Mersin’den bir kadın geçti. Hatice Seza.

Türkiye’nin ilk kadın dergi editörüdür. Yine Türkiye’de gazetelere resmi basılan ilk Türk kadınıdır. Yüksek öğrenimini Avrupa’da yaptı. Cumhuriyet’ten sonra Mersin’e yerleşti. Mersin’de de boş durmadı. Kızılay ve Çocuk esirgeme Kurumları yönetim ve başkanlıklarında görev aldı. . Hatice Seza bu arada yerel gazetelerde köşe yazıları yazdı. Siyasetle uğraştı. CHP’de Ocak, bucak, ilçe ve il yöneticiliklerinde bulundu. 
1938’de eşinin işi dolayısıyla Mersin’den ayrıldı. Eşi Hakkı Cemal’de aktif biriydi. Mersin İdmanyurdu’nun kurucusudur. O da Siyasetle uğraştı. Yöneticilik ve Meclis üyelikleri görevlerinde bulundu. Ortağı iş adamı ve siyasetçi Ali Rıza Bozkurt’du. İşlerinin büyümesi nedeni ile 1938’de Mersin’den ayrıldılar. Ali Rıza Bozkurt 1941 yılında doğan kızına Seza adını verdi. Seza hanım şu an Mersin’de yaşıyor. 
Hatice Seza sıkı bir Atatürkçü ve kadın hakları savunucusuydu. Bülent Ecevit’e oğllum diyecek kadar yakındı. Onun manevi annesiydi. Ecevitın, Seza'nın vefat ettiği 1990 yılına kadar onu İstanbuldaki evinde ziyaret etti. 
Aşağıda Hatice Seza Hanım’ın yeni Mersin’de Atatürk’ün Mersin’e gelişinin 11 yıldönümünde Yeni Mersin Gazetesinde Yazdığı yazıyı okuyacaksınız.

“İnsanlar cemiyet teşkil ettikten sonra erkeğin ilk koyduğu kanun kadına zincir vurmaktı. Asırlar geçti, kuvvetler büyüdü, kanunlar değişti, dünya ateş tufanı içinde yandı, söndü, taçlar devrildi, hürriyetler verildi, alındı. Fakat, kadın hep ilk erkeğin koyduğu kanuna zebun kaldı. Din perdesi altında her hakikatin kıskıvrak bağlandığı devirlerde de Kadın varlığı çoktan zincirlenmişti bile.

Kadının istikbali, gururu, saadeti erkeğin iki dudağı arasına sıkışmıştı. Onun hodbin ( kendini beğenmiş) kımıldaması bir varlığı mahvedebiliyordu. Kadın evinin hakimi değildi. Kadın çocuğun hakiki anası, erkeğinin arkadaşı değildi. Kadın cemiyetin asli üyesi olması lazım gelirken hiçbir şeyi olamamıştı. O gün erkeğin kendi hodbinliğini tatmin için kadını haktan mahrum etmek suretiyle yaptığı hatayı bugün yine bir erkek tashih etti. O büyük erkek sensin Gazi. “ Resim: Hatice Seza ve Hakkı Cemal.
---
Türkiye’nin ilk kadın Milletvekili Mebrure Gönenç

Mersin Belediye Meclis üyeliğinden Milletvekilliğine.

Mebrure Gönenç Türkiye’nin ilk kadın milletvekilerinden biridir. 1935 yılında yapılan Milletvekili seçimlerinde Meclise giren 17 milletvekilinden biri olan Mebrure Gönenç, seçilmeden önce Mersin’de Belediye Meclis üyeliği yapıyordu. 
Mebrure Gönenç 1900 ‘de İstanbul’da doğdu. İlk öğrenimini Üsküdar Kız lisesinde yaptı. Daha sonra Türkçe ve Fransızca olarak İttihad-i Osman-i Mektebi’ne devam etti. 1914 yılında girdiği Arnavutköy Amerikan Kolejinden 1919 yılında mezun oldu. 
Bir süre İstanbul’da çeşitli okullarda Fransızca, İngilizce ve Fen bilgisi öğretmenliği yaptı. 
1925- 26 yıllarında Türkiye’nin yerli mallarını tanıtmak amacıyla Karadeniz Vapuru’yla İskandinav ülkelerine kadar uzanan seyyar bir sergide görev aldı. 
1927 yılında Adana’da çalışan Doktor Ahmet Remzi Bey’le evlendi. Bu evlilikten iki çocuğu oldu. Dr Remzi Bey, Mersin’e hükümet Doktoru olarak atanınca Mersin’e yerleşti. Mebrure hanım daha sonra Belediye Meclis üyeliğine seçildi. Meclis üyeliği sırasında yaptığı çalışmalarla göz doldurun Mebrure Hanım, 8 şubat 1935 Seçimlerinde Atatürk tarafından Afyonkarahisar milletvekiliğine aday gösterildi. Mebrure Gönenç 5. Dönem milletvekili olarak Meclise girdi. Türkiye’nin ilk olarak meclise giren 17 kadın milletvekilinden biri olan Mebrure Gönenç, bu görevi sırasında daha çok kadınların eğitim ve sosyal sorunlarıyla ilgilendi. Mebrure Gönenç 18- 26 Nisan 1935 tarihleri arasında İstanbul’da yapılan 12. Uluslararası Kadın Kongresine de katıldı. 
Mebrure Gönenç, Millet vekiliği sonrasında Körler Okulu ve Körler derneğinin başkanlığını yaptı. Kendi gözleri de ileri derecede bozuk olan Mebrure Gönenç, Türkiye’ye ilk defa Körler alfabesinin getirilmesinde önemli rol oynadı. Mebrure Gönenç 6 Aralık 1981’de hayatını kaybetti.
---
CHP’nin üç doktoru

Tek partili dönemde Mersin CHP örgütünün hemen her zaman birlikte hareket eden ve dönemim siyasetine damga vuran üç doktoru vardır. Üçü de CHP yönetimlerinde etkilidir. Abdullah Ersoy uzun süre Merkez ilçe başkanlığı Mahmut develi ve Muhtar Berker İl başkanlığı yapmıştır. Üçü de Devlet Hastanesi başhekimliği yaptı. Dönemin Kızılay’dan, esirgeme kurumuna, Halkevi’den Türk hava kurumuna kadar sivil toplum kuruluşlarında görev aldı. Bu üç doktor bir ara özel hastane kurmak için bir araya geldi, bunu yapamadılar, ancak yan yana muayene açtılar. İl başkanlığı yapan Mahmut Develi, yine daha sonra İl başkanlığı yapan Dr. Mahmut Işın'ın kayınbabasıdır. Mahmut Işın da Mersin'de uzun süre Beldiye Başkanlığı yapan Kaya Mutlu'nun kayınbabasıdır. Dr. Muhtar Berker'de iki dönem Milletvekilliği yaptı.