Sami Akgün'ün Kaleminden

İklimler ve mevsimler toplumların hayatında her zaman önemli olmuştur. Özellikle baharın gelişi, baharın mevsimsel dönüşümü daha da önemli olmuştur.

Geride kalmış bir kışın ardından havaların ısınması, tabiatın canlanması, çiçekler, yeşillenen bitkiler haliyle insanoğlu için fırsatların ve bolluğun artması. Bu nedenle insanlık için en azından 3000 yıldır kutlanan önemli bir bayram olmuştur 21 Mart ve Sultan Nevruz.

2009 yılında İran’ın başvurusuyla Birleşmiş Milletler kültür örgütü UNESCO 21 Mart’ı “Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine” almıştır. 2010’dan itibaren de BM Genel Kurulunda “Dünya Nevruz Bayramı” olarak ilan edilmiştir.

21 Mart tarihinde yani Sultan Nevruz’da aynı semahlarımızda olduğu gibi, dünyamız hem kendi etrafında hem güneşin etrafında dönmesini sürdürürken, öyle bir an gelir ki gece ve gündüz eşit hale gelir. 21 Mart’tan sonra gündüzler uzamaya, geceler kısalmaya başlar.

Artık bahar gelmeye başlamıştır ve Sultan Nevruz Orta Asya’dan Balkanlara, İran’dan Doğu Akdeniz’e kadar bütün milletlerin kendi kültürel değerleri içerisinde kutladıkları bir bayram haline gelmiştir. Sultan Nevruz bolluğun bereketin iyiliğin güzelliğin sembolü olmuştur. Bir anlamda üzerimizdeki ölü toprağının sökülüp atılması anlamına gelmektedir.

Nevruz yeni gün demektir. Eski İran takviminde yeni günün başlangıcıdır. Yani yılın ilk günüdür. Nevruz ismini İranlılar ve Türkler vermişlerdir. Bu güne öyle bir kıymet vermişler ki sultanlık makamına oturtmuşlar ve adına Sultan Nevruz demişlerdir.

Ve artık Sultan Nevruz Hz. Ali’nin doğum günü Türklerin Ergenekon’dan çıktıkları gün Demirci Kava’nın kutsal isyan ateşini başlattığı gün göçebe Türk topluluklarının yaylaya çıkmalarını denk getirdikleri gün ve göçmen kuşlarının yuvalarına dönmeye başladıkları gün olmuştur.

Ne güzel bir gün… Barış, kardeşlik, dayanışma ideallerimizi tastamam yansıtan bir gün… Baharın bayramı, bereketin bayramı, güzelliklerin bayramı…

Korona virüs salgını da tüm hızıyla devam ediyor. Her şeye rağmen sınırlı da olsa yine kutlamalar yapılacak yemekler, tatlılar, kömbeler yapılıp ikram edilecek, Mezar ziyaretleri yapılacak, yine Nevruz ateşleri yakılacak. Yine ateşten atlanacak ve yine dilekler tutulacak.

Şu salgın bir bitseydi keşke çok insanımızı kaybettik. Daha ne kadar süreceği de belli değil. Özellikle bu sene benim dileğim, Sultan Nevruz, dünyanın başına bela olan şu salgın hastalıktan kurtulmamızın bayramı olsun…

Bütün kötülüklerin Nevruz ateşinde yanarak temizlendiği ve insanlığa umudun gücün ve tazeliğin tekrar geldiği günlerin başlangıcı olsun… Kutluyorum…