Bazen ortaya hiç beklemediğimiz bir anda, neden ve nasıl olduğunu anlayamadığımız aniden ortaya çıkan Coronavirüs gibi yeni bir sorun, bir önceki büyük bir sorunun ya da sorunlar manzumesinin önüne geçebilir.

İnsanlık tarihinin geleceği açısından sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde acilen çözülmesi gereken en esaslı bir sorun haline gelebilir.

Bu durum, tarihin derinliklerinde de görüldüğü gibi, eşyanın tabiatına da uygundur ve bu, bir önceki sorun ya da durumun varlığını ve önemini ortadan kaldırmaz, sadece çelişmenin yönü değişir.

Çelişmenin yönü ve yeni tehlikenin yakınlığı, yeni durumun bizim için önemini ve ciddiyetini ifade eder.

Sağlıklı millet, sağlıklı insanoğlu, huzur içinde yaşayabileceğimiz sağlıklı bir Doğa ve Atatürk'ün hedefi olan Büyük Uyum Dünyası!

Esas nihai hedefimiz budur!

Günümüzde yaşanan bu yıkıcı pandeminin (küresel salgın) olabilecek en iyi tarafı, insanlığın geleceğinin kamuculukta ve gerçek anlamda milli devletler arasındaki karşılıksız enternasyonal dayanışmada olduğunu göstermesi, bunu dayatması, zorunlu görmesi ve bizim bunu kavrayabilmemizdedir!

İnsanlık, doğa ve dünya için sağlıklı bir gelecek, ancak milletlerin ve devletlerin arasında kurulacak enternasyonal yeni bir dünya düzenindedir.

Bu da ancak, Atatürk'ün ifade ettiği gibi,

"emperyalizmin mahv u nabut olmasında" millî devletler arasında savaşın yok olduğu Büyük Uyum Dünyası'ndadır.

Geleceğimiz için bu kaçınılmazdır.

Çin ve Küba'nın bu amansız saldırı karşısında zorda kalan İtalya, İran başta olmak üzere şimdiye kadar 26 ülkeye karşılıksız yaptığı uzman doktor ve tıbbi malzeme yardımı göndererek bütün dünyaya verdiği tarihî insanlık dersi, bu nedenle önemli, anlamlı ve ortadadır.

İçinde bulunduğumuz bu büyük tehlike karşısında gördüğümüz bu dayanışma, önümüze koyduğumuz büyük insanlık toplumu hedefimizin gerçekleşmesi için atılmış ciddi bir adımdır.

Bu süreçte, elbette inişli çıkışlı zamanlar, sorun ve çatışmalar ortaya çıkacaktır.

Sorunlar, bazen içiçe geçer, biri diğerinin üstüne çıkıp karmaşa da yaratabilirler.

Bu karmaşadan ürkmek, korkmak yerine durumu anlamaya çalışmak ve ana sorunu tespit ederek yolumuza devam etmenin yolunu arayıp bulmak zorundayız.

İnsanlık, Atatürk'ün ifade ettiği Büyük Uyum Dünyası'na doğru ilerlediği uzun ve çetrefilli yolda buna benzer küçük ya da daha büyük pek çok durum ve sorunla karşılaşacak, büyük yürüyüş ertelenecek, duracak, geriye dönüşler yaşanacak ya da daha hızlı yürümeye, hedefe daha erken varmaya bizi ve bütün toplumu zorlayacak ve teşvik edecektir.

Buna da şaşırmamak gerekir.

Durumu anlamayanlar, ya ana yoldan sapar ya da bırakır yürümeyi.

Bu kez de hurafeye kapılıp giderler.

Durumu kavramaya ve sürece insanlığın toplam geleceğine katkı yapmak için uyum sağlamaya odaklanmak zorundayız.

Ama Coronavirüsü dahil bütün küresel yıkım ve sorunların çözümünde öncelikle kavramamız gereken asıl nokta, milletimiz ve insanlığın tamamının hayrı için kamucu, koruyucu bir sistemin ne kadar zorunlu bir hale geldiğidir.

Atatürk'ün 100 yıl önce ajandasına aldığı, halkçılık, devletçilik, devrimcilik ve diğer ilkelerin bize hiç uzak olmadığı, bunlara uzanmamızın daha da mümkün hale geldiği bir süreçteyiz.

Kolları sıvamanın, yayı alabildiğine germenin zamanı gelmiştir.

Tarih göstermiştir ki;

İnsanlık, her küresel yıkımı önleyip alt ettiğinde bir üst noktaya sıçrayacaktır.

Bugün, o gündür!