Bunlar, PKK saldırılarının 15 Temmuz’da FETÖ'nün başarısız darbe girişimi sonrasında neden yoğunlaştığı konusunda ciddi, nesnel ve Türk milletine yol gösterecek, umut verecek siyasi bir tahlil yapmıyorlar, yapamıyorlar.

Bunlar, tahlil yapma becerisine, yetenek, liyakat ve millete karşı duydukları sorumluluğa sahip değildirler.

Çünkü bunlar, günlük yaşadıklarından en azından ezen-ezilen millet penceresinden yakın tarihi süreci izleme çabasını göstermemişler, yüksek tarihi bilincine, ülke ve bölgeyi dünya ile birlikte kavrayacak yeterli siyasi olgunluğa varamamışlardır.

Sorunları esastan çözme niyetini taşısalar bile bu arkadaşlarda maalesef asla bu yetenek ve milli kaygıyı görememekteyiz.

Konfüçyüs “Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir” derken esas olarak tam da bunları kast etmektedir.

Bunlar, kafa karıştırıcılarıdır. Süreci ve öğrenmedikleri, tarih bilinci olmadıkları için bilmeden yaptıkları ve söyledikleri her şey, ülkemize ve mazlum milletlere zarar veriyor. ABD’yi ve emperyalizmi güçlendiriyor.

Güzel yurdumun insanı, bunlar için oldukça felsefi “ağzı olan konuşuyor” tanımını yapmıştır.

Türkiye ve bölge, ABD ve terör örgütlerine karşı bir arayış ve kurtuluş sürecine girmişken bunlar her gün çetele tutarak şehit sayısı vermektedirler. 
Ama sadece "BU GÜN 21 ŞEHİT VAR!" vb lafları gözümüzün içine sokmak, PKK’nin arkasında ABD’nin olduğunu gizlemek, emperyalist dayatmaya karşı milli bir direnişi gözlerden saklamak, Türk Milleti'ni korkutmaktan ve ülkenin bölünme sürecine ve işgaline teslim olmasına çağrı yapmaktan ve bilerek ya da bilmeden bunlara destek vermekten başka hiç bir anlam ifade etmez!

ABD'ye karşı tutum almadan da PKK'ye ve FETÖ'ye karşı olmak ve bu terör örgütleriyle ciddi anlamda milli, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye için mücadele vermek asla mümkün değildir!

Bu, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün İSTİKLAL SAVAŞI'nda bize kavrattığı siyaset biliminin TUNÇ KANUNUDUR.

AĞLAŞMAK YOK! YAS TUTMAK YOK! TERÖR VE ARKASINDAKİ EMPERYALİST GÜÇLE MÜCADELE VAR!

Siz, milli devleti korumak için verilen mücadelede TSK'nin kahramanlıklarını ve bu bölgede ABD’nin amaçlarını millete anlatacağınıza neden sadece verdiğimiz şehitlerin sayısı ile ilgileniyorsunuz?

Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?

Siyaset mi yaptığınızı düşünüyorsunuz bu yolla?

Elbette her verdiğimiz şehit, yüreğimizin ortasına bir kor gibi düşüyor.

Biz de yanıyoruz onlarla birlikte.

Ama şehit vermeden ne terörü önleyebilirsiniz ne de tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye'yi gerçekleştirebilirsiniz!

Ne de Atatürkçü bir siyaset yapabilirsiniz!

Milletle de birleşemezsiniz!

AKP'yi de yıkamazsınız!

Emperyalist kuşatmaya, PKK’nin terörüne, FETÖ'nün darbesine TESLİM olmayacağız.

Çünkü Türk milleti her geçen gün daha da çok birleşiyor, yaşadığı her olayla daha da fazla milletleşiyor.

TSK, sırtından ve içinden ABD ajanlarını attıkça daha da güçleniyor.

Milli devlet, ABD’den koptukça daha da bağımsız ve özgür bir yapıya kavuşuyor.

Artık bölgede üstünlük bizdedir. Bölge milletlerinde ve bölgenin mazlum milli devletlerindedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ndedir.

Yeis ve karamsarlık artık lükstür.

Taarruz sırası artık elimize geçmiştir. Sakarya Savaşı sonrasındayız. Hedef, Türk Milli güçlerinin hemen önündedir.

Ağlamak, sızlanmak asla yok! Yas tutmak da yok!

Bütün mazlum milletlere huzur gelmesi için, terörün ve esas olarak emperyalizmin tamamen ortadan kaldırılması ve Mustafa Kemal ATATÜRK'ün dediği gibi bizi, bütün ezilenleri mutlu ve huzurlu kılacak "BÜYÜK UYUM DÜNYASI"na ulaşmamız için milli ve halkçı mücadeleye son hızla devam!
Böyle yaptığımız an, sahte gözyaşı döken ve terör örgütlerinin -elbette başta PKK ve PYD olmak üzere- yanında saf tutan ve bizi aldatmak için rol yapan aklı evveller kulaklarından tutulup birer birer ortaya çıkarılabilecektir.

Ağlamak değil, acıyı kuvvete dönüştürmek ve terörün ve başta ABD olmak üzere emperyalizmin, gericiliğin belini kırmak için mücadele var!

Bu büyük oyun ve özellikle coğrafyamızda yaşanan tüm terör olayları, BOP çerçevesinde Suriye’de yaşanan ve bölgeye yayılma eğilimi gösteren kalkışma ve işgal harekâtı, bütün bölge milletlerinin ve milli devletlerin başta ABD ve İSRAİL olmak üzere bütün küresel güçlere ve onların piyonu olarak bölgede görev yapan terör örgütlerine karşı uyanıklık gösterilerek ve her alanda birleşerek, birlikte mücadele sonucunda bitirilecektir.

Milli devlet, bütün milleti kucaklayarak dosta düşmana gücünü göstermelidir.
Bu nedenle PKK gibi diğer terör ve bölücü örgütlerin ekonomik, sosyal, siyasal iç ve dış bağlantıları açığa çıkartılmalı, bunların ülke içinde ve bölgede yaşama olanakları kısıtlanmalıdır. Bu örgütlerin özellikle küresel güçlerle ittifakı bozulmalıdır. Bu konuda ABD başta olmak üzere iç işlerimize karışan bütün küresel güçlerle ilişkilerimiz her yönden ciddi anlamda gözden geçirilmelidir. Ya yeni bir dünya kurulur içinde yer alırız, Ya da bizim gibi acı çeken, terör saldırısına uğrayan, sömürülen, kullanılan bütün mazlum milletlerle bir araya gelerek MAZLUM MİLLETLER DÜNYASInı kurar, o dünyaya Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "YURTTA SULH, CİHANDA SULH" şiarıyla eşitlik, kardeşlik ve özgürlük temelinde önderlik ederiz.

Ama bunun için;

PKK ve ABD'nin devlet içindeki Truva atı olan FETÖ, ülke içinde her yönden kuşatılmalı ve temizlenmelidir. .

Özellikle de şimdiye kadar "Özerklik" adı altında şekillenen bölünme sürecine karşı hayırhah bir tavır üstlenen, bu devleti kuran partiye, CHP üst yönetimine şimdi bu ülke ve bölge açısından ciddi tehdit ve tehlike içeren bu politikayı gözden geçirerek yeniden milliyetçi OK'a ve milli devletin bekasına sahip çıkma görevi de düşmektedir.

CHP, derhal PKK'nin siyasal uzantısı olan HDP'nin etki alanını terk etmeli, FETÖ'ye indirilen her darbeye açık ve güçlü destek vermelidir.

CHP, teröre açık destek veren, bu örgütleri arka bahçesi ve dayandıkları güç olarak gören ve bunu açıkça söyleyen, ülkede kargaşanın artması ve iç çatışmanın genişlemesi ve yükselmesi için özellikle son aylarda ilan ettikleri "DEMOKRATİK ÖZERKLİK" inşa sürecinde Türk milli devleti ve TSK ile çatışmak üzere halka çağrı yapan HDP yöneticileri ile ilişkileri koparmalıdır.

1919'larda olduğu gibi işgale ve bölünmeye karşı milli mücadele veren özellikle bölgemizdeki KUVAYI MİLLİYE çetelerine sadakat ve inancın sınanması için öncelikle MERSİN'li bir kuvayı milliyeci dedenin torunu olma hasebi ile Fikri SAĞLAR başta olmak üzere bütün CHP'li vekillere ve bizlere MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİMLER TARİHİ açık bir görev yazmaktadır.

24 MART 2016