Kürecik Radarı’nın işlevi ve yetenekleri -1 

Yazımızda “Malatya Kürecik’te konuşlandırılmış Balistik Füze İhbar ve Takip Radarı ile İncirlik Üssü Türkiye’ye fayda mı sağlıyor, tehdit mi yaratıyor” tartışması tüm yönleri ile incelenerek, bu konudaki sorulara ve tereddütlere cevap bulmaya çalışacağız.

RADARIN KONUŞLANMASI

2010 NATO Lizbon zirvesinde alınan karar gereği 2012'de ABD Füze Kalkanı projesine Avrupa’yı da katma maksadıyla Kürecik’e Balistik Füze Erken İhbar ve Takip Radarı konuşlandırılmıştır. Kürecik’e konuşlandırılmış olan AN/TPY-2 radarının menzili 4 bin 700 kilometreye kadar çıkabilmekte ise de, balistik füzeleri görebildiği mesafe yaklaşık 1,000 km.'dir. Bu radarın aynısı İsrail’e de konuşlandırılmıştır. Ancak İsrail’in İran'a olan mesafesi nedeniyle İsrail'de bulunan radar, İran’dan atılan füzeyi çok geç (yaklaşık 300 km. sonra) görebilmektedir. (Resim-1) Kürecik'te bu radarın dışında konuşlu milli radarımız da olup konumuz dışındadır.

Kürecik’e yerleştirilen Balistik Füze Erken İhbar ve Takip Radarı, NATO radarı olarak konuşlandırılmış olmakla beraber yaklaşık 200 milyon dolar maliyetle ABD tarafından kurulmuştur. Radar otomatik iz aktarımı yapmakta olup, orada bulunan 15 kadar ABD personelinin sistemin çalışmasını kontrol edip bakımını yapmaktan başka görevi yoktur. Çevre güvenliğini Türk Silahlı Kuvvetleri sağlamaktadır.

BALİSTİK FÜZE

Konunun daha iyi kavranabilmesi için teknik detaylara girmeden kısaca “Balistik Füze” nedir değinmekte fayda var. Balistik füzeler rampadan uzaya fırlatılan ve atmosferin dışına çıktıktan sonra parabolik bir seyirle hedefe yönelen ve daha sonra atmosfere dikine girerek hedefi vuran füzelerdir. Hızları saniyede 5-7 km., atmosfere girdikleri anda saniyede 10 km. üzerine çıkabilmektedir. Bu füzelerin menzilleri 150 km.'den 10 bin km.'ye kadar uzanmakta, menzillerine göre de kısa, orta, uzun ve kıtalararası balistik füzeler olarak sınıflandırılmaktadır. Konvansiyonel harp başlığı yanı sıra NBC (Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal) başlıklar takılabilmektedir. Uzayda hareket etmeleri ve oldukça yüksek hıza sahip olmaları nedeniyle vurulmaları çok güçtür.

KÜRECİKTEKİ AN/TPY-2 RADARIN ÇALIŞMASI

Radar esasen İran’ın 2000'li yılların başından itibaren balistik füzelerini geliştirmesinin Avrupa’ya (aslında İsrail’e) tehdit olarak değerlendirilmesiyle İran’a yönelik olarak kurulmuştur. İran’dan atılan balistik bir füzenin izini gören Kürecik Radarı, gördüğü izi otomatik olarak Almanya’da bulunan Ramstein NATO Üssü’ne aktarmaktadır. Orada skop başında olan kontrolörler bu izin ne olduğunu, sahte bir iz mi, dost mu düşman mı olduğunu değerlendirirler. Bu değerlendirme sonunda düşman olarak teşhis edilmiş ise muhtemel yönünü düşeceği yer vs. hesaplayıp en yakın Balistik Füze Önleme Rampası'na bilgi aktarıp ateş emri verilir. İran’dan Avrupa’ya doğru atılacak balistik bir füzenin önlemesini yapacak Anti Balistik Füzeler Romanya’nın Develus üssünde konuşludur. Avrupa’ya doğru yönlenen İran balistik füzeleri buradaki anti balistik füzelerle önlenebilecektir.

Türkiye, İsrail faktörünü düşünerek Kürecik'teki radarın NATO üyesi dışında hiçbir ülkeye iz aktarmamasını anlaşmaya koymuş olmasına rağmen radar, ya doğrudan ya da Ramstein üzerinde İsrail’e iz aktarmaktadır. (Resim 2) ABD’nin İsrail ile ikili bilgi paylaşım anlaşması vardır.

İRAN’DAN TÜRKİYE’YE ATILAN BALİSTİK FÜZE EN ERKEN NEREDE ÖNLENEBİLİR?

İran’dan atılan bir füze Ankara’yı ya da İstanbul’u hedef aldığında Ankara ve İstanbul’u vurur ve önlenemez. Şimdi çok basit bir hesap yapalım. İran’dan atılan balistik füzenin uzaya çıkması yaklaşık 2 dakika sürer. (Atmosfer 560 km.'dir) Seyir hızı saniyede en az 5 km.'dir. İran’dan atılan balistik füze -Türkiye’ye doğru füze geledursun- bu esnada Kürecik'teki radar gördüğü füze izini Ramstein’e aktarıyor. Füzenin tespiti 2 dakika+teşhisi 1 dakika+ateş emri ve önleme füzesinin ateşlenmesi 2 dakika+önleme füzesinin atmosfere çıkışı 2 dakika+İran’dan gelen balistik füzeye doğru seyri 2 dakika=9 dakika. Bu zaman içinde İran’dan atılan balistik füze nerede? İstanbul’u geçmiş Trakya üzerindedir. Deveselu’dan ateşlenen önleme füzesi İran’dan atılan balistik füzeyi Trakya üzerinde 9'uncu dakikada karşılaşılıyor ve vuruluyor. Şimdi soralım bu sistem Türkiye’yi koruyor mu? Korumuyor. (Resim-3) Esasen Avrupa’yı da korumuyor çünkü İran’ın elindeki en uzun menzilli balistik füzelerin 2,000-2,500 km. olduğu biliniyor. Yani İran’ın Avrupa’ya bir füze tehdidi yok. Zaten niye olsun ki? Avrupa ile tek bir çatışması olmamış. Keza Türkiye için de aynı durum söz konusudur. Türkiye ile de 200 yıldır çatışması olmamıştır. (En son 1823.)

 

KÜRECİK RADARI KİME GÖZCÜLÜK EDİYOR

İran’dan İsrail’e mesafe 1,500 km dir. İran’dan İsrail’e karşı bir balistik füze atıldığını var sayalım ve yukarıdaki hesaplamayı İsrail için yapalım. Tespit 2 dakika+teşhis 1 dakika+önleme füzesinin ateşlenmesi 30 saniye (aynı yerde)+önleme füzesinin atmosfere çıkması 2 dakika+İran’dan gelen balistik füzeye doğru seyir 30 saniye=6 dakika. Bu esnada İran’dan atılan füze 6'ncı dakikada İsrail’in 200-300 km. doğusunda uzaydadır ve burada önleniyor. (Resim-4)

Resimlerde kolay anlaşılması açısından uzaya çıkıp parabolik seyreden füzenin seyri izdüşüm olarak düz çizilmiştir.

Kürecik Radarı Türkiye’yi korumuyor. Aksine Türkiye bu radarın varlığı ile olası bir İran-İsrail çatışmasında İran’ın hedefi olacaktır. İran düşmanın gözünü kör etmek için önce Kürecik Radarı'nı vuracaktır.

 

KÜRECİK RADARI MİLLİ OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?

Bu aşamada kullanamayız. Öncelikle radar bizim değil ABD'nindir. ABD radarı bize bırakır ve iz aktarması S-400 ile entegre edilir ise ve S-400 stratejik hedef yakınlarına konuşlandırılır ise atmosfere girdiğinde 65 km. yarıçaplı bir alanda S-400 sistemi bu füzeleri önleyebilir. Balistik füzelerin öncelikle uzayda tahrip edilmesi gerekir. Bu başarılamıyor ise atmosfere girdiğinde tahrip edilir. Konvansiyonel başlıklı füzeyi atmosfere girdikten sonra vurmak sorun olmaz ancak, NBC başlıklı bir balistik füzeyi atmosfere girdikten sonra vurmak büyük risktir. Ülkemizde henüz uzayda balistik füzeyi vurabilecek antibalistik füze yoktur. Bilindiği üzere Bora Balistik Füze üretimine başlanmıştır. (Menzili 360 km.) Antibalistik füze (balistik füze önleyici füze) çalışmalarının da sürdüğünü gururla takip ediyoruz. Yakında antibalistik füzeye de kavuşacağımızı umut ediyoruz.

Bugün gelinen aşamada Kürecik Radarı'nın faaliyetinin durdurulması İsrail’i İran balistik füzelerine karşı savunmasız bırakarak bölgede haydutluktan alıkoyacaktır, caydıracaktır. Öte taraftan da her fırsatta Türkiye’yi müstemlekesi gibi görmeye çalışan PKK ve FETÖ destekçisi ABD'ye karşı kararlı bir duruş olacaktır. Bu kararlı duruş ABD’nin Türkiye üzerindeki bölücü emellerine karşı da caydırıcı olabilecektir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KÜRECİK VE İNCİRLİK TÜRKİYE'YE TEHDİT Mİ? - 2

Bölge güvenliği için Atatürk gibi yapalım

İncirlik’te Türkiye lehine tek bir faaliyet yok. Aksine Türkiye’yi hedef haline getiriyor. İncirlik’in ABD ve NATO’ya kapatılması, Kürecik radarı faaliyetlerinin durdurulması Türkiye’nin bölgesel ittifaklar için güvenilirliğini artıracaktır.Türkiye, emperyalizme karşı Atatürk ne yaptıysa onu yapmalı

İHSAN SEFA / EMEKLİ KURMAY ALBAY

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin stratejik konumu ABD’nin Ortadoğu’daki menfaat ve çıkarları için daha çok dikkat çekmeye başlamıştı. Öte yandan CIA raporlarında Rusya'nın yayılmasına karşı durabilecek bölgedeki tek güçlü ordunun Türk ordusu olduğu, Türkiye’nin NATO’ya alınması ve buralarda üsler kurulması sıklıkla yer alıyordu. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Edwin C. Wilson, 25 Mayıs 1948 tarihinde Türkiye’de askerî bir üs kurulması için Türk yetkilileri ile görüşmeler yapıyor ve ardından da ABD Genelkurmayı tarafından hazırlanan raporda (1949 Mayıs) İskenderun-Adana bölgesinde bir hava üssü kurulması gündeme getiriliyor.

Bilindiği üzere Eylül 1951’de Türkiye NATO’ya kabul edildi. 18 Şubat 1952’de de 5886 sayılı yasa ile TBMM’de NATO anlaşması onaylandı ve Türkiye resmen NATO üyesi oldu. ABD hemen İncirlik'te üs kurulması için NATO anlaşması kapsamında başvuruda bulunmuş ve aynı yıl, yani 1952'de İncirlik Hava Üssü inşasına başlanılmıştı. 1952 sonunda üs faaliyete başlamış, başlangıçta keşif ve gözetleme balonları konuşlandırılmış ise de gerek SSCB'nin tepkisi gerek yeterli verim alınamaması sonucu balonlar kaldırılmış.

NATO Sözleşmesi kapsamında 23 Haziran 1954 tarihinde Türkiye ile ABD arasında imzalanan Askerî Kolaylıklar Anlaşması ile ABD’nin ülke topraklarında üs ve tesis kurma ile askerî faaliyetlerde bulunmasının yasal zemini hazırlanmıştır. Bu anlaşma ile Türkiye topraklarında ABD üs ve tesisleri kurulmuş, İncirlik Üssü'nün de müşterek kullanımı karara bağlanmıştır. Bu andan itibaren de İncirlik müştereken kullanılmaya başlanılmıştır.

1969’a kadar ABD ile üsler konusunda bölük börçük pek çok anlaşmalar yapılmış ve bunlar gizlilik gerekçesiyle kamuoyundan saklanmıştır. Daha sonra 3 Temmuz 1969 tarihinde Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşması imzalanmıştı. Öncesinde yapılan anlaşmalardaki karışıklıklar giderilmişti.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında ABD'nin ambargo kararına karşılık Türkiye, 26 Temmuz 1975 tarihi itibarıyla 3 Temmuz 1969 tarihli Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşması'nı yürürlükten kaldırarak İncirlik dahil ABD üslerine el koymuştur.

Eylül 1978'de ambargo kalkınca ABD üslerinin tekrar açılmakla beraber kaldırılan anlaşmanın yerine bugün halen geçerli olan 29 Mart 1980 tarihli “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri arasında NATO Anlaşması'nın II. ve III. maddelerine uygun olarak savunma ve ekonomik alanda işbirliğinde bulunulmasına dair anlaşma” imzalanmıştır. Anlaşama, 12 Eylül’den sonra Kasım 1980'de onaylanmıştır.

Halen İncirlik Üssü'nde Türk Hava Kuvvetlerine bağlı 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı ile ABD Hava Kuvvetlerinin 39'ncu Üs Komutanlığı bulunmaktadır. Ayrıca NATO kapsamında NATO üyesi ülkelere ait görev grupları kısa sürelerle gelip dönmektedirler. Ağırlıklı olarak ABD'nin taarruz uçakları ile keşif ve gözetleme uçakları konuşludur. Ayrıca ABD'nin bölgedeki en büyük lojistik destek üssüdür. Bunun dışında ABD'ye ait 60-70 nükleer silaha ev sahipliği yapmaktadır.

İNCİRLİK’İN KARNESİ
Lübnan’da 1958 yılında Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında yaşanan çatışmalar karşısında Lübnan Cumhurbaşkanı’nın ABD’den yardım istemesi üzerine ABD'nin müdahalesinde İncirlik Hava Üssü kullanılmıştı. Bu üssün kullanılmasında Türkiye’den izin alınmamıştır.

1960’ların başında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında gerilim oluşturan ABD’nin U-2 casus uçaklarına ev sahipliği yapmıştır.

Arap-İsrail Savaşı'nda ve İran İslam Devrimi’nde Amerikan vatandaşlarının ülkeden çıkarılmasında etkin görev yapmıştır.

Birinci Körfez Harekatı sırasında Irak'ın kuzeyindeki Amerikan birliklerine hava desteği sağlamıştır.

1970 yılı Eylül ayında yaşanan ve Tarihe “Kara Eylül” olarak geçen olayda kullanılmıştı. Filistinlilerin Ürdün’e sürülmesi ve Ürdün’de Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) faaliyetlerini artırması üzerine Ürdün Kralı Hüseyin ABD ve İsrail’den yardım istemiş, ABD tarafından yapılan müdahalede İncirlik Hava Üssü lojistik merkez olarak kullanılmıştır.

İncirlik Hava Üssü 1990-1991 yıllarındaki Birinci Körfez Savaşı'nda ABD güçleri için oldukça önemli görevler yerine getirmiş ve Irak'ın kuzeyindeki kara güçlerine hava desteği vermiştir.
 
Körfez Savaşı sonrası Kuzey Irak'taki Kürt mültecileri korumak ve insani yardım götürmek için başlatılan operasyonun hava gücü yani “Çekiç Güç” burada konuşlandırılmıştır. Bu sayede bölgede oluşan otorite boşluğu ve ABD nin de gizliden desteği ile özerk bir Kürt bölgesi oluşturulmuş ayrıca PKK güçlendirilmiştir.

İncirlik Üssü'nde konuşlu ABD ve NATO uçakları ile Suriye kuzeyinde kimi terör grupları bombalanırken, kimi terör gruplarına da hava desteği verilmiştir.

Malum darbelere ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimine bu üsten destek verilmiştir.

Görüleceği üzere 60-70 nükleer bombanın depolanması ile Türkiye’yi nükleer tehdit altında bırakan bu şer yuvasında ülkemiz lehine olacak tek bir faaliyetine rastlanmamıştır.

TÜRKİYE İNCİRLİK ÜSSÜ'NÜ KAPATABİLİR Mİ?
Yukarıda arz edilen kısa adıyla “1980 Tarihli Türkiye-ABD Savunma ve İşbirliği Anlaşması” olarak bilinen anlaşmaya ek üs ve tesislerle ilgili III No.'lu Anlaşma’nın XII'nci maddesi aynen şöyledir:

Bu anlaşmadaki hiçbir husus, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin olağanüstü durumlarda milli varlığını korumak için, uluslar arası hukuka uygun olarak gerekli kısıtlayıcı tedbirleri almak hususundaki doğal hakkını kullanmasına engel değildir.

Bu madde Türkiye’ye İncirlik'i ve diğer ABD üslerini kapatma yetkisi vermektedir.

15 Temmuz 2016 darbe girişiminin merkezlerinden biri İncirlik Üssü'ydü. 10'uncu Tanker Üs Komutanı Bekir Ercan Van ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Kürecik radarının Türkiye’ye faydası olmadığı aksine Türkiye’yi hedef haline getirdiği ortadadır. Keza İncirlik’te de Türkiye lehine tek bir faaliyet olmadığı gibi olası bir ABD-Rusya çatışmasında Türkiye’yi hedef haline getirmektedir. Bugün Türkiye olarak NATO'nun hangi üyesinden dostluk görüyoruz? Bunu sorgulama zamanı gelmiştir. Sözüm ona müttefiklerimiz olan NATO üye ülkeleri, anlaşmanın 5 ve 6'ncı maddesi gereği Türkiye’yi teröre karşı koruyacakları yerde Türkiye’yi bölmeye çalışmakta teröre destek vermektedirler. Güneyimizde bir terör devleti kurma, adalarımızı işgal etme, Kıbrıs’ta Türk varlığını tanımamakta, Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerimizi yok saymaktadırlar. Tüm bunlara karşı Türkiye’nin yumruğunu masaya vurma zamanı gelmiştir, geçiyordur.

Yumruk masaya nasıl vurulacak? Düşmanlık edene korkusuzca cevap verilerek. Bu görev TBMM'ne düşüyor. Meclis'te grubu bulunan siyasi partiler Kürecik ve İncirlik faaliyetlerinin durdurulması için önerge verdikleri gün pek çok şey değişecektir.

İncirlik’in ABD ve NATO’ya kapatılması, Kürecik radarı faaliyetlerinin durdurulması Türkiye’nin bölgesel ittifaklar için güvenilirliğini ve etkinliğini artıracaktır. Terör belasını da, güneyimizde terör devleti ikinci bir İsrail’in kurulmasını da, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizin korunmasını da, Yunanistan’a karşı adalarımızı, Kıbrıs’taki varlığımızı da bölgesel ittifaklarla koruyabiliriz. Tüm buralarda NATO yanımızda değil karşımızdadır. Bölge ülkeleri ise yanımızda olmaya hazırdır. Çünkü düşman ortaktır.

Türkiye, emperyalizme karşı Atatürk ne yaptıysa onu yapmalıdır. 1934 Balkan Antantı, 1937'de Sadabat Paktı önümüzdeki örneklerdir. Bugün tarihin akışı ve mecburiyetler Türkiye-Suriye-Irak-İran-Azerbaycan-Rusya ittifakını zorunlu kılmaktadır.