BİR KENTİN DÜŞÜŞÜ 

30 Nisan 2017/ Serkan Tultak

Mersin’in en önemli markası olan Mersin İdmanyurdu, ligde kalma mücadelesinde şansını
mucizelere bıraktı.
Bu düşüş öyle bir düşüş değildir.
Bir kentin düşüşüdür bu.
Üstelik 2. lige düşüş.

***
Hafta sonu ne hazin bir tablo yaşadık.
Gencecik oyuncular lige tutunmaya çalışıyordu.
Sezon başından beri kadroda olan kaleci Mihaylov geldi aklıma.
Birde son maçtaki Yunus Emre.
Biri milli takım kalecisi, diğeri milli bile değil.
Hangisi daha yürekli, daha çok kaleci çok net gördük.
Keşke sezon başında bu çocuk kalede olsaydı.
Farklı olur muydu? Bence en az 15 puan!
Bizi Süper ligden 1. lige düşüren kadro da geldi aklıma.
Ligde kalmak için ne kadar yüreklerini ortaya koydular tartışılır.
İşte biz o günlerde 2. lige doğru yol almaya başlamıştık.

***
Yapılan yanlış hoca tercihleri, yönetimdeki başarısızlıklar aslında sonumuzu hazırlamıştı.
Aslında bunlar ligden düştü.
Birde mağlup olduğumuz maçlardan sonra ağlayan gençlerimiz değil, parayı bahane edip
antrenmana bile çıkmayan oyuncular düşmüştür.
Düşen takımın, düşen ruhsuz oyuncuları!

***
Sadece bir takım küme düşmüyor, şehirde onunla beraber düşüyor.
Yıllar sonra süper lige çıkışımız nasıl bir heyecan vesilesi ise bugünlerde mucizelere bağlı
lig mücadelemizde bir o kadar hüzünlüdür.
Her takım düşebilir; ama biz normal düşmüyoruz.
İhmaller, yanlışlar bizi buraya getirdi.

***
Bir adam geldi, şehir tanımıyor.
Malum birileri üfürdü; birde baktık ki yönetime talip bir adam.
Kongrede verdiği sözler ve anlattıklarına bakarsanız değil ligde kalmak,
Avrupa yolunda zannedersiniz kendinizi.
Ve o adam bir anda geldi, bir anda yok oldu; gitti.
Biz eski hataların hesabını soracak kişileri ararken, hesaba yeni hesaplar eklendi.

Her yapılan yapanın yanına kar kaldı.

Hesap kabardıkça kabardı.
Olan da bu şehrin takımına, sahipsiz kentin sahipsiz çocuklarına oldu. 
**
Yıl 2015… Süper ligdeyiz…
Bir yönetici çıkmış, “Hedef Avrupa” diye konuşuyordu.
Ne Avrupa’sı; o sezon tepe taklak 1. lige düştük.
Bugün anladım ki, biz aslında o zaman düşmüşüz.
Ve hep biliyordum ki, bu kent gerçekten sahipsiz!

Serkan TULTAK
01.05.2017 serkantultak@gmail.com

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Değişim şart

Ali Şanlı / 01.05.2017 

İnsanların tekrarcı yapısı olur ama kulüplerin olmaz. Mersin İdman Yurdu 2. Ligde başlayan serüveni tekrar 2. Lige dönerek sonlandırdı. Kulüp kendiliğinden geri dönmedi maalesef  Futbol Kulübünü Futbolun içinden gelenler yönetmediği için kaynaklandı.Evet kötüyü yaşamadan  iyinin değerini bilmeyenlerdeniz.Belki bu kötü sonucu zamanla iyi çevirmek gibi bir refleks geliştirirsek belki bu olumsuzluktan zirveye gidebiliriz.

Ama Kulüp baştan sona yeniden yapılandırılmalı,5 yıl gibi bir süre verilmeli bu 5 yılda tesis,alt yapı ve sabit akar nasıl sağlanır,borç batağından nasıl kurtulurun reçetesini yazılmalı. En önemlisi geçmişte yapılan hatalar tekrarlanmamalı. Bu saten sonra mevcut yönetim devam eder mi,kongre olur mu ve ya güçlü bir kurum takıma sahip çıkar mı bilmem ama ne yapılacaksa Mayıs ayı bitmeden yapılmalı.

Sonuç olarak Mersin İdman Yurdu’nu sıradanlaştırdılar. Yönetim kalırsa yada yeni yönetim gelirse ilk iş olarak takımın uzun süredir kaybettiği itibarı,değeri ve büyüklüğünü en kısa zamanda iade etmeli. Mersin İdman Yurdu’nun ağırlığı gelen oyuncunun ve hocanın hissetmesi gerekir. Aksi taktirde Mersin İdman Yurdu’nu kimse ciddiye almaz ve yıllardır süren oyuncuya dayalı sistem devam eder.

Son olarak son yıllarda Mersin İdman Yurdu’na gelenler gitmek için gelmiş. Mersin’e gelen neredeyse hiç kimse kalmak için çaba harcamamış,hep basamak olarak kullanılmış Kulüp basamak olarak görülmüş.Yönetici rant sağlamak,ihale almak için,futbolcu sıçramak yada sadece para için gelmiş. Hal böyle olunca hiç kimsenin Kulübe faydası olmammış tam tersi geçmişteki bir çok yönetici farklı noktalara gelmiş. En az kazanan ise isim yaparak gitmiş.

Olmamalıydı

Uzun süredir Mersin İdman Yurdu’nu takip ederim. Maalesef yaptığınız bir haber ya da sosyal medyada bir paylaşımınız birilerini mutlu etmez. Ha zaten yaptığımız hiçbir haber de birilerini mutlu etmek ya da üzmek için yapmayız. Sadece doğru bildiğimizi yaparız hatası ile doğrusu ile.Nasıl biz insanları eştirebiliyorsak insanlarda bizi eleştirebilir çünkü kimse dokunulmaz değildir. Burada ki tek   şart belden aşağı vurulmamalı,hakaret olmamalı. Maalesef benimde olduğum bir ortamda, benim bir paylaşımımın altına gelen bazı yorumlar Mersin İdman Yurdu yönetimini rahatsız etti.

Yaşanan nahoş olay sonunda her iki taraf da gerildi. Yöneticilerin istenmeyen ve sert ifadeleri ile karşı karşıya kaldık. Mersin İdman Yurdu yönetimi  basına bir mail atarak böyle bir olayın yaşanmadığını söyledi. Fakat böyle bir olay yaşandı. Konunun içerisine dahil olan silah meselesi de yönetim tarafından kesin bir dille reddedildi. Evet Silah çekme yada gösterilme olayı kesinlikle yaşanmadı.. Olayın ertesi günü yazdığım köşede bundan söz etmedim, hatta bir gazeteci büyüğümüzün yazdığı köşede de silah ibaresi yoktu. Bir gazeteci arkadaşım ile yaptığım bir telefon konuşmasında ise gerilen ortamda oluşan algımı kendisiyle paylaştım. Konuşmalarımızın içeriğinde geçen silah kelimesi yanlış anlaşıldı. Sonuç olarak her iki tarafında daha fazla yıpranmadan bu konunun kapanarak Mersin İdman Yurdu’nu düştüğü bu bataklıktan nasıl kurtarırız,nasıl buradan daha güçlü çıkarız hesapları yapılmalı.