Mersinli ressam Nazife Bilgin Hazar, bir süredir cadde üzerindeki apartmanların duvarlarını resimlerle süslüyor. Seçtiği resimler de genellikle yerli veya yabancı tanınmış ressamların tabloları. Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’, Neşet Günal’ın Toprak Adamları serisinden eserler, Johannes Vermeer’in ‘İnci Küpeli Kız’ tablosu gibi. Ve tabii ki Frida Kahlo’nun portresi… İlçe sakinleri bu sayede Frida Kahlo’ya bayağı aşina olmuşlar. Öyle ki, artık yolcular şoföre “Beni Frida Kahlo’da indirin” diyorlarmış. Kim bilir, bakarsınız belediye de bir gün o durağa o ismi verir.

Röportaj için buluşma yerine vardığımızda, onu itfaiyecilerin de kullandığı o bildik aracın tepesinde bulduk. Sağır bir duvara çizdiği pencereleri dantel perdelerle süslüyordu. Hem de üzerine “kuş kondurarak”. O aracın ucundaki küçücük kabinde, kocaman resimler yapmak nasıl bir iştir? İnsanın başı dönmez mi? Ara sıra, şöyle biraz geri gidip eserine bakmak istemez mi?

Nazife Bilgin Hazar’ın başı hiç dönmüyor. Çünkü “ressam olma” sürecinin ardında, 48 yaşında başlayan inanılmaz bir azim ve başarı öyküsü yatıyor. Nazife hanım, çocuklarını büyüttükten sonra, çocuğu yaşındakilerle beraber dershanelere gitmiş, sınavlara girmiş ve MEÜ Güzel Sanatlar Fakültesini kazanmayı başarmış. Kazanmak bir yana, sıkı durun, birincilikle de bitirmiş.           

Neden duvar resmi?         

“En büyük hayalim duvar resimleri yapmaktı. Toroslar Belediyesinin katkılarıyla bu hayalim gerçekleşti. Hayvan barınaklarının, cezaevlerinin duvarlarından sonra apartmanlara geçtim. Aslında tüm Mersin’i bir açık hava sanat müzesi haline getirmek istiyorum”

Figürlerin seçimine kendisi mi karar veriyor, apartman sakinlerine mi soruyor?

            “Benim seçimime saygı duyuyorlar. Bu aynı zamanda bir eğitim. Örneğin Osman Hamdi Bey’in kim olduğunu öğreniyorlar. İnternetten Frida Kahlo’yu araştırıyorlar. Bu evin duvarında ise hep çok sevdiğim kırmızı panjurlar ve dantelli perdeleri çalıştım ve ilk kez de kendi ismimi yazdım”

Başka şehirlerden de talep alıyor mu?

“Hem de nasıl! Uzak olduğu halde Mardin’den bile istiyorlar. Ancak Mardin’in tarihi dokusuna çok dikkat etmek gerek”

Son bir mesajı var mı?

Bana Atatürk’ün resmini yapmayacak mısın diye soruyorlar. En çok istediğim şey atamız ve bayrağımızı birlikte çalışmak. Ama bunun için çok uygun bir yer bulmalıyım, araştırıyorum. Büyük önderimizin dediği gibi “Sanatsız bir toplumun, hayat damarlarından biri kopmuş demektir”.                                                                                                                                                                                                                              

Şadiye Zeyneloğlu Çelik -MERSİN