Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan yardımcısı Mehmet Danış Mersin’de tarım sektörü temsilcileri ile geçen hafta düzenlenen toplantı ile bir araya gelmiş ancak toplantıda kendilerine yer ayrılmadığını belirten üretici temsilcileri, toplantıya katılmayarak protesto etmişti.

Toplantıyla ilgili MHP Mersin İl Başkanı Sebahattin Kılıç da yazılı bir açıklama yaptı. Kılıç açıklamasında üreticilerin pazarda yaşadığı sorunların aşılması için gereken çalışmalarda geç kalındığını vurguladı. Kılıç, “Sayın Danış, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü bünyesinde özellikle tarımsal dış pazarlara yönelik bir Strateji Gurubu oluşturduklarını ifade etti. Bakanlığın, sorunların çözümü ile ilgili çalışma başlatması, nihayet on dört yıllık AKP iktidarı boyunca, yeni aklına gelmiş. Bölgemizdeki yaş meyve sebze üreticisi yıllardır kan ağlarken, bağını bahçesini bankaya ipotek ettirerek kredi alıp, hasat sonunda kredisini ödeyemediğinden, bahçesi, serası yok pahasına elinden alınırken neredeydi Bakanlık? Bakan Yardımcısı Sayın Danış devam ediyor “ Bakanlık olarak biz ne yapabiliriz sektör için, bunun arayışı içerisindeyiz” diye ekliyor. Yani, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorunu henüz tespit edememiş ki, çözüm için ne yapacağını da bilmiyor. Henüz arayış içerisinde ve arayış devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Hükümetin yaş meyve sebze sektöründeki sorunları görmezden geldiğini kaydeden Sebahattin Kılıç, içler acısı durumu Avrupa’da yaşayan bir Türk vatandaşının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na yazdığı mektupla açıkladı. “Hükümetin, Türkiye ekonomisinin her alanında olduğu gibi, özellikle bölgemiz ekonomisinin itici gücü. Bakanlığın, Yaş Meyve Sebze sektöründe yaşanan sorunlardan bihaber olduğunu bize ulaşan bir yazı ile örneklemek istiyorum; Bir Avrupa ülkesinde yaşayan vatandaşlarımızdan Mustafa Bey, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na mektup yazıyor. Mektubunda, kendince Avrupa’ya ihraç edilen ve hallerde satışa sunulan yaş meyve sebze ürünlerimizin cinsi, kalitesi, ambalajı hususunda gözlemlediği eksikleri ve hataları aktarıyor. Mustafa Bey konusunda uzman değil, belli ki yaş meyve ve sebzeyi ancak manavda veya mutfağında görebilmiş. Samimi bir saflıkla yazıyor; “Avrupa’da büyük marketler zincirlerinin hepsi çilek, üzüm, elma, erik, şeftali, küçük domatesgibi bu tür meyve ve sebzeleri ambalajlı olarak almayı tercih etmekte” diye ifade ediyor. Bilindiği üzere, yaş meyve ve sebze dünyanın neresine ihraç edilirse edilsin ‘dökme’gönderilmez, mutlaka paketleme tesislerinde çürüğü ayıklanarak temizlenir ve ambalajlanır. Ambalajı olmayan hiçbir ürünü Avrupa gümrüğünden içeri sokamazsınız, alıcısı da kabul etmez. Mektubun bir diğer bölümünde “Avrupa’ya kuru soğan ürününün girmesi için İspanya’dan gelen iri soğanın tadını tutması gerekir. Bu ürünün cinsinden olabilir, toprağından olabilir veya yetiştirirken kullanılan maddelerden de olabilir. Bu ürünün cinsini bulup toprağın PH ölçümünü yapıp daima kalite kontrol testleri yapılsın” diye bitiriyor. İşte Mustafa Bey’in bu mektubunu alan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı uzman raporu ciddiyetiyle hemen harekete geçiyor ve derhal üst yazı ekinde mektubu Ekonomi Bakanlığı’na gönderiyor. Ekonomi Bakanlığı Mustafa Bey’in mektubunu büyük bir ciddiyetle okuyor, değerlendiriyor ve hemen bir üst yazı ile ülkemizdeki altı İhracatçı Birliğine ‘İhracatçılarımızın bilgilendirilmesi’ kaydı ile tebliğ ediyor. Yazıyı tebellüğ eden İhracatçı Birlikleri de vakit geçirmeden, ilgili bakanlıkların üst yazıları ile birlikte Mustafa Bey’in mektubunu kendi üyeleri ile paylaşıyor. Buraya kadar anlatmaya çalıştığımız Mustafa Bey’in mektubunun serüveni, bizi kimin ve hangi kadrolarla yönettiğinin basit bir özeti. Anlaşılan o ki, Türkiye’nin yurt dışı temsilciklerinde binlerce dolar maaşla çalışan uzmanlarımız bu soruna ilgi duymamış, kafa yormamış, sorunun tespiti ve çözüm önerileri ile ilgili rapor hazırlamamış. Maalesef vazife, Avrupa’da yaşayan sade vatandaşımız Mustafa Bey’in omuzlarına yüklenmiş ve o da kendince “ yurdumun insanı” samimiyetiyle mektup yazarak ilgili bakanlıkların dikkatini çekmek istemiş.

Türkiye’de Yaş Meyve Sebze sektörünün diğer sektörlere göre riskli ve meşakkatli olduğunu kaydeden Başkan Kılıç, “Bu sektörde yirmi yılını devirip ayakta kalan şirket sayısı bir elin parmakları kadar azdır. Bu piyasa, kendine özgü büyük riskler taşıdığından, her yıl onlarca şirket iflas etmekte veya faaliyetine son vermektedir. Bu durum bu şirketlere mal tedarik eden başta üreticiler olmak üzere, onlarca yan sektör ve çalışanlarının mağduriyetine yol açmaktadır. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler ayakta kalabilmek için, ürünlerini ihraç ettikleri ülke piyasaları hakkında sık sık değişen kuralları ve piyasa tercihlerini yakından takip etmek zorundadırlar. Bu takip genellikle ithalatçı firmanın yönlendirmesi veya o ülkede istihdam edilen şirket elemanlarının bilgilendirmesi vasıtasıyla yürütülmektedir. Bu konuda öncü, uyarıcı, bilgilendirici olması gereken hükümet, ilgili bakanlıklar ve yurt dışı temsilciliklerimizde görevli dış ticaret uzmanları maalesef görevlerini yapmamaktadırlar” dedi.

Sebahattin Kılıç, geçen yıl Rusya ile yaşanan kriz sonrası yaş meyve sebze sektöründe daralan piyasanın bir an önce önünün açılması gerektiğinin de altını çizerek “hükümetin öncü rolü oynayarak ve sorumluluk alarak, konuya ciddiyetle el atması gerekmektedir. Bunu yaparken sektörde uzman bakanlık yetkililerinin, sektörün aktör ve temsilcilerinin sık sık bir araya gelmesi, yaşanan ve yaşanması muhtemel sorunlara çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu durum Türk tarımının geleceği, gıda güvenliğimiz ve sürdürülebilir ihracat açısından elzemdir. Aksi taktirde ihracatçılarımız Avrupa’da yaşayan vatandaşımız Mustafa beyden çöp kutusuna atacağı daha çok mektup alacaktır” şeklinde konuştu.