Yaralı keklik hala direniyor | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı 
Yaralı keklik hala direniyor

 

Bir aydır ısrarla arıyordu.

YARALI KEKLİK HALA DİRENİYOR

Bir aydır ısrarla arıyordu. O kadar çok olaydan söz ediyordu ki, asıl derdini bir türlü anlayamamıştım. İlk fırsatta yola koyulduk ama yaralı kekliğe ulaşmak pek de kolay değildi. 185 km.lik yolun üstüne 4 km. de yürümek, yürürken de devam eden telefonlarına cevap vermek lazım.
İşte nihayet, Bozyazı ilçesine bağlı 1730 rakımlı Dereköy’ün tepesindeki o tek evin kapısında eşi Fatma ile bizi bekliyordu. Yalnız onlar mı? Dost bakışlı köpekleri, ağılda meleyen kuzuları, vakur duruşlu eşeği ve sayısız dilekçe ve mahkeme kararları ile dolu bavulu da… Adı Mustafa Uysal. Hayvancılık ve çiftçilikle uğraşıyor. Oğullarından biri mühendis, diğeri maliye müfettişi, kızı ise liseyi bitirdikten sonra evlenmiş.
Aklıma gelen ilk soru: Yüzünde, gözlerinde, ellerinde çekilmiş onca emeğin izlerini taşıyan bu insan neden kendisine yaralı keklik diyor?
“Ben demiyorum ki, devlet diyor!”. Nasıl yani?
“Geçen Ekim ayı idi, Jandarma evime gelerek ‘Yeni gelen Kaymakam bey seni çağırıyor’ dedi. Çektim gittim 60 km.lik Bozyazı’ya. İçeri girdiğimde yeni kaymakam Mustafa Erkayıran’ın yanında Mal Müdürü ve Tarım İlçe Müdürü oturuyordu. Kaymakam bey eliyle “Gel bakayım yaralı keklik” dedi. Oturacak yer bile göstermeden “Senin haddine mi düşmüş ki benim müdürlerimi, benden önceki meslektaşımı şikâyet ediyorsun?” diyerek başladı. Arada diğerleri de lafa karışıp “Haydi kurtarsın seni mahkemelerin. Senin kimliğini bile elinden alır, Kuzey Irak’a göndeririz. Artık orada Barzani’ye çay demlersin” diyorlardı. Bense yalnızca “Ben sizinle değil, siz benimle uğraşıyorsunuz” diyebildim, beni kovdular. Sonradan öğrendim ki tayini çıkan önceki kaymakam, yeni gelen kaymakama “Sana bir yaralı keklik bırakıyorum, işini bitir”  demiş.
Yaralı Kekliğin Suçu Ne?
“Aslına bakarsan, her şey Bozyazı’nın en değerli yeri olan Tekmen beldesi, Akdeniz mahallesi Sazlıyokuş mevkiindeki sahile sıfır 24 bin m2 alanın, Ahmet Şerif Gümüş adındaki iş adamı tarafından işgal edilmesiyle başladı”
Yaralı kekliğin anlattığına göre bu kişi hazineye ait olan bu arazi üzerine sera yaptırır. Hazine de işgalci hakkında Bozyazı Asliye Hukuk mahkemesinde dava açar. Çağrılan bilirkişi, mahkeme heyetiyle birlikte işgal edilen yere gider, incelemesini yapar, 4 sayfalık bir rapor hazırlayıp mahkemeye sunar. Raporda  “Konu arazi orman vasfını koruyan bir yapıya sahiptir, 2-B statüsüne alınamaz” tespiti yer almaktadır. Bozyazı Asliye Hukuk mahkemesi bu rapor doğrultusunda karar alınca, işgalci Yargıtay’a başvurur. Yargıtay yerel mahkemenin kararını onar, davayı reddeder. Ama ne çare ki kararlar hiçbir şeyi değiştirmez, işgal sürmektedir.
Raporu yazan bilirkişi, 2013 Ocak ayında Anamur Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe yazarak, mahkeme kararlarına rağmen 75 milyon vatandaşımızın hakkı olan bu yerin halen işgal altında olduğunu hatırlatıp Savcılığı göreve davet eder. Ayrıca Ahmet Ş.Gümüş’ün kendisini arayarak raporu kendi lehine yazmasını istediğini ve karşılığında rüşvet teklif ettiğini, kabul etmediği için de tehdit edildiğini belirtir. Konuyla ilgili Bozyazı Savcılığına da şikâyette bulunup ifade verdiğini, bu konuşmaların numarasını verdiği telefonunun incelenmesiyle tespit edilebileceğini de bildirerek ifadeye çağrılmasını talep eder, ama yanıt alamaz.
Peki ama yaralı kekliğin bu kirli çıkar ağıyla ne ilgisi olabilirdi?
Gözleri dolmuştu. Bir süre sustuktan sonra gururla cevapladı “O bilirkişi benim oğlumdu! Suçum bir değil ki, birkaç tane. Ama en büyüğü hangisi derseniz, namuslu ve haram yemeyen bir evlat yetiştirmiş olmakmış herhal”
Saldırılar Başlıyor
“Beş yıldır başıma gelmedik kalmadı. Kaymakam, Mal Müdürü, Tarım il müdürü, Orman müdürü sanki bir araya gelip aralarında görev bölümü yapmışlar. Kim, nereden ve nasıl vuracak diye savaş taktikleri geliştirmiş, durmadan saldırıyorlar. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama öğrendiğime göre o arazi şimdi 2-B statüsüne alınmış. Evet, yaraladılar ama henüz ölmedim. Çünkü bu ülkede hala Cumhuriyetin hâkimleri ve savcıları olduğuna inanıyorum.
İlk saldırıyı her işin içinde olan AKP İlçe Başkanı Mevlüt Ok başlattı. Referandumdan on gün önceydi, çarşıda yürürken karşılaştım. ‘Fikrinden vazgeçmedin mi, oyun hala hayır mı?’ dedi. Oyumun değişmeyeceğini söyleyince ‘Ulan sen Evren’e mi oy vereceksin, komünist. Seni süründüreceğim, sana o köyde ekmek yedirmem’ dedi.”
Yaralı Keklik Nasıl “Orman katili” Oldu
İkinci saldırı Bozyazı Orman İşletme Müdürlüğünden gelir: “Bir Jandarma ihbarı üzerine orman yetkilileri suç bölgesine gitmiş, 28 ağacın testere ile kesildiğini tespit etmişler. Şüpheli kim mi? Elbette benim. Bozyazı Cumhuriyet savcısı hakkımda dava açıyor. Sulh Ceza mahkemesini suyolu yapıyorum. ‘Hâkim bey, ben kestiysem testere nerde? Kestiğim ağaçlar nerde? Üstelik o tarihte ayağım kırılmış yatıyorum”. Uzun git-gellerden sonra hak yerini buldu. Ben ormanlık alanda ağaç kesme suçundan da beraat ettim. Üstelik tutanakta imzası olan Ahmet Gürbüz ve Mehmet Gündüz hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, tanıklar Ali Gül ve Yaşar Keman hakkında da yalancı tanıklık suçundan suç duyurusunda bulunmasına karar verildi.
Yaralı Kekliğe Tarım desteği de Yok
Üçüncü saldırı ise Kaymakamlıktan: “1971 yılından beri tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorum, 2000 yılından beri çiftçi belgem de var. 2010 yılında tapulu arazim ve Çukurabanoz, Kabaağaç, Elma Kuzu mevkileri ve Dereköy’de kiraladığım araziler üzerine yem bitkisi ektim. Destek almak için Bozyazı Tarım Müdürlüğüne başvurduğumda Müdür Savaş Çelik talebimi kabul etmedi ve “AKP İlçe Başkanını getir, sana destek vereyim” dedi. Bunun üzerine Tarım Bakanlığından müfettiş istedim. Müfettiş yaptığı incelemede beni haklı buldu. O rapora güvenerek 2011 yılında tekrar aynı arazilere yem bitkisi ektim. Arazilerin ilgili muhtarlarından da ne kadar ektiğim ve ekip ekmediğim konusunda imza aldım. Müfettiş raporunu da ekleyip tekrar bir dilekçe verdim. Müdür bu sefer dilekçemi yırtarak çöpe attı ve  “Ulan sana Tahkim raporu gelmedi mi?” diyerek beni kovdu.
Meğerse karar alıp beni 5 yıllığına destekten mahrum etmişler. Karar aynen şöyle: Bozyazı Tahkim Komisyonu, Kaymakam M.Kamil Sağlam başkanlığında, üyelerden İlçe Gıda tarım ve hayvancılık müdürü Savaş Çelik, Malmüdürü V. Nurettin Ayrılma, Orman İşletme müdürlüğü temsilcisi İbrahim Ay ve Anamur Kadastro birimi temsilcisi Sezin Akgün Bayındır’ın iştiraki ile 26 Eylül 2011 günü saat 14.00’de Kaymakamlık makam odasında toplanarak aşağıdaki kararı almıştır: “2011 yılı yem bitkileri desteklemesi için başvuruda bulunan Mustafa Uysal, yem bitkisi ekimi yapmadığı arazileri yem bitkisi ekili gibi göstererek, başkalarına ait olan arazileri kendisininmiş gibi göstererek gerçeğe aykırı beyanda bulunmak ve idareyi yanıltmak suretiyle haksız yere destekleme ödemesi alma teşebbüsünde bulunduğundan 5 yıl süre ile tarımsal desteklemelerden hak mahrumiyeti cezası verilmesine karar verilmiştir”
Bu karar Mersin Valiliğine, Tarım il ve Hayvancılık Müdürlüğüne, ayrıca suç duyurusu için Cumhuriyet savcılığına gönderiliyor”
Bu karar karşısında yaralı keklik ne yapmış?  “Ne yapayım, Mersin 2. İdare Mahkemesinde dava açtım. Mahkeme 29.11. 2012 tarihinde oy birliğiyle Tahkim Komisyonunun kararını iptal etti ve tüm masrafların idareden alınarak davacıya verilmesine karar verdi. Komisyon bunun üzerine temyize gitti ama Danıştay da benim lehime karar verdi. Sonuçta biraz pahalıya mal olsa da 3. saldırıyı da püskürttüm”

Yaralı Kekliğin Ehliyeti Yok Ama Trafik Cezası Var
Hepsi saldırır da Mal Müdürlüğü boş durur mu? “2005 yılında Alanya’da bir trafik kazası olmuş. Kazayı yapana ceza yazmışlar. Sana ne diyeceksin, ama adamın ismi de Mustafa Uysal’mış. Bana 4000 TL ceza çıkartıp tapularıma haciz koydular. Ben hayatımda bisiklete bile binmemişim, araba kullanmasını da bilmem. Gittim Mal Müdür vekili Nurettin Ayrılma’nın yanına. ‘Bu kişinin ben olmadığımı sen de biliyorsun, niye böyle yapıyorsun?’ diye sordum. Bana aynen ‘Tabii ki biliyorum. Ama senin burnundan fitil fitil getireceğim. O dilekçeleri yazdığında düşünseydin’ dedi. Tarlalarım hala haciz altında”

Yaralı Kekliğin Koyunları da Başa Bela
“2011 yılında hayvancılık desteği almak amacıyla koyun sayımın tespiti için dilekçe verdim. Koyun başına 18 TL destek veriyorlar. Murat Pekar isminde bir veteriner gönderdiler. Koyunları saydı, kulaklarına küpe taktı, 80 koyun beslediğime dair raporunu yazdı, gitti. Bir baktık, arkadan bir yazı geldi.  Meğer benim 156 koyunum varmış! Gittim ağıla tekrar saydım, acaba devlet bana 76 koyun hediye mi getirdi diye”
İyi ya işte, daha fazla koyun, daha fazla destek değil mi?
“Yeğenim, işin aslı başka. Benim sağlık güvencem yok, oğlumun sayesinde sağlık hizmeti görüyordum. Hayvan sayısı belli bir miktarı aşınca Devlet sana diyor ki ‘Tarım Bağ-Kur’a üye olacaksın’.  Yani primi yatırmazsan sağlık hizmeti yok. Tahkim komisyonu beni destekten men etti ya, bir de sağlıktan mahrum edelim demişler. Bu yıl gene sayım yaptılar. Bu seferde 60 koyunumu 33 koyun diye gösterdiler. Belki de davayı kazanacağımı anladılar, fazla destekten mahrum etmek istiyorlar, bilemedim.
Koyun işi bu kadarla bitse iyi. Bir gün de ben evde yokken Tarım il müdürlüğünden gelmişler. Sadece 12 koyunu aşılamışlar “Yasak var diğerlerini aşılayamayız” deyip gitmişler. Bunlar geldi mi, arkadan mutlak bir çapanoğlu çıkıyor ya, bu sefer ne çıkacak derken 6.500 TL para cezası geldi. Nedeni ne? Kırk yıl düşünsen akla gelmez: Koyunlarımı aşılatmamak! Böylece diğer tarlalara da haciz koydular. ‘Benim hayvanım aşılanmamışsa cezayı kendinize yazın’ deyip Savcılığa bir dilekçe daha yazdım”

Yaralı Kekliğin Suyu da kesilir, Yolu da
“Bak, bu çeşme yüz yıldan beri akıyordu. Çevredeki tüm köylülerin hayvanları buradan su içer, insanlar evine su taşır. Dağdaki çakalı, kurdu, ayısı, kuşu, yılanı bile geceleri buradan su içer. Anamur’dan, Bozyazı’dan gelen insanlar piknik yapar. Orman müdürlüğünün yangınlara karşı yaptırdığı iki göletin suyu da buradan gidiyordu. Geçen Temmuzda buraya dozer getirerek çeşmenin üstünde kazı yaptılar. ‘Köylere su dağıtacağız’ dediler. Bunun için ödenek bile almışlar. Ama çalışmaları nedense gündüz değil gece yapıyorlardı. Kazı 17 gün sürdü. Evimden 120 m. mesafede idi ama beni oraya yaklaştırmadılar. Bir kez bakmaya kalktım, iki kişi polis olduğunu söyleyerek silah çekti. Burası jandarma bölgesi polis ne arar? Kaymakam ve müdürler de geliyordu.  Kazı yapılan yer, Bizans’tan kalmaymış. İki sene önce de İstanbul’dan iş adamları ve yabancılar gelmişti. Ellerinde haritalar ve öten bir alet vardı, onlar söyledi. Köyde çok dedikodu çıktı ama ispatı yok ki anlatayım.
Sonra gittiler ama çeşmenin suyu kesildi, o günden beri akmıyor. Şeytan azapta gerek ya, hazır dozer gelmişken Orman idaresinin evime kadar yaptırdığı yolu da tahrip ettiler. Sekiz aydır 4 km uzaklıktaki başka bir çeşmeden eşeğimle su taşıyorum ve evime varmak için ilave 500 m.yi dolanmak zorunda kalıyorum.

Yaralı Kekliğin Bir suçu da Atatürk’ü Savunmak
“Bozyazı Kaymakamlık binası yakınında yürürken Tarım ilçe müdürü Savaş Çelik’e rastladım. Beni durdurarak ‘Ulan sen hala buralarda dolaşıyor musun? Seni 5 yıl her şeyden men etmedik mi?’ dedi. Ben de ‘Burası Atatürk’ün kurduğu bir hukuk devletidir’ deyince, ‘O’nun lafını hiç etme, o komünizmi yaydı. Toprak bile onu kabul etmiyor. Artık Tayyip var, başka kimsenin sözü geçemez’ dedi. Ben de ‘Ayıptır, bu vatanı kurtaran birisine böyle hakaret edemezsin’ dedim. Bunun üzerine üstüme yürüdü, bir yurttaş araya girerek beni oradan uzaklaştırdı. Kendisini tanımıyordum ama hemen telefonunu alıp şahitlik yapmasını rica ettim. Cevabı şu oldu:‘Prensip olarak şahitlik yapmam, ama konu Atatürk olunca her türlü ifadeye hazırım’. Aldığım cevap üzerine Osman Kutlay isimli bu arkadaşla beraber Anamur TV’de Ali Öztürk’ün programına çıkıp her şeyi anlattım. Programcı bana ‘Mustafa bey, bu anlattıklarınız yenilip yutulacak gibi değil, şahidiniz var mı?’ diye sorunca, ‘Aha işte karşında’ dedim. O da sağ olsun, her şeyi dosdoğru anlattı. Her hangi bir tekzip veya yalanlama da gelmedi. Merak edenler bu programı 25.12.2011 tarihli Anamur TV- Mustafa Uysal-Osman Kutlay-Atatürk’e hakaret yazarak tıklayıp izleyebilirler”
Cevap Bekleyen Sorular
Bozyazı’da orman vasfını koruyan 24 bin m2 arazinin şimdiki durumu nedir? Yerel mahkeme ve Yargıtay kararları uygulanıyor mu?
“Mustafa Uysal ağaç kesti” diye sahte tutanak tutan ve haklarında suç duyurusunda bulunulan kişilerle ilgili ne işlem yapıldı?
Koyun saymayı ve aşılamayı beceremeyen memurlar hakkında işlem yapıldı mı? Yanlış sayım nedeniyle, Mustafa Uysal kaybettiği sağlık hizmetine ne zaman kavuşacak, aradaki farkı kim ödeyecek?
“İsim benzerliği” bahanesiyle kesilen trafik cezasının sorumlusu kim, hakkında soruşturma açıldı mı, yaptırımları hala devam ediyor mu?
Yangın için yapılan gölete bile su veren o çeşmenin suyunu kim kesti, su ne zaman akacak? Mustafa Uysal’ın evine giden yolu kim bozdu, ne zaman yapılacak?
Danıştay’dan dönen Tahkim Komisyonu kararının gereği yapıldı mı, gasp edilen destek primleri ne zaman geri ödenecek?
Takipçisi Olacağız!
Ve inanılması güç ama O hala direniyordu. Dönüş yolunda giderek içimi kaplayan isyan duygusuyla sesleniyorum:
Dağ başındaki o zor koşullarda, bunca haksızlığa onca yıldır katlanan bu yaralı kekliğin elini bırakıp ayağını öpmek gerekmez mi?
Verdiği hukuk mücadelesiyle Barolarımızın, yetiştirdiği evlat nedeniyle eğitim kurumlarımızın övgüsünü fazlasıyla hak etmiyor mu?
Sana söz, yaralı keklik! Bilesin ki, bundan sonra uğrayacağın en ufak haksızlığı derhal kamuoyuna duyuracak ve takipçisi olacağız.
Yusuf Çelik-Mersin

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA