Devlet ciddi bir Yunan-PKK terörüyle karşı karşıyadır

Amiral Cihat Yaycı, ülkedeki yangınların küresel ısınma ile açıklanamayacağını belirterek, ‘Yangın sonrası bölgeye takviye edilen güvenlik güçleri ve bunlardan oluşan güç boşluğu noktalara/bölgelere terör saldırıları yapılması mümkündür’ uyarısında bulundu

TÜRK DEGS Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, ülkedeki yangınlarla ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Geçmişteki benzer terör eylemlerine ve bugün yapılan ayaklanma çağrılarına dikkat çeken Amiral Yaycı, “Şu anda yapmak istedikleri şey; bir yandan Türkiye'nin büyük ihtiyacı olan turizm gelirlerini yok etmek, diğer yandan toplumu iç karışıklığa ve devlet otoritesine güvensizliğe sevk etmek. PKK ve FETÖ tarafından yapılan ‘ayaklanma çağrısı’ da bunun göstergelerinden bir tanesi.” diye konuştu. Yaycı, “Ekonomik sorunlarla toplumsal sorunları istiyorlar.” ifadelerini kullandı.

Amiral Cihat Yaycı, geçen günlerde ülkedeki yangınlarla ilgili yaptığı bir değerlendirmede, “Burada bir kasıt var. Devlet ciddi bir Yunan-PKK terörüyle karşı karşıyadır.” diye konuşmuştu. Bu açıklamasının ardından sosyal medyada FETÖ’cülerle PKK’lıların başını çektiği bir linç kampanyasıyla karşılaştığını bildiren Amiral Yaycı, “Terör örgütünün yangınlarda parmağı olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyince ırkçı suçlaması ile karşılaşıyoruz. Bu suçlamalar klasik psikolojik baskı yöntemi. Bunlardan yılmıyoruz!” dedi. Amiral Yaycı, “Devlet ciddi bir Yunan-PKK terörüyle karşı karşıyadır.” sözlerinin dayanaklarını Aydınlık’a anlattı…

‘BİZ NE YANDAŞ NE DE MUHALİFİZ’

“Türk Denizcilik ve Global Strateji Merkezi (TÜRK DEGS) olarak amacımız kesinlikle siyaset değil. Ne iktidar yandaşıyız ne de muhalifiz. Biz bağımsız değerlendirme yapan bir düşünce grubuyuz. Bizim önceliğimiz Türkiye’nin hak, menfaat ve güvenliğidir. Böyle olunca da değerlendirmelerimiz bazen iktidarı bazen de muhalefeti rahatsız ya da memnun edebilir. Biz Türkiye için doğru bildiğimizi ve düşündüğümüzü hiçbir siyasi, maddi fon kaygısı ve yönlendirmesi olmadan söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz.”

‘HAYATIN AKIŞINA AYKIRI’

“Son yangın olayına gelince, özü şu, biz bu yangınların rastlantıdan ziyade kasıtla çıkarılmış olabileceğini değerlendiriyoruz. Zira yangınların çıktığı bölgeler, yerleşim merkezine yakınlıkları, nüfus dağılımı, terör örgütünün beyanları ve sicili bize bunu gösteriyor. İklim şartlarının sadece turizm beldelerinde ve Türkmen obalarında yangına sebep olması da zaten hayatın olağan akışına aykırı.

Terör örgütü silahlı mücadelede ezilmiş ve şimdi alışkanlığı olduğu üzere çevre terörüne başvurması muhtemeldir. Haritaya bakınca, oluş şekli ve zamanlamalarına bakınca çevre terör ihtimalinin çok çok daha yüksek olduğunu düşündürmektedir. Silahlı mücadelede yenik düşen örgütün açıkça bu yolu deniyor olması en muhtemel seçenek olarak durmaktadır. Maalesef dünyanın en güçlü devletleri gibi, biz de bu çevre terörüne karşı tedbir almak konusunda çok zayıfız. Zaten tam tedbir almak da mümkün değil, gerçekçi konuşalım. Elbette bu yangınlardan devlet de gerekli dersleri çıkarmış, çıkarmakta ve çıkarmalıdır.”

‘YUNANİSTAN’IN SİCİLİ BOZUK’

“Terör örgütünün destekçisi Yunanistan’ın sicili bu konuda zaten bellidir. Yunan Milletvekili Boduvas ise şu itirafları yapmıştır: ‘PKK, Türkiye'nin Akdeniz politikalarını durduran Yunanistan'ın elindeki bir baskı aracıdır. PKK ile mücadele eden Türk Ordusu, Ege'de Yunanistan'a karşı hazırladığı güçlerini Doğu'ya sevk etmektedir.’

Yunanistan’ın açıkça desteklediği ve hala kamplarının bulunduğu bu terörist örgütün elebaşlarından Şemdin Sakık da ne demişti: ‘Silahımız tükenir, sayımız azalırsa Bodrum'a gider yatlarını yakarız, Antalya’ya iner seralarını yakarız, İstanbul'a çıkar arabalarını yakarız, İzmir'e ulaşır ormanlarını yakarız.’ Örgütün ‘Ateşin Çocukları’ yapılanması da ortadadır.”

‘FETÖ RAHATSIZ OLDU’

FETÖ, yangın olaylarında Yunanistan ve PKK parmağı olması ihtimalini gündeme getirmemizden rahatsız oldu, ölümle dahi tehdit etmeye başladılar.

Biz bunları gündeme getirince FETÖ ve bazı çevreler son derece rahatsız oldu. FETÖ’nün elebaşları ve PKK yandaşları şahsımı sosyal medya dahil çeşitli kanallardan yoğun şekilde ölüm dahil tehdit etmeye başladılar. Bunların örneklerini sosyal medyadan da görebillirsiniz.

PKK’nın, FETÖ'nün ve de benzeri terör örgütlerinin yapamayacağı kötülük yok. Etik hiçbir sınırları yok.

Bu yangınlarda delil bulmanın çok zor olacağını biliyoruz. Çünkü bir kibrit ya da kağıt parçası ile her yerin tutuşturulabileceği bir ortam var. Üstelik hemen hiçbir yerde kamera, gözetleme vs. sistemi de yok. O yüzden bir delil bulmanın kolay kolay mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Ama terör örgütünün yangınlar konusunda, çevre terörü uygulama hususunda çok net açıklamalarda bulunduğu ve bunu uyguladığı da malum.

Terör gerçeğini bir kenara bırakmak kafamızı kuma gömmek olur. Terör gerçeğinin üstünü örterek bu coğrafyada hayatın olağan akışına aykırı bir takım hususları öne çıkartmak da bilimin istismarı olur. Bu denge çok önemli bence.

Avrupa ve dünyada çeşitli yangın haritaları gösterilerek terör ihtimalinin üstü örtülmek ve devlet aciz gösterilmek isteniyor.

TURİZM VE TARIM BÖLGELERİNDE ÇIKMASI NORMAL Mİ?

Öncelikle Avrupa ve dünyadan yayınlanan yangın haritalarında renkler yangın şiddetini göstermiyor. O yüzden bu haritalarla algı operasyonu yapılmak isteniliyor. ‘Bakın diğer ülkelerde de yangınlar var ama Türkiye gibi müdahalede eksiklikleri yok’ dezenformasyonu yapılıyor. Halkımızın uyanık olması gereklidir.”

“Herkes Türkiye'nin zor ekonomik durumundan haberdar. Türkiye için umut turizm ve tarım sektörüydü. Mantıklı olarak terör örgütleri ve hasımlarımız da bunun farkına vardılar... Turizm gelirleri ekonomimizin toparlanması için büyük bir katkı sunacaktı.

Terör örgütlerinin yanı sıra, bu işten hangi iç ve dış düşmanlar kârlı çıkacak bakmak lazım.

Yangın sonrası bölgeye takviye edilen güvenlik güçleri ve bunlardan oluşan güç boşluğu noktalara/bölgelere terör saldırıları yapılması mümkündür. Çok boyutlu okumak gerekiyor. Ekonominin toparlanması demek terörle daha etkili mücadele demek ve haklarımızı her alanda daha kuvvetli savunmak demektir. Şu anda yapmak istedikleri şey bir yandan Türkiye'nin büyük ihtiyacı olan turizm gelirlerini yok etmek, diğer yandan toplumu iç karışıklığa, devlet otoritesine güvensizliğe sevk etmek. PKK ve FETÖ tarafından yapılan ‘ayaklanma çağrısı’ da bunun göstergelerinden bir tanesi. Ekonomik sorunlarla toplumsal sorunları istiyorlar.

Terör örgütünün yangınlarda parmağı olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyince ırkçı sıçlaması ile karşılaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bizimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hepimizindir!

Bu suçlamalar klasik psikolojik baskı yöntemi. Bunlardan yılmıyoruz.

Düşman unsurların Türkiye'de iç karışıklık/olası bir iç savaş çıkarmak maksadıyla bir Türk-Kürt meselesi alevlendirmek hevesinde olduğu aşikardır.

Kimi siyasi oluşumların grup sohbetlerinde örgütlenmeler içerisinde oldukları ifade edilmektedir.

Bu vatanın topraklarında yaşayan ve hangi ırka mensup olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asli unsuru olan tüm vatandaşlarımızı hainlere aldanmadan hep birlikte Türk Milleti olmaya ve her zaman olduğu gibi yine bu planlarını da boşa çıkarmaya davet ediyoruz. Atatürk’ün dediği gibi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk Milleti denir.’ Yani Türk Milleti tanımı, ırk farkı asla gözetmez ve ırka dayanmaz.”

'HALK DÖRT ŞÜPHELİYİ ARIYOR'

Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, çıkan yangınlar hakkında konuştu, sabotaj olduğunu söyledi. Karaca açıklamasında “66 noktada yangınlar devam ediyor. Bunların sabotaj olduğunu bizler biliyoruz. Vatandaşlar, 4 kişinin molotof kokteyli ve benzinle yangını çıkardığını söylüyor. Şu an etraf sarılmış durumda. Dört kişiyi bulmak için arkadaşlarımız, yerel halkımız mücadele içinde” dedi.