Libya krizine Rusya’nın bakış açısı | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı 
Libya krizine Rusya’nın bakış açısı

 

 

Eğer Türkiye nüfuzunu kaçırılan Rus vatandaşlarını serbest bıraktırmak için kullanırsa, Rus toplumunun sempatisini kazanır ve Rusya, Türkiye’nin Libya’daki çıkarlarına saygı göstererek Ulusal Mutabakat Hükümeti ile doğrudan müzakerelere başlamaya hazır olur.

 
Edvard Chesnokov

Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı kuvvetler Rus vatandaşlarını kaçırırken, Moskova’nın onları desteklemesi mümkün değil.

Aslında Libya, Rus dış ilişkilerinde hatırlamak istemediğimiz bir dönem. Mart 2011’de Rusya, Libya üzerinde uçuşa yasak bölge kurulmasını ve Batı’nın, o zamanın Libya lideri Muammer Kaddafi’ye karşı müdahalesini meşrulaştırma amaçlı çıkardığı BM Güvenlik Konseyi’nin 1973 sayılı kararını veto etmemişti.

O yıl, Libya iç savaşının ilk yılında, Rusya, Cumhurbaşkanı Dmitry Medvedev tarafından yönetiliyordu. O zamanlar devlet başkanı 45 yaşındaydı ve liberal bir üne sahipti. ABD’li meslektaşı (neredeyse 49 yaşındaki) Barack Obama ile birlikte ABD ve Rusya arasındaki ilişkileri fabrika ayarlarına döndürmeye çalışıyordu. İki süper gücün gerçekten ilişkilerini iyileştirmesi için mi (tüm dünyayı istikrara kavuşturmak için) yoksa bu süreci birbirlerinin sahtekarlıkları için bir sis perdesi olarak mı değerlendirdiği tartışmalıdır.

Her nasılsa, 17 Mart 2011’de Rus-Amerikan ilişkilerinin sıfırlanması ve Arap Baharı aynı anda zirvedeydi. Başbakan Dimitri Medvedev, Libya da dahil olmak üzere Ortadoğu’daki Amerikan gündemini izlemenin en iyi çözüm olduğuna ve Kaddafi’ninki de dahil olmak üzere despot rejimlerin tasfiyesinin bölgeyi gerçekten demokrasiye dönüştüreceğine inanıyordu.

Ancak liberal bir devlet başkanı olan Medvedev, Rus muhafazakâr lider Vladimir Putin’in (Medvedev’in 2008-2012 başkanlığı sırasında Başbakanlık koltuğuna oturan) küçük bir ortağı olarak kaldı. Krizinden önce Putin ve Medvedev arasındaki olası çatışmalar sadece söylentiydi. Medvedev’in Rusya’sı BM Güvenlik Konseyi’nin 1973 tarihli kararını veto etmeyince Putin bu kararı açıkça ‘zarar verici’ olarak adlandırdı. Bu durum belki de Medvedev’le olası tartışmalarında ilk olaydı.

PUTİN’İN GEREKÇELERİ EKONOMİK TEMELLİ

Putin’in nedenleri ekonomik temelliydi. 2000’lerin başından beri Moskova ve Kaddafi’nin Trablus’u birçok sözleşme imzalamıştı. 2008 yılında, Yüksek Hızlı Bingazi-Sirte Demiryolu inşası için RZD (Rus devlet demiryolu şirketi) ile 2,2 milyar euro sözleşme imzalandı. 2010 yılında Rus tankları, helikopterleri, S300 füzeleri ve diğer silahlar için 1,3 milyar euro tutarında bir sözleşme imzalandı. Sonuç olarak, 2011 baharında Libya’nın Rusya’ya olan borcu 5 milyar euroyu aştı.

Kaddafi’nin düşüşü tüm bu yüksek maliyetli sözleşmeleri ortadan kaldıracaktı ve gerçekten de öyle oldu. Dahası, Kaddafi ile yapılan ve ortadan kalkan bu anlaşmalar ve verim kaybı, Rus siyasi sınıfının Medvedev’i değil, Putin’i destekleyen kısmının işiydi.

Şu anda, 2011’de olduğu gibi Libya yine iç savaşla karşı karşıya. O dönemde, uluslararası alanda tanınan Kaddafi’nin Trablus’u isyancılara karşı savaştı; şimdi de Fayez al-Sarraj’ın aynı başkentteki Ulusal Mutabakat Hükümeti (GNA), Halife Haftar liderliğindeki isyancılara karşı savaşıyor.

Batı için, 2011’deki gibi davranmak mantıklı olacaktır; Trablus’a karşı isyancıları desteklemek (hem Kaddafi hem de GNA’nın demokratikliği tartışmalıdır). Fakat çifte standartlarıyla, şimdi Batı tam tersi davranıyor, isyancılar yerine Trablus’u destekliyor.

Bu nedenle, Rusya -şu anki devlet başkanı Medvedev değil Putin’dir- Batı’nın Libya’daki asıl gündemini takip etmenin 2011’dekiyle aynı hata olma olasılığından korkuyor. Ayrıca, bazı Rus çevrelerinin görüşüne göre, Kaddafi sonrası Trablus’u desteklemek, ödenmesi küçük bir ihtimal olan kayıp 5 milyar avroluk Kaddafi anlaşmalarını hepten yok edebilir.

Öte yandan, 2017 yılında Rus devlet petrol kuruluşu Rosneft, Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) ile işbirliği anlaşması imzalamıştı. Merkezi, Hafter’in kontrolü altındaki Bingazi’de yer almaktadır. Ayrıca Hafter, en büyüğü olan Sharara da dahil olmak üzere neredeyse tüm Libya petrol sahalarını günlük 315 bin varil potansiyel borçla kontrol ediyor.
 
NOC ve Hafter ile işbirliği, Putin’in önemli petrol bölgelerinde Rusya’nın etkisini artırmak için kuvvetli stratejisinin bir parçasıdır, Venezuela, Irak, Arktik ve Hazar bölgeleri ve şimdi Libya.

KRİTİK NOKTA ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI

Enerji bağımsızlığı, Rusya’nın Türkiye ile ortak paydasıdır. Ankara, ‘Avrasya’nın hakimlerinden biri’ rolünü oynamak istiyorsa asgari programı, istikrarlı ve kalıcı petrol ve gaz ithalat güzergahlarını (Türk Akımı boru hattı gibi) korumak, maksimum programı, kendi boru hattını sondajlamak olacaktır.

GNA, Libya topraklarının yüzde 10’unu kontrol ediyor ve Türkiye’ye uluslararası meşruiyeti dışında hiçbir şey sunamıyor. Eğer Batı GNA’yı tanırsa, Ankara ile Trablus arasındaki Doğu Akdeniz sahasının (gelecekte Türkiye’nin enerji bağımsızlığının anahtarı olabilecek doğal kaynaklarının) tarifi konusunda varılan anlaşmayı da tanımalıdır.

Ortadoğu’daki iki müttefik, Rusya ve Türkiye, Kuzey Afrika ülkesinde çatışmasaydı, her şey daha iyi olurdu. Rus özel askeri şirketlerinin Libya’da Hafter’in tarafında faaliyet gösterdiği bir sır değil. 2019 baharında taarruzun başarısız olmasının nedenlerinden biri de Sudan’daki 11 Nisan darbesiydi: Bu ülke, Libya’daki Rus özel taburunun ana ikmal yolunu oluşturuyordu ve Hartum’daki rejim değişimi bu tür yarışları daha da zorlaştırmıştı.

Daha önce Ankara ve Moskova, ABD askerlerini Kuzey Suriye’den kovarak Batı’yı şaşırtmıştı; şimdi de Libya’daki beklenmedik vekalet savaşıyla Batı’yı sevindirecekler mi?

Aslında Moskovalı yetkililer Hafter’i hiçbir zaman Libya’nın resmen tek meşru lideri olarak tanımadılar, sadece uzlaşma ve Libyalılar arası diyalog kurulması çağrısında bulundular. Rus militanların Libya’da gerçekten faaliyet göstermesinin yanı sıra Suriye ve CAR da faaliyet gösteriyor, ama Ruslar daha az maliyetliler ve İngiliz veya Amerikan paralı askerlerinden daha çok çalışıyorlar. Aslında, Rus paralı askerleri (onlar da “sözde Wagner Özel Askeri Şirketi” ile ilişkilidir) Rusya Savunma Bakanlığı ve Kremlin ile her zaman koordineli çalışmıyorlar.

Şubat 2018’de, Suriye’deki Khasham Muharebesi sırasında, Wagner birliği ile birlikte bazı Suriyeli paramilitanlar, Suriye’deki Rus askeri birliğinin hava desteği olmadan (belki de izinsiz bir şekilde) Fırat’ın petrol sahalarını ele geçirmeye çalıştılar. Sonuç olarak, bu birlikler, düzinelerce paralı askerin öldürülmesiyle sonuçlanan ABD’nin hava saldırılarında yok edildiler. ABD kuvvetleri, asıl Rus destekli askerlere saldıracak kadar intihara meyilli değil; bu demektir ki, dikkate değer bu Rus paralı askerleri, Rus devletinin temsilcilerinden daha da pahalı askerlerdir. Ne zaman Hafter’e hizmet ederlerse, bu onlar için kişisel bir şey değil, sadece bir iştir.

LİBYA’DA ANKARA-MOSKOVA İŞBİRLİĞİ NASIL SAĞLANIR

Libya’da Ankara ile Moskova arasındaki çatışmayı durdurmak için bir fırsat var mı?

Ne yazık ki, GNA’nın otoritesini resmen tanıyan Libyalı milis grupları, aralarında Rusya’nın da bulunduğu yabancı ülkelerin vatandaşlarını kaçırma pratiğine sahiptir: denizciler, iş insanları, bilim insanları ve diğerleri. Hepsi de üç yıl önce mürettebatıyla birlikte vahşice kaçırılan Temeteron tank gemisinin kaptanı Vladimir Tekuchev gibi uydurma suçlamalarla cezaevlerinde aylarını geçiriyorlar. Tekuchev ve mürettebatı ar-Rada adlı bir GNA yanlısı grup (aslında bir sokak çetesi) tarafından kaçırıldılar ve hapishanede zulüm gördüler ve aşağılandılar.

Yakın zamanda Vladimir Tekuchev serbest bırakıldı ki bu gerçek bir mucizeydi. Ancak Libya’daki iç savaşın bilimsel yönlerini araştıran iki Rus sosyolog Maxim Shugaley ve Samer Sueyfan o kadar şanslı değiller ve hala yanlış suçlamalarla GNA yanlısı güçler tarafından esaret altında tutuluyorlar.

Eğer Türkiye Sarraj üzerindeki nüfuzunu Rus vatandaşlarını serbest bıraktırmak için kullanırsa, Rus toplumunun ve siyasi sınıfın sempatisini kazanır ve Rusya, Türkiye’nin Libya’daki çıkarlarına saygı göstererek GNA ile doğrudan müzakerelere başlamaya hazır olur.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA