darbe girişimin küçümsemek vb davranışlar, hem ülke birliğine ve hem de önümüzdeki ABD çıkışlı müdahalelere kapı açar.
Tehlikelidir. 
Ayrıca AKP'nin eline milleti kutuplaştırmada kullanacağı bir koz verir. 
Oysa devlet kurucusu ve Türk Milleti’nin oluşturucusu Atatürkçüler ve CHP olarak ilk görevimiz, ülkenin toprak bütünlüğüne ve milletin birliğine zarar veren AKP'nin her uygulama ve kararına karşı, Türk Milleti’nin birliğini Atatürk ve Altı Ok çerçevesinde sağlamaya çalışmaktır.
Bugün hepimiz görüyoruz:
Yukarı satırlarda da yazdık: “TSK'nin ana gövdesinin ve milletin direnmesiyle bu darbe bastırılmıştır.”
Buna rağmen,
Duvarlara Cumhurbaşkanlığınca asılan afişlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Mehmetçiğe karşı bir aşağılama, bir saldırı söz konusudur. Mehmetçik, PKK ve diğer alanlarda ülkemize zarar veren unsurlara karşı ölümü göze alan bir savaş verirken bu gibi durumlara sessiz kalmamak ve milletin duygularını terennüm ederek ciddi bir muhalefet de etmek mümkündür. 
Bu afişler derhal indirilmelidir. 
AKP’nin milletin birliğine ve devletin gücüne zarar veren her uygulamasına karşı milletin gönlünde taht kuracak bir siyasi çizgi bizi haklı kılacak ve güçlendirecektir. 
Bu nedenle ve elbette, bu darbenin arkasında bulunan emperyalist ABD'nin ülkemizde ve bölgedeki stratejik hedefini açıklamak ve buna uygun bölgesel ve ülkenin içinde birleşici ve birleştirici ATATÜRKÇÜ siyasi bir siyaseti hâkim kılmak görevimizdir. 
Yine ayrıca ülke bütünlüğünü tehdit eden PKK ve yasal uzantısı HDP'ye karşı da hangi Kökenden olursa olsun bütün Türk milletini birleştirmek için teröre karşı da mücadele etmek zorundayız. 
Biz bunları yaparsak AKP'nin iktidar hevesini kursağında bırakırız. 
Aksi takdirde iktidar olabilmek için maalesef milletin teveccühüne mazhar olma şansını uzun bir süre daha kaybedeceğiz. 
Bize Atatürkçülere, Altı Ok'un savunucularına kuruluş felsefemiz nedeni ile ne ABD ve ne de AB iktidar olanağı sağlamaz. Ayrıca bu tür iktidar olma yolu da ne millet için ne de Atatürkçüler ve Atatürk'ün kurduğu CHP için onurlu bir anlamda taşımaz. 
Bugün hep birlikte, Türk Milleti ile el ele olmak zamanıdır. 
Milletle ve açıkça yazıyorum ATATÜRK ile bugün birleşmek günüdür. 
15 TEMMUZ darbe girişimine karşı çıkmak ve emperyalist müdahaleye engel olmak öncelikle bizim görevimizdir. 
AKP’nin bu konuda eline yüzüne bulaştırdığı her şeyi düzeltmek, milletin birliğini sağlamak da bize düşmektedir. 
14.07.2017