Av.İzzet Uludağ'ın Kaleminden

BU 2017 YILI 1 MAYISI'NDA İSTİKLAL SAVAŞI GÜNLERİNDEYİZ!

Artık bugün itibari ile ABD, kara gücü PKK/PYD, IŞİD ve devletimiz içinde gizli örgütlenen, 15 Temmuz 2016'da darbe girişiminde bulunan FETÖ ele ele vererek Suriye'nin kuzeyinden tankıyla topuyla TÜRKİYE sınırına dayanmıştır.

Tehlike açıktır ve bu seytanī güçler, BÜYÜK KÜRDİSTAN'ı gösteren, bölünmüş parçalanmış TÜRKİYE, IRAK ve SURİYE haritalarıyla ne yapmak istediklerini açıkça ilan ederek kapımıza kadar ilerlemiş ve bölgede yarattıkları cehennemin ateşi, ortalığı daha da ısıtmaya başlamıştır.

EGE'de 15 adamız ve 152 adacığımız gözlerimizin önünde uluslararası hukuk açıkça çiğnenerek her geçen gün YUNANİSTAN tarafından neredeyse yeniden işgal edilmektedir. Bu adalar, yine uluslararası hukuka ve LOZAN Antlaşmasına aykırı olarak silahlandırılmakta, bu adalara milis güçleri yerleştirilmektedir.

KIBRIS, bu karanlık durumdan yararlanılarak yeniden ENOSİS hayata geçirilerek, KIBRIS TÜRKÜ'NÜN adada yaşayamayacağı, barınamayacağı bir coğrafyaya açıkça dönüştürülmektedir. KIBRIS'ın EGE'deki adalarımız gibi YUNANİSTAN'a fiilen ve resmen bağlanması planları dahilindedir.

TEHLİKE BÜYÜKTÜR!

Bu 3 taraftan jeopolitik olarak kuşatılmış olduğumuz bir durumda ülkemizde iç çekişmelerin aynen 1919 yılında olduğu gibi en alt düzeye indirilmesi, esas dikkatimizi ve odaklanmamızı ABD VE İSRAİL'den ve diğer dostlarından gelecek olan bu yoğunlaşmış dağıtıcı ve bölücü saldırıya çevirmemiz en acil tarihi bir görevdir. .

Bu nedenle hükumeti, muhalefeti, iş adamlarını, emekçiler, işçiler başta olmak üzere her kesimden yurttaşımızı bu açık tehlikeye karşı öncelikle uyanık olmaya ve iş işten geçmeden önlem almaya çağırıyoruz.

BÜTÜN TÜRK MİLLETİ OLARAK BUGÜNKÜ ACİL GÖREVİMİZ :

Kenetlenmek, başta ABD VE İSRAİL olmak üzere PKK/PYD ve FETÖ vb terör örgütlerine ve ülkenin bir karış toprağına göz diken her güce karşı birleşmektir.

Her alanda Türk Milli Devleti'nin ve Türk Milleti'nin hayati çıkarlarını ön planda tutarak, bölgemize ve ülkemize dayatılan bu belaları komşu ülke ve devletleriyle en sıkı biçimde, hiç bir ön koşul öne sürmeden bir araya gelmektir.

Ancak bu yolla bizi, IRAK ve SURİYE'yi bölmek ve her ülkede çok sayıda etnik veya mezhebe dayalı devletçik kurmak isteyen ABD/İSRAİL ve kara güçlerine direnebilir, toprak bütünlüğümüzü sağlayabiliriz.

Bu şer güçlerini, hayatımızdan ve bölgeden def etmenin biricik yolu da budur.

1968 gençliğinin şu sloganı hala kulaklarımda çınlamaktadır:

"Tanklarıyla, toplarıyla gelseler dahi, BAĞIMSIZ olacak Türk'ün ülkesi'".

KURTULUŞ BURADADIR.

Bize 2017 yılı 1 MAYIS emekçiler günü de bu görevi vermektedir.

Çünkü 1 MAYIS, öncelikle emekçinin bağımsız bir devlete ve üzerinde özgürce üretim yapıp huzur içinde yaşayacağı bir VATANa sahip olması için mücadele günüdür.

1 MAYIS ancak emperyalist kuşatmaya karşı mücadele içinde coşku ve anlam kazanacaktır.

KUTLU OLSUN!