Gayri-Nizami savaş sistemleri geliştikçe, CIA’nın yapıp ettikleri önemli kazanımlar sağlıyordu.

Amerikan devleti güçlü oldukça, CIA’nın şantajları, provokasyonları, medya manipülasyonları ve cinayetlerle kolayca yol alabiliyordu.
Amerika İran ile savaşını Türkiye’nin içine mezhep savaşı olarak yansıtabiliyordu. Eskisi kadar olmasa da halen öyledir.
Amerikan Dışişleri Bakanı Tillerson, şu sıralar Batı Asya ülkelerini ziyaret ediyor. Tabi başta Suudi Arabistan’ı…
Batı Asya’daki kirli vekalet savaşlarını Suudi Arabistan’a finanse ettirdiği için bu ziyaret önemlidir.
Amerika sadece kirli savaşlarının finansmanını yaptırmıyor. Aynı zamanda, İsrail’in askeri giderlerinin finansmanını da Suudilere yaptırtıyor.
İlk yurt dışı görev ziyaretini Türkiye’ye yapan, CIA Başkanı Mike Pompeo CIA’nın yeni görevlerini açıkladı.
Ponpeo “CIA Batı Asya’da daha fazla eleman istihdam edecek ve daha da sertleşecek” dedi.
Önce daha fazla eleman istihdam meselesine açıklık getirelim.
Madem Amerika cephe savaşı ve ülke işgallerinde vaz geçti ve kirli vekalet savaşlarına ağırlık verdi. Bu şartlarda, ABD Haber Alma Teşkilatının güçlü olması gerekir.
Çünkü ülkelerin içindeki etnik veya mezhepsel gurupları birbirine kırdırmak için daha fazla CIA elemanı gerekecektir.
CIA’nın faaliyet gösterdiği ülkeden eleman devşirdiğini artık biliyoruz.
CIA Türkiye’den eleman devşirirken hangi kriterleri öne çıkarıyor derseniz, ABD’nin bölge stratejisine bakmak gerek.
ABD’nin bölgedeki önceliği; bölgenin iki ulus devleti İran ve Türkiye’yi parçalamaktır. Bu stratejiye uygun eleman devşirilmesi gerekir.
Bu dönemde, CIA’ya, Alevi Sünni ayrıştırmacılığını gerçekleştirecek niteliklere sahip eleman gerekir.
Mezhepçiliği öne çıkaran karakterler, CIA için önemlidir. Mezhepçiler CIA’dan görev talebinde sıraya girerler.
Bundan başka, Batı yaşam tarzı tartışılamaz, Medeni Dünya’dan kopmayalım diyen bağımsızlığa değer vermeyen, vatanı satacak kadar bireyselleşmiş kişiler, CIA için makbul kişilerdir.
Öte yandan, CIA’nın medya manipülasyonlarını yapacak yeni manipülasyon yöntemleri uygulayabilecek elemanlara ihtiyacı vardır.
Sertleşme meselesine gelince, meşruiyeti göz ardı edeceğim demek istiyor. Madem ki, ABD çıkarlarına karşı dünya ölçeğinde bir karşı çıkış var, ben de(CIA) sertleşeceğim diyor.
Daha fazla insan öldüreceğim ve kimseye de hesap vermeyeceğim demek istiyor.
Sertleşme planından şunu da çıkarabiliriz. Devlet başkanları veya yöneticilerine suikastlar yapabilirim demek istiyor.
Amerika için yenilgiler derinleştikçe, meşruiyet sınırlarını, uluslar arası hukuku hiçe sayması beklenmelidir.
Mesela, Irak’ın bölünmesi işi tersine döndüğüne göre, bu işin başını da Abadi çektiğine göre, Abadi veya bir başkası kurban edilebilir.

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusal.com.tr