“16 Şubat 1969 tarihinde 6. Filo’yu protesto etmek için sol görüşlü gençler tarafından Beyazıt Meydanı’nda bir protesto mitingi düzenlendi. Protesto öncesi İslamcı basın ve örgütler (bunların öncülüğünü MTTB yapıyordu) kışkırtıcı yayın ve toplantı yaptılar. ABD karşıtı göstericiler Taksim’e doğru yürüyüşe geçmek üzere Beyazıt’ta toplanırken sağ görüşlü militanlar da saatler öncesinden Taksim’e geldi. Kamyonlarla ve otobüslerle Anadolu’nun her yanından taşınanlar Dolmabahçe’ye toplandılar ve tekbirlerle cihat namazı kıldılar. Taksim Parkı’nda da toplu namaz kılan sağ görüşlü kalabalık ellerinde taş ve sopalarla alana giren sol görüşlü protestocu gruba saldırdı. Bu saldırı sonrası Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan bıçaklanarak öldürüldü. Yüzlerce gösterici de yaralandı. Sağ Görüşlü öğrenciler saldırı sırasında birbirini tanısın diye kollarına mavi kurdele takıldı. O kurdelelerin dağıtıldığı yer de, Milli Türk Talebe Birliği binasıydı. Hala karanlıkta kalmış Kanlı Pazar’ın en önemli faili Milli Türk Talebe Birliği idi. İşte bu MTTB’nin o dönemdeki yöneticisi şimdi Meclis Başkanlığına aday gösterilen İsmail Kahraman. Yine O dönemde kontrgerilla yapılanması olan 40’lar komitesi de vardı. O komitenin amacı “üniversite ve üniversite dışında İslamcı öğrencilerin güvenliğinin sağlanması ve eylemlerin daha etkinleştirilmesi” idi. Ve bu komitenin yönetiminde de yine İsmail Kahraman bulunuyordu.”

Hatırlayamadıklarımı hatırlayabilmek için yukarıdaki paragrafı Gazeteport sitesinden aldım. Amerikancılara karşı verdiğimiz mücadelenin başladığı yıllardı.
15 Temmuz 1968’de, İstanbul’a gelen 6. Filo sol gurup öğrencileri tarafından protesto ediliyordu. Amerika’yı protesto eden öğrencilere karşı, Milli Türk Talebe Birliği önderliğinde atılan sloganlar hiç aklımdan çıkmıyor.
“ABD gitsin Rusya mı gelsin”
“Moskova’ya, Moskova’ya”
Solcular Moskova’ya diye bağırıyorlardı.
Dinci gurupların çatışmalarda, ilk silah kullanmaya başladığı yıllardı. 1968-1969.
İstanbul Teknik Üniversitesi Gümüşsuyu Erkek Yurdunda beş yıl kalmış birisi olarak, 6. Filo olaylarını bire bir yaşamış birisiyim.
Milli Türk Talebe Birliği İTÜ Gümüşsuyu Erkek Yurdunu çivili sopalarla ve silahlarla bastıklarında, ömrümde ilk kez çivili sopa ile karşılaşmıştım.
Arkasından, polisle birlikte, Yurdu bastılar. 17 Temmuz 1968 Amerika’ya karşı ilk Vedat Demircioğlu şehit verilmişti.
Milli Türk Talebe Birliğinin arkasında Gladio’nun olduğu kesindi. Çünkü silah kullanma cesareti, o zamanki MİT içindeki Amerikancı Gladio’nun verdiği destekle oluşmaktaydı.
Milli Türk Talebe Birliği damarından gelen dincilerin  “milli olanla” hiçbir ilişkisi yoktu. Hatta zaman zaman vatansever milliyetçilerle çatışırlardı.
Sonraki yıllarda, ABD milliyetçileri ve ülkücüleri de kullanmaya başladı. Zaten bunlara da ABD milliyetçileri adı verilmişti.
Milli Türk Talebe Birliği damarından gelen dincilerin hepsi Amerikancıydı. Tıpkı bu günkü Fetocular gibi.
Tanımlamaya çalıştığım bu dinci gurubun Kabe’si  Amerika’dır. Dinci guruplara silah kullanmayı bu guruplar öğretmiştir.
Bu gün Abdülhamitçi olarak ortaya çıkanlar, aslında hala Amerikancıdır. Ülkesini savunanlara Moskova’ya diye bağıranlar bunlardır.
Tıpkı Fetoculuk gibi, Abdülhamitçi olarak örgütlenen bir dinci akım ile karşı karşıyayız.

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr