Tarsus’ta vatandaşla buluşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Oktay Öztürk, “Kürt kardeşlerime de buradan sesleniyorum; Allah’a inandığınız gibi inanın. Sizi de bu eşkıyanın elinden devlet olarak kurtarmak boynumuzun borcudur” taahhüdünde bulundu.

“NEDEN KORKUYORSUN? ÇİĞ Mİ YEDİN?”

Tarsus’ta Büyükşehir ve Tarsus Belediyelerinin toplu açılış törenine katılan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, Tarsuslu vatandaşın yoğun ilgisi ile karşılandı. Açılış töreninde bir konuşma yapan Öztürk’ü, alnından öperek, boynuna sarılarak tebrik eden Tarsuslular, Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidarı için de MHP’ye destek sözü verdi.
Açılış töreninde kürsüye davet edilen MHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk, halen bazı vatandaşların MHP’nin koalisyon görüşmesine “Hayır” dediği algısı yaratılmak istendiğinin altını çizdi. 7 Haziran gecesi Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun erken seçim ve azınlık hükümetini işaret ettiğini anımsatan Öztürk; “Azınlık hükümeti dediğin şu; 258 milletvekilin var, 18 milletvekilini bir yerden devşireceksin, ya makam mevki vereceksin ya para vererek satılık milletvekili bulacaksın. Bu ahlaksızlık daha önce yaşandı bu memlekette. Bir faydasının olmadığı görüldü. Bir daha sana bu fırsatı verir miyiz? Dün benim bütün değer yargılarımı ayaklar altına almıştın. Milliyetçiliği ayaklar altına almıştın. Bütün bunlara rağmen benimle mi koalisyon kurmak istiyorsun. Ben varım ama dört şartımız var dedik. Yaşadığımız bu girdaba bizi sokan şartlar. Temeli anayasada olan şartlar. Anayasa'nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu, MHP'nin vazgeçilmez şartıdır. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılmalı. Toplum hayatını felç eden, adalet ve ahlak kurallarını hiçe sayan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının 17-25 Aralık kapsamında tekrar ele alınarak, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi tartışmasız isteğimizdir. Anayasal yetki ve sorumluluklarını inat ve ısrarla çiğneyen, hiçbir kural tanımayan Cumhurbaşkanı'nın, görevinin gerektirdiği meşru ve hukuki zeminde bulunması. 17-25 Aralık yolsuzlukları diyoruz, neden korkuyorsun? Bu memlekette hırsız uğursuz varsa onları sorgulayacağız diyoruz neden korkuyorsun? Çiğ mi yedin? Eğer bu dört maddeyi kabul ediyor isen taşın altına tırnağını koyduğun vakit biz gövdemizi koymaya hazırız. İşin taa başından beri koalisyon istemiyorlar. Hayır diyen AKP. Biz çözüm sürecini kaldıracak mısınız dedik hayır dediler. 17-25 Aralığın üstünü açacak mısınız dedik hayır dediler. Cumhurbaşkanını Anayasal sınırlar içerisine çekecek misiniz dedik hayır dediler. Anayasa değişikliğiyle devletin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışıyorlar. Devletin içinden yeni bir devlet, milletin içerisinden yeni bir millet oluşturmaya çalışıyorlar. Buna hayır diyecek misiniz dedik, hayır dediler. Şimdi siz söyleyin her şeye hayır diyen MHP mi yoksa milletin bekası için gereken şartların hepsine hayır diyen AKP mi?” diye sordu.

“HERKES AKP’Yİ KANDIRIYOR, AKP DA CHP’Yİ”

Koalisyon görüşmeleri ve sonrasında yaşananlarla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Öztürk; “CHP’nin Genel Başkanı ‘Devlet Bey her şeye hayır dedi’ diyor. Sen evet dedin de ne oldu? Devlet Bahçeli ile Kılıçdaroğlu arasındaki en büyük fark da burada. Kılıçdaroğlu ancak yaşayarak öğreniyor, Devlet Bahçeli yaşamadan öngörüyor. Biz koalisyonun zinhar kurulmayacağını gördük. Kılıçdaroğlu zannetti ki bunlar benimle görüşüyorlar, koalisyon kurulacak. Kendi tabanı da sen bunlara hırsız diyordun, nasıl koalisyon kurdun demesin diye de Başbakanlığı Devlet Bahçeli’ye hediye ediyor. Başbakanlığı kim sana verdi ki sen hediye ediyorsun? Yazık senin haline. Sana tenezzül edip hükümeti kurma görevi bile vermediler. Sen neyin peşindesin? Senin Milliyetçi Hareket Partisi ile aşık atabilmen için o kadar çok fırın ekmek yemen lazım ki, en iyisi git işine bak. Her önüne gelen AKP’liyi kandırıyor, AKP’li de bunu kandırıyor. Sen onlardan da betersin” dedi.

“KÜRT KARDEŞLERİME DE SESLENİYORUM”

Özellikle 7 Haziran sonrasında 200’e yaklaşan şehit verildiğini anlatan Öztürk, “O kadar şehit verdik, ama bir gün bunların ağızlarından PKK’yı lanetleyen bir cümle çıktı mı? Kadim Türk Devletinin kuruluşundan bu güne kadar 5 temel görevi vardır. Milletinin canını, malını, namusunu, aklını, mezhebini korumakla mükelleftir. Bu saydıklarım noktasında bugün yarınlara ait bir güvenceniz var mı? İşte diyoruz ki biz güvence veriyoruz. Kürt kardeşlerime de buradan sesleniyorum; Allah’a inandığınız gibi inanın, bin yıl önce bu topraklarda birlikte yaşamanın hukukunu, beraber oluşturduysak nice bin yıllara da biz var olduğumuz müddetçe bu hukuku taşımak gibi bir görevle yükümlüyüz biz. Bize inanıyorsanız hiçbir problemimiz yok. Sizi de bu eşkıyanın elinden devlet olarak kurtarmak boynumuzun borcudur” diye konuştu.