Johnson Mektubu’nun perde arkası | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı 
Johnson Mektubu’nun perde arkası

 

’Gerçekte tarihe ’Johnson Mektubu’ olarak geçen bu çirkin mektubun perde arkasında da Lissaridis’in yer aldığını öğreniyoruz’

Prof. Dr. Ata ATUN / KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

Kıbrıs’ta, 21 Aralık 1963 sabahı kasten başlatılan toplumlararası çatışmaların Ada sathına yayılmasından ve Rumların devlet gücünü kullanarak Kıbrıslı Türklere baskı ve göçe zorlamaya başlamasından sonra, Kıbrıs’ta yaşanan çatışmaların artması ve Rum tarafının silahlanma kararı alması üzerine, 2 Haziran 1964 tarihinde Türkiye hükümeti Kıbrıs’a çıkarma yapma kararını açıklamış ve gerekli hazırlıklara başlamıştı. Türkiye’nin bu konudaki kararlığını gören ABD yönetimi, çıkarma kararını önlemek için ABD Başkanı Lyndon Baines Jonhson imzalı, içeriği çirkin ve diplomatik teamüllere uymayan bir ihtar yazısını Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye iletilmek üzere 5 Haziran 1964 tarihinde, Türkiye’deki ABD Büyükelçisi Raymond Hare’ye şifreli teleks ile göndermişti.

ÇİRKİN MEKTUBUN YAPTIKLARI

Bu çirkin üsluplu mesaj gerçekte, Türkiye’nin kendisine gelmesini ve uzun vadede ABD’den bağımsız bir diplomasi ve sanayisini geliştirmesinin başlangıcını oluşturdu. Bugün Türkiye kendi gereksinimi olan silahların yüzde altmışını tamamen kendi tasarım ve olanakları ile geri kalan yüzde kırkın yarısının da yüzde seksenini kendi olanakları ile üretiyorsa, bunu ABD Başkanı Johnson’un söz konusu mektubuna borçlu olduğunu söyleyebiliriz.

Gelelim mektuba; hafta içinde “Kıbrıs’ın 1964-1967 yılları arasında Yunanistan tarafından işgali” ile ilgili Rumca doküman ve belgeleri internette tararken, aniden önüme Dimitris Konstantopoulos adlı bir gazetecinin Vassos Lissaridis ile yaptığı röportaj çıktı.

LİSSARİDİS’İN ROLÜ

Sosyalist Milliyetçi EDEK’in kurucusu, Makarios’un özel Doktoru olan Vassos Lissaridis’i ben, çocukluğumdan beri tanıyorum. Babamın İngiliz sömürge idaresindeki görevi nedeni ile birkaç kez babamın çalışma ofisinde karşılaşmıştım. İngiliz sömürge döneminde EAM ulusal direnişi ile EOKA arasındaki köprü adamı idi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması kararının alındığı Londra Konferansı’nda EOKA’yı temsil etmişti. 21 Aralık 1963 sabahında çatışmaların başlamasından sonra, kendine ait özel birliği ile Çağlayan bölgesine saldıran, Rum Temsilciler Meclisi Başkanı iken ASALA’ya Trodos dağlarında eğitim kampı açtıran, PKK lideri Öcalan’a ünlü Rum gazeteci “Mavros Lazaros” adı altında (C015918 numaralı) Kıbrıs pasaportunu verdiren kişi ve tam bir Helen milliyetçisidir.

RUSYA’YA YARDIM İSTEMEYE GİTTİLER
 
Gerçekte tarihe “Johnson Mektubu” olarak geçen bu çirkin mektubun perde arkasında da Lissaridis’in yer aldığını öğreniyoruz. Özetleyecek olursak, 21 Aralık 1963 sabahı başlayan Rum saldırılarından sonra Türkiye’nin huzursuzluğunu fark eden dönemin Cumhurbaşkanı Makarios, sağ kolu Vassos Lissaridis’i, dönemin Ticaret Bakanı Andreas Araouzo ile birlikte o yıllardaki adı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) olan günümüz Rusyasının o dönemdeki Devlet Başkanı Nikita Kruşçev ile görüşmeye ve yardım istemeye gönderir.

Rusya Devlet Başkanı Kruşçev, kendilerini, dönemin Rus başkanlarının ve Politbüro üyelerinin yazlık köşklerinin bulunduğu, Karadeniz kıyısında, Gürcistan, Abhazya ve Rusya sınırı arasında yer alan Soçi şehrinde kabul eder.

KURUŞÇEV’İN CEVABI

Geçmişteki dostluklarından bahseden Lissaridis konuyu Türkiye’ye getirir ve “Türkiye’den saldırı bekliyoruz, Rusya bizim için ne yapacaktır?” diye kendisine sorar. Tabağındaki Yunanistan’dan gelen zeytini gösteren Kruşçev, “Bak bu zeytin senin vatanından gelmektedir. Size tehdit Türkiye’dendir, güzel hoş ama bizim gibi muazzam bir ülke, Türkiye gibi küçük bir gücün ülkenizi istila etmesine izin vermez” der. Lissaridis, “Bunları Makarios’a söyleyebilir miyim” diye sorduğunda da Kruşçev gülerek, “sakın bana buraya turistik bir gezi için geldiğinizi söylemeyin” cevabını verir. Kuruşçev, ABD Başkanı Johnson’a diplomatik bir mektup gönderir ve şunu der: “Eğer Türkiye, Kıbrıs’ı istila ederse, Sovyetler Birliği’nin Türkiye aleyhinde harekete geçmek için başka bir şeyi kalmaz ve bu hareket askeri amaçlı olacaktır...”

Bu olaydan bir buçuk yıl önce 16-28 Ekim 1962 tarihinde yaşanan Küba krizi ve bu krizin aşılması için Türkiye’nin ABD-SSCB arasındaki gizli bir anlaşmayla harcanmasından sonra askeri, ekonomik ve diplomatik gücünü ABD’ye ispatlayan SSCB’yi bir kez daha karşısına almak istemeyen ABD Başkanı Johnson, 5 Haziran 1964’te Başbakan İsmet İnönü’ye söz konusu çirkin uyarı/tehdit mektubunu yazmak zorunda kalmıştır. Başbakan İsmet İnönü, 13 Haziran 1964’te Başkan Johnson’a gönderdiği cevabî mektubunda ise meşhur sözleri sarf eder: “Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de o dünyada yerini alır.”

İlginçtir, 1963 yılında Kuruşçev bu sözleri sarf eder ama 1971 yılında ölümünden sonra gelen Brejnev yönetimi ise 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı sırasında yaptığı ilk açıklamada Türkiye’ye “İhtiyacınız varsa 50 bin askerimiz hazır” demişti. ABD’ye de güvenen Rumlar, harekât sırasında Türk müdahalesini önlemedi diye Lefkoşa’daki ABD Büyükelçisi Roger Davies’i 19 Ağustos 1974 günü öldürmüş elçilği de yakmıştı. Bilmem Rumlara bütün bunlar ders olur mu?

Bu iddialar gazeteci Dimitris Konstantopoulos’a ait ama gerçek olma olasılığı çok yüksek



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA