CHP’nin Mersin Büyükşehir adayı Vahap Seçer sahaya indi...

Aslında, Seçer hep sahadaydı.

Hem sekiz yıllık milletvekilliği döneminde hem de ondan sonraki üç yılda.

Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak için çok çaba gösterdi.

Bunu göz ardı etmek haksızlık olur.

CHP’nin on iki aday adayının en iyisi miydi?

Onu,  “Ben bilmem seçmen bilir!” diyeceğim.

Ancak, benim de söyleyeceklerim var.

44 yıllık meslek yaşamımda kaç seçime tanık olduğumu ben bile unuttum.

Vahap Seçer, en iyi olmasa bile en iyiler sıralamasında ilk üçe kesin girerdi.

Tabi ki partisi Mersin Büyükşehir’e Vahap Seçer’i aday gösterdiğine göre, seçimi onunla kazanacaklarına inanıyorlar demektir.

Sonucu hep birlikte 31 Mart gecesi göreceğiz.

Seçer’in aday olduktan sonra, Partisi önünde yaptığı konuşmayı dinledim.

Güzel mesajlar verdi.

Hem aday adayı arkadaşlarına hem de seçmenlere.

Aday adaylarının büyük çoğunluğunun ve CHP Mersin milletvekillerinin tümünün bu toplantıya katılması son derece önemliydi.

Bu da, seçimlerde CHP’den fazla kopma olmayacağının sinyaliydi.

Konuşmasında özeleştiri de yapan Seçer’in; “15 yıl elimizde olan Mersin’i zafiyete, gaflete, delalete düştük kaybettik!” sözleri oldukça anlamlı bir mesajdı.

Mesaj gerekli yerlere ulaşmışsa sıkıntı yok demektir.

Mersin’in sahipsizliğini de yarım kalan projeleri tek tek sayarak dile getiren Seçer, “İşsizliği ortadan kaldıracağız. İşsizlik bir kader değildir. Tembelliktir, vizyonsuzluktur, öngörüsüzlük, basiretsizliktir.” diyerek, bayağı iddialı olduğunu vurguladı.

 “Mersin’de 1 milyon 800 bin hemşerim var. Hepsinin belediye başkanı olacağım. Peki, bu kentte yaşayan başka canlı yok mu? Köpek, kurt, kuş yok mu? Allah’ın yarattığı her varlığın belediye başkanı olacağım.” sözleri oldukça önemliydi.

Seçer, “Rantçı bir belediye başkanı olmayacağım. Rantı bitireceğim!” sözleriyle de bir takım çevrelere gönderme yapmayı da unutmadı.

Vahap Seçer de yarışa katılınca Büyükşehir adayları Mahşerin üç atlısı gibi oldular.

Seçer, Kocamaz, ve Tuna...

Üçü de oldukça iddialı.

Hepsi de Mersin’i en iyi kendilerinin yöneteceğini söylüyor.

Kocamaz ve Tuna’nın belediyeciliğini Mersinli biliyor.

Ama Vahap Seçer denenmedi.

Bu Seçer için avantaj da dezavantaj da olabilir.

Hele bir HDP’nin Büyükşehir adayı belli olsun.

Durum biraz daha netlik kazanır.

Ve de ilçe adaylarını unutmamak gerek.

Özellikle Büyükşehir adayı ile uyumlu çalışacak isimlerin olması avantaj.

Bu her partinin adayı için geçerli.

Yoksa Ankara kafasına göre ilçe adaylarını belirlerse, sıkıntı yaşanır.

Sözün ÖZÜ;

Vahap Seçer, yıllar önce kafasına koyduğu adaylığı ama öyle ama böyle kaptı.

İşin zor tarafı bundan sonra.

Seçer, bilgi ve birikim yönünden oldukça iyi.

30 yılı aşkındır siyasetin içinde.

Seçmenle diyaloğuna diyecek bir şey yok.

Ekonomik olarak da güçlü.

Rant hesabı olmayacaktır...

Hepsinden önemlisi, ekip çalışmasına inanır ve önem verir.

Belediyecilik de ekip işidir.

Seçim dönemi başta olmak üzere ekibini iyi kurmak zorundadır!

Her ne kadar lokomotif kendisi olsa da çalışmaların büyük bölümünü ekibi yönetecektir.

Seçmene billboardlara asacağı fotoğrafları değil, kendi ulaşmalı ki sıcaklığını hissettirebilsin.

Ve de seçmenin gözünün içine bakarak inandırıcılığını.

Tüm bunlar SEÇER’in artıları...

Eksileri var mıdır?

Geçmişle ilgili bir sıkıntısı yok.

Ancak, “Hatasız kul olmaz!” derler.

Onu da seçim çalışmaları sırasında izleyip, göreceğiz.

Tabi en önemlisi de zamanı iyi kullanması.

Aday karşılama töreni bir saat geç başladı, ana cadde kapatıldı.

Kim yaparsa yapsın, çağdaşlıkla bağdaşmıyor.

Partilindir sesi çıkmaz, ama seçmen bekletilmeyi sevmez.

Hele hele gazeteciler bu işe tilt olur.

En başta da BEN.

Bilirim ki kaybedilen iki şey geri gelmez.

Birincisi ONUR, ikincisi ZAMAN!...

Sayın Seçer’in de bunları bildiğinden eminim.

Ne diyelim; Mersin’e yakışan sevgi, barış ve hoşgörünün öne çıktığı bir yarış olsun.

Mersin’i en iyi yönetecek aday kazansın!