Aşut döneminde MTSO, kentin dışarıdan baktığı bir meslek kuruluşu olmaktan çıkıp Mersin’in geleceği için Mersinlilerle birlikte çözüm üretmeye çalışan en önemli kent dinamiği haline geldi. Mersin’in dünyaya tanıtımında önemli işler başardı.

Geçtiğimiz gün MTSO Başkanı Şerafettin Aşut bir basın toplantısı düzenledi. Ne yazık ki bu toplantıya katılamadım. Bir süredir yöneticisi olduğum Mersin Hayvan Dostları Derneğine ve işletmecisi olduğumuz Mersin Üniversitesi Çiftlikköy yerleşkesinde yer alan Kampus Geçici hayvan Bakımevine sosyal medyada yöneltilen karalama kampanyasına karşı duruş geliştirme işiyle uğraşıyordum. Hayati bir konuydu. Bu iki yılı aşkın süreden sonra yeniden başlatılan, karşımızda kamuoyu oluşturma amaçlı güçlü sayılabilecek bir karalama kampanyasıydı. Bugün için kampanya; kampanyanın yürütüldüğü iki sosyal medya sayfasının servis veren kurumca kapatılmasıyla durmuş gibi. Ama yıpratıcı ve yaralayıcı sonuçları olmadı desek gerçek olmaz…

Şerafettin Aşut’un konuşma metnini okudum. Çok duygusal, duygusal olduğu kadar da önemli uyarılar içeren bir konuşma yapmış…

Aşut’un Konuşmasının bazı bölümleri şöyle: “Memleketimle, Mersinle gurur duyuyorum ama ne yazık ki Mersinli Mersin’e sahip çıkamıyor. Mersin’e sahip çıkmak demek önce insanına ve değerlerine sahip çıkmak demektir. (…)Sahip çıkamayan kentin ağabeyi sayılan o büyük kurumlarıdır.” “(…)biz bir birimizin rakibi değil, tamamlayıcısıyız” ruhunu veremedik, (…)Bu birliğin öneminin ne olduğunu bilmeyen bazı küçük ruhlu kişiler ise bu rekabeti çok güzel kullandı. Acı olan şey ise; kentin önemli kurumları bu küçük ruhlu kişilere daha çok prim verdi.”

Bize göre Şerafettin Aşut, Başarılı MTSO başkanları sıralamasının en üstlerinde yer alacak kişidir. Mersin iş dünyasıyla Mersin halkını birleştirmiştir. Önceki dönemlerde ”kapalı kutu” gibi düşünülebilecek MTSO’yu Mersin halkının beğenisine sundu. Bunu yaparken de beğeniyi sağlamak için iş dünyası için olduğu kadar Mersin için de çok önemli projeleri hayata geçirdi.

Basınla kurduğu iyi ilişkilerle ve MTSO bünyesinde oluşturduğu başarılı basın ekibi yoluyla MTSO üyesi sektör temsilcilerinin hem çalışmalarını hem de sektörün iyileştirilmesi için öngördüklerini kamuoyu ile paylaşmalarını sağladı.

Lafı uzatmayalım, Aşut döneminde MTSO, kentin dışarıdan baktığı bir meslek kuruluşu olmaktan çıkıp Mersin’in geleceği için Mersinlilerle birlikte çözüm üretmeye çalışan en önemli kent dinamiği haline geldi. Mersin’in dünyaya tanıtımında önemli işler başardı.

Aşut konuşmasının başka bir bölümünde: “Siyaset üstü olmaya azami gayret gösterdim.(…) Siyaset üstü olmak devlete veya hükümetlere mesafeli olmak değildir. Biz seçilmiş her hükümetimizle uyum içinde çalıştık. (…) Siyaset üstü olmanın esas amacı, Oda içinde yapay ayrımcılıklara yer vermemektir. (…)Siyaset üstü kalmak adına, kendi yol arkadaşlarımla mücadele ettim, kentin bazı dinamikleri ile mücadele ettim. İstedim ki, MTSO hiç kimsenin değil;  sadece aklın, bilimin ışığında Mersinlilerin sesi olsun. İstedim ki, MTSO kurumlarla kavga eden değil, proje üreten bir yer olsun, çağı yakalasın.”

Bilindiği gibi pek çok ülkede siyaseti ekonomiye ağırlığını koyan iş dünyası, hatta bazı sektörler belirliyor. Geçmişte, bizde de bu eğilim ağırlıkta olmasına rağmen belirleyici değildi.

Ancak bugün gördüğümüz. Ülkemizde siyasetin iş dünyasını belirleme çabasıdır. Bu açıdan baktığımızda Aşut’un sıkıntılarını kavramak mümkün.

Son bir yılda, Mersin için yararlı olabilecek pek çok girişimi bazı çevrelerce engellendi veya engellenmeye çalışıldı.

Engellemeye çalışanların bu işi; Mersin’in geleceği ile ilgili bir kaygılarından değil, MTSO Başkanı Aşut’a baskı yapıp Başkanlığı bırakmasını sağlama amacıyla yaptıkları anlaşılıyor. Siyasetin iş dünyasını belirleme çabası olup olmadığını gelişmeler gösterecek.

Aşut bu gelişmeler sonucu çareyi önümüzdeki MTSO seçimlerinde aday olmayacağını açıklamakta bulmuş Kendini yalnız hissediyor olmalı.

Asut, Konuşmasının son bölümünde işbaşına yeni gelecekleri şöyle uyarıyor: “Ben şimdiden o başkanımıza, değerli yönetim ve meclise bu günden hitap ediyorum: Lütfen bu kurumun neredeyse bir buçuk asırlık bir çınar olduğunu unutmayın. Bölen değil, birleştiren olur, Yıkan değil,  yapan olun, Ayrıştıran değil,  kucaklaştıran olun,

Nefreti değil,  sevgi ve saygıyı yüceltin, Siyasetin olumlu yanını kullanın, insanların etnik, dini ve mezhep değerlerine saygı duyun, Ama siyasi, dini, etnik, mezhepsel tüm yapay ayrımcılıkları asla Odamıza sokmayın. Demokrasi dayanağımızıdır, Cumhuriyet varlığımızdır, Büyük önder Mustafa Kemal Atartürk’ün hedefleri en büyük hedefimizdir. Yani, çağı yakalayan bir Mersin, bilime inanan bir Mersin...”

Bu uyarılar, Aşut’un Mersin Ticaret ve Sanayi Odasının, buna bağlı olarak da Mersin’in geleceği ile ilgili kaygılarını da yansıtıyor.

Bu kaygılar bizim de kaygılarımız. Şerafettin Aşut yalnız değildir.

Önümüzdeki süreç,  Aşut’un yalnız olmadığını, tüm kentin ona nasıl sahip çıktığını gösterecek. Aşut Mersin için gereklidir.

Sevgili Şerafettin Aşut, MTSO’yu bilinmeze bırakma hakkınız yoktur. Bunu önümüzdeki günlerde tüm kent ağız birliğiyle size haykıracaktır.

Kararınızı gözden geçirin

22.07.2017