İLYAS GÜMRÜKÇÜ / TRABZON

Türkiye’nin, ekonomik ve siyasi politikalarında Asya’ya yöneliş devam ediyor. Suriye’deki iç savaşın durdurulmasında Rusya ve İran’la işbirliği içinde olan Türkiye, Çin ve Hindistan gibi Asya’nın dev ekonomileriyle de işbirliğini artırıyor.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan ile Türkiye’nin dış ticaretini, Asya ülkeleri ile olan ticari ilişkilerimizi, sorunları ve çözüm önerilerini konuştuk.

AB’DE ISRAR DOĞRU DEĞİL

| Genel olarak baktığımız zaman Türkiye’nin dış ticaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büyük sıkıntıların olduğu ve özellikle etrafımızın ateşle çevrili olduğu bu koşullarda 2023’te hedeflenen 500 milyar dolarlık hedefe ulaşılması mümkün görünmüyor. Bu hedefe ve daha yukarılara çıkabilmek için ilk önce etrafımızın stabil olması gerekiyor. Geçen yıla baktığımızda bugün Rusya ile olan ticari ilişkilerimiz daha iyi ve daha üst seviyede seyrediyor. Türkiye’nin bir an önce bu sorunları çözmesi gerekiyor. Avrupa devletleri ile Türkiye arasında da bir ekonomik savaş söz konusu. Avrupa devletleri Türkiye’nin önünü kesmek istiyor. Avrupa’da ısrar edilmesi Türkiye’ye fazla bir şey kazandırmıyor. Türkiye’yi yeni pazarlara yönlendirmek lazım. Rakamlara baktığımız zaman, Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerinde ve asya pazarlarında olmadığını açık bir şekilde görüyoruz. Biz asya pazarına bir mal soktuğumuz zaman, diğer ülkelerin asya pazarına sokmuş olduğu aynı üretim malları birden ikinci sıraya düşüyor. Bunu bizzat oralara giderek gözlemledik. Biz hala yeni İpek Yolu’nda yer almış değiliz.

| Türkiye’nin İpek Yolu’nda tam olarak yer almamasının sebebi nedir?

Bunun asıl nedeni hala Avrupa’da oyalanmamız ve Avrupa’nın bizi oyalaması. Avrupa ülkeleri bizi oyalarken kendileri Asya pazarına giriyor. Ve biz hala Avrupa’da oyalanıp duruyoruz. Bunu daha fazla konuşmaya gerek var mı?
 
ASYA İLE İŞBİRLİĞİ ŞART

| Peki Asya ülkeleri ile olan ticari ilişkiler?

Birden Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkileri kesemeyiz. Bu doğrudur. Ama AB ısrarımızdan vazgeçip Asya ülkeleri ile iyi ilişkiler kurmak zorundayız. Niçin? Tabiki Türkiye’nin geleceği için. AB, her gün bizi hakir gördüğü zaman ben bir Türk vatandaşı olarak bundan üzüntü duyuyorum. Beni istemeyeni bende istememeliyim.

Her seferinde Türkiye’nin jeopolitik önemi olduğu vurgulanır, ama ne yazık ki bu jeopolitik önem bu güne kadar kullanılmamış. Jeopolitik olarak kullanılması ne demek? Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasında bir istasyon olması demek. Yani hem yatırım yönünden hem de pazarlama yönünden Türkiye’nin merkez olması demek.

ÇÖZÜM MİLLİ HÜKÜMET

| Çözüm öneriniz nedir?

Çözüm, yukarıda anlattım eksen ve sorunlar etrafında, bir Milli Mutabakat Hükümeti ile olur. Ya da iktidar ve muhalefeti ile dış güçlere karşı bir devlet olgusu ile beraber hareket etmekten geçer. Türkiye bu girtaptan ancak böyle kurtulur. Bunun altını da özellikle çizmek istiyorum. Bahsettiğim bu Milli Mutabakat Hükümet’inde alınan kararlar firmaların, işadamlarının menfaatleri yönünde değil, kişilerin değil, ülkenin lehine olacak. Kişi zenginliği düşünülmeyecek ülkenin zenginliği düşünülecek. Özel teşebbüsün yatırım yapmadığı yerde devreye devletin girmesi lazım. Türkiye, üretime dayalı bir ekonomik politikaya dönmeli. Eğitim politikasını da bu üretim ekonomisine göre düzenlemeli. Eğitim milli duygulara ve milli politikalara göre yeniden gözden geçirilmelidir. Bir çocuk eğitilirken devlet duygusu ve ülke menfaatinin her şeyin üzerinde olduğu ona aşılanmalıdır.