Türkiye’nin her tarafı özellikle yaz aylarında tam bir para tuzağı haline gelmiş.

Biz ne ara bu hale geldik!

Turizm ayağına resmen soygun yapılıyor.

Şurası burası dememe gerek yok.

Sanki herkes bir köşeyi tutmuş, tutturabildiğine iş yapıyor.

***

Tarihi bir mekanı ziyaret ediyorsun, insani bir ihtiyaç doğuyor ama tuvalete giriş ücreti 5 TL.

‘Bir tarihi hava alayım, çocuklara da memleketteki tarih kokan alanları göstereyim,

Onlara tarih bilincini aşılayayım’ derseniz de 50 TL’ye varan giriş ücreti ödemeden hiçbir şey göremezsiniz.

Belki 10 belki 15 dakika bakıp çıkacaksınız.

Bunun için bile yüksek bedeller ödemek zorundasınız.

Zaten ailecek girip gezmek isterseniz epey pahalıya patlar.

***

Dedim ya, her taraf bu şekilde…

Daha geçen gün haberler de izledim, Alaçatı’nın bazı yerlerinde plaja giriş 50 TL, hamburger ise 200 TL.

Çeşme de su 6 TL. Hani şu marketten 50 kuruşa aldığımız su.

Turizm daha çok para kazanma ya da insanları kandırma mantığı ile gelişmez.

Yabancı turistlerin ülkemize daha az geldiği ve yerli turistlerin daha da arttığı şu dönemlerde

bunlar yapılmaz.

Hadi yabancıları turist diye kazıkladınız ve uzaklaştırdınız.

Elinizde kalan son tercih yerli turistte kaçarsa ne yapacaksınız?

***

Tarsus’ta Şelale civarında çok bilinen bir restoranın önüne, altını tekrar çizeyim önüne aracımı park ediyorum; adamın biri gelip otopark parası istiyor.

‘Restorana geldim’ desem de ‘Buralar ücretli’ deyip o parayı istiyor sizden.

Bu uygulama hala devam ediyor mu bilmiyorum ama ‘memleket ne hale gelmiş’ dedirten daha neler var neler.

Ailenizle bir piknik yapmaya karar verdiniz.

‘Tuvaleti, suyu, masası olan bir yer olsun’ deme hakkınız yok.

Çünkü devletin malı olan bu yerlere de giriş ücretli.

Tamam; masrafların karşılanması için ve bazı hizmetleri alabilmemiz için ücretli olması olağan karşılanabilir.

Ama buralar devletin malı ise vatandaşın girmesi içinde sembolik bir ücret alınır.

Tıpkı Gaziantep’deki Dülük Baba Mesire Alanın da olduğu gibi.

Serkan TULTAK

22.08.2017 serkantultak@gmail.com