En iyi Yeni yıl Hediyesi: ALTI OK ETRAFINDA 2016 YILI’nda BİRLEŞMEYE ÇAĞRI

Aslolan ALTI OK’tur.

ATATÜRK’tür.

Feryadımız budur!

Sustuğumuz yeter!

“Yapılan ve çoğunlukla tamamlanan CHP İl Kongreleri sonrasında….”

“Bu İl kongrelerinde sorunları irdeleyen siyasi ve ideolojik hiç bir tartışma olmamış, ALTI OK’tan özellikle hiç söz edilmemiştir”

“Bu il kongrelerinde sadece kurultay delegeleri gündeme oturmuş, parti ve ülke geleceği tartışılmamış, ülkemizde ve bölgemizde cereyan eden emperyalist işgal harekâtı ve milli devletlerin geleceği masaya yatırılmamıştır”

“Bütün bunları arka arkaya koyar ve okursak, yakında AKP ve HDP isteği doğrultusunda TBMM’nde görüşülerek sözüm ona yeni Anayasa’dan TÜRK ve elbette ATATÜRK, milli üniter devlet, halkçılık gibi söz ve kavramların tamamen ortadan kaldırılma sürecine CHP içinden de itiraz edilmeyeceği, açıkça destek geleceği anlamı çıkmaktadır.”

CHP, hala siyasi bir parti olarak görürsek yaşayan bir organizmadır. O'na hayat veren esas unsur, kişiler değil bizatihi onu ayakta tutan, milletle birleştiren ideolojik ve siyasi çizgisidir.

CHP'den söz ediyorsak öncelikle halkçı ve milliyetçi ilkeler başta olmak üzere milli devleti var eden, Millet'i yaratan, emperyalizme karşı bir varlık olarak bizi kimlik sahibi kılan Mustafa Kemal Atatürk ve 6 OK'tur.

Bunun dışında var olan her kişi ya da laf, bir teferruattır ya da açıkçası partinin iktidar olması için gemiden atılması gereken safradır.

Özellikle TC'yi kuran CHP, kişilerin varlığı ya da yokluğu doğrultusunda, kişi ya da genel başkan odaklı bir çizgi izleyemez.

CHP’ye ve bağrından çıktığı Millet’e yaşam suyu sağlayan 6 OK’tan ve emperyalizme karşı savaşarak kurulan devleti korumayı haddeden geçirip program olarak Dünya siyasi partiler tarihine kaydeden iradeden bir sapma gösterilemez.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “… en büyük iki eserimden biri …” dediği CHP’nin üzerine konan bir zerre toza bile müsaade etmek, pisliği temizlememek ihanettir.

Lozan’da İsmet Paşa ile başlayan rövanş, kurulan cumhuriyetin ve milli devletin yok edilmesi için özellikle CHP’nin omurgasından kaydırılmasını gerektirmiştir.

Kökleri üzerinde durmayan, asırlık çınara yaslanmayan CHP’nin milli devlet için de yapacağı bir şey kalmayacaktır.

1 Mart 2003 teskeresinin hesabı, Silk-Road Enstitüsünün raporu sonucunda Sayın Baykal’ın CHP’nin Genel Başkanlığı’ndan tasfiyesi sonrasında yeni oluşturulan Kemal KILIÇDAROĞLU’nun içinde bulunduğu üst yönetim ile birlikte CHP’de taşlar yerinden esaslı bir şekilde oynamaya başlatılmıştır. Altı Ok, bir yük olarak görülmüş ve açıktan terk edilmiş, redd-i miras bütün çıplaklığıyla partide hâkim kılınmıştır.

CHP üst yönetimi, ideolojik ve özellikle milli ve halkçı kimliğini kimliğini kaybetmiştir.

Özellikle kod adı ile anılan ve PKK avukatı olarak bize sunulan Sezgin TANRIKULU, PKK’nin yasallaştırılmasında ve ülkenin bölünmesinde bir koçbaşı gibi kullanılarak AKP hükümetini değil CHP’nin ALTI OK’tan dokunmuş alt yapısını sarsacak açıklamalar yapmayı ısrarla sürdürmekte, en son PKK’nin denetimindeki DTK tarafından açıklanan bölünme sürecinin başlangıcı kabul edebileceğimiz 14 maddelik “BAĞIMSIZLIK” manifestosu karşısında CHP üye ve taraftarları baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.

Bize dayatılan da açıkçası budur!

Kadrolar, kitap okumaz, siyasi tartışmalara katılmaz, fikir üretmez, Millet’in derinliklerine girmekten çok dedikodu merkezli bir yapının girdabında boğulmaya itilmiştir.

Yerel ve genel kadrolar içinde kişisel çıkar, ihale peşinde koşma, makam sahibi olma, sorun çözme yerine vurdumduymazlık esas haline gelmiş, siyaset yapmak yerine “idare-i maslahatçılık ve rüzgâra kapılma”, günü kurtarma, hatta bu uğurda cemaat ve gericilikle uzlaşma tercih edilmiştir.

12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa Referandumu dâhil tek bir seçim ve bir adım ileri mevzi bile kazanılamamıştır.

Amaç da budur.

CHP'de bazılarının en çok korktuğu şey, parti içinde yaşanacak olan Atatürkçü çizgi ile gerici, liberal ve batıcı çizgi arasındaki siyaset ağırlıklı ve bilimsel çaba içerikli tartışmadır. Böyle bir tartışma, bazı kişileri merkezkaç kuvvetiyle kıyılara ve dışarıya savuracaktır. Tarih de bu tür savrulmalarla oluşuyor. Bu böyle bilinmelidir.

Sorun asla kişisel değildir.

Program önce CHP kadrolarına unutturulmak ve sonrasında da yok edilmek istenmektedir.

Siyasi bir partide program yoksa o parti artık yoktur. Orada Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi bir ticari şirketten söz etmek mümkündür ancak.

Altı Ok yoksa CHP yoktur.

CHP YOKSA DEVLET VE MİLLET YOKTUR.

Var olan şey, havanda su döğmektir.

Bunun da hiçbir değeri yoktur.

Ayrıca bizleri, Atatürkçüleri, Altı Ok’çuları, millicileri, ilericileri, laikleri, kısacası bu kutsal topraklarda yaşayan bütün Türk Millleti’ni birbirimize düşürmeye ve bu durumu fırsat bilerek CHP’yi köklerinden tam olarak koparmaya ve tasfiyeye çalışmaktadırlar.

“Balık baştan kokar” ama kuyruktan temizlenir.

Biz milletiz.

Biz CHP’yiz.

Biz bütün olarak milli ve halkçı güçleriz!

“Cumhuriyet’i kuran Büyük Türk Milleti’yiz!”

Biz Mustafa Kemal’iz!

Biz baştan kokan balığı kuyruktan temizlemek zorunda olan çapulcularız!

Bir araya gelmek zorundayız.

Kimseye istifa çağrısı yapmıyorum.

Bazıları delegasyon kaygısı nedeniyle milleti ve ülkeyi unutarak kongrelerde ALTI OK’u ve izlenecek milli ve halkçı politikayı tartışmayı ve birleşmeyi terk etmiş olabilirler.

Ben, size sıradan bir yurttaş, İzzet ULUDAĞ olarak ana siyasi çizgimizi görmezden gelerek kadro vasfını yitirmiş 3-5 bin kongre delegesinin iradesini değil, en zor koşullar altında 4 Eylül 1919 tarihinde kelle koltukta, idam fermanı boynunda SİVAS’ta toplanan CHP’nin asli kurucuları, İstiklal Savaşı kahramanları, Tıbbiyeli Hikmet başta olmak üzere bütün Heyet-i Temsiliyenin yolunu ve iradesini öneriyorum.

Sizi, bütün milleti ALTI OK’ta birleşmeye, bu ilkelerle donatılmış CHP’yi iktidara taşımaya, milli devleti ayağa kaldırmaya, milli ekonomiyi yeniden kurmaya, millet’i millet yapmaya, halkçı Cumhuriyet’i Millet’in başına taç olarak oturtmaya, bütün bunlar için bir araya gelmeye çağırıyorum.

Büyük alt üst oluşlara gebe olan bölgemizde büyük güçler yaratmak için, büyük tartışmaya çağırıyorum.

Parti içinde de büyük alt üst oluşları göze alarak, büyük bir ideolojik ve siyasi kampanya başlatmaya çağırıyorum.

CHP’yi Altı Ok’la bütün Türkiye sathında kuşatmaya çağırıyorum.

Sadece CHP’yi değil yol yakınken bütün milli ve halkçı güçleri ALTI OK’ta birleşmeye çağırıyorum.

Kişiler, kim olursa olsun gelip geçicidir.

Aslolan ALTI OK’tur.

ATATÜRK’tür.

Feryadımız budur!

Sustuğumuz yeter!

Av. İzzet ULUDAĞ

CHP MERSİN ÜYESİ

ADD Eski İki Dönem Yönetim

Kurulu Üyesi

(Telefon : 0505 455 12 67)