Mersin İYİ Parti Milletvekili Adayı Osman Yılmaz, Mersin’in tarım, turizm, lojistik ve sanayi bakımlarından Türkiye’nin en rekabetçi şehri olması gerektiğini belirttirtti. . Yılmaz, “ Maalesef en rekabetçi şehir değiliz. Mersin’in en temel problemi kötü yönetimdir” dedi. Ayrıca Yılmaz, , 24 Haziran seçimlerinin Türk siyasi tarihinde yeni bir beyaz sayfa açacağını öne sürerek AKP iktidarının artık ömrünü tamamladığını söyledi.

“AKP İKTİDARININ ÖMRÜ TAMAMLANDI”

İYİ Parti milletvekili Adayı Osman Yılmaz, 24 Haziran seçim öncesi çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ülkede yaşanan tüm süreçlere kaygısı olduğunu dile getiren Yılmaz, “ Hukukun üstünlüğünün AKP’li hakim ve savcıların vicdanına terk edilirken, medyada uygulanan tek seslilik, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, milletin iradesinin milletin meclisinden sarayın odalarına taşınması, bitmek bilmeyen OHAL yönetimi ve ekonominin içerisine girdiği darboğaz kısacası ülkede yaşanan tüm bu süreçlere ilişkin ciddi kaygılarım var. Ülkede adeta bir korku iklimi var. Ahmet ARİF’in bir şiirinde dile getirdiği gibi; “Akşamları erken iniyor ülkemize, bu böyle devam ederse Ejderha olsak kar etmez.  Ne kavgada ustalığımız,  Ne de çatal yürek civan oluşumuz.” Anlayacağınız son bir cesaretimi topladım ve cesur insanların mücadelesine omuz vermek için meydana çıktım. Çünkü biliyorum ki cesarette tıpkı diğer duygular gibi bulaşıcıdır.  Bu süreçte tüm Türkiye’ye Mersin’lilerin ne kadar cesur olduğunu göstermek istedim. Evet, Milletin Adayı Meral Akşener ile omuz omuza; cesareti ve umudu örgütlemek için milletin vekilliğine adayım. Ve başı Toroslar kadar dik, gönlü Çukurova kadar engin, cesareti o son Yörük çadırını koruyacak, bacasını tüttürecek kadar yüksek olan Mersin’lilerin beni vekili olarak seçmek isteyeceğine inanıyorum” dedi.

“MERSİN HALKI KENTLER ARASINDA EŞİTSİZLİĞİN KURBANI” 

AKP iktidarı döneminde Mersin halkının kentler arasında eşitsizliğin kurbanı olduğunu belirten Yılmaz,  ülkede ortaya konan büyüme ve sözü edilen kalkınma rakamlarının Marmara bölgesi ile bazı Batı illerinin dışına taşınamadığını söyledi.  Yılmaz, İstanbul’un gündemi ile Mersin’in, Diyarbakır’ın, Trabzon’un gündeminin asla bir olmadığını dolayısıyla büyüme ve kalkınma rakamlarının bu yörelerde anlamını kaybederek işsizlik ve yoksulluğun yapısal bir hale geldiğini öne sürdü. Türkiye’nin orta gelir tuzağına saplanmasının nedenlerinden birinin de bahsettiği eşitsizlikten kaynaklandığını ifade eden Yılmaz, “ İstanbul’a sıkışmış olan kalkınma ve büyümeyi başkaca metropol kentlere taşıyamadıktan sonra Türkiye’nin göç, yoksulluk, işsizlik, trafik, kentleşme gibi artık kronikleşen sorunlarına asla sürdürülebilir çözümler bulunamayacak” dedi.

“HAKKIMIZI ALSAK YETERLİ”

Mersin’in en temel problemi kötü yönetimdir. Bunun da sorduğunuz gibi kısa orta ve uzun vadede sorunlara sebep oluyor. Yatırımlarımızı tamamlayabilmemiz için, şimdilik fazla bir şeye ihtiyacımız yok. Hakkımızı alsak yeterli. Biz iktidara geldiğimizde geçmişte eksik ödenenler ile birlikte hakkımızı alacağız.Yoksa; Mersin’in kendi koşullarından kaynaklı hiçbir dezavantajı yok. Tarım, Turizm, Lojistik ve Sanayi bakımlarından Türkiye’nin en rekabetçi şehri olması gerekir, ama maalesef değil. Bu konuda yapılması gereken çalışmalar ise belli, Mersin ekonomi platformu ve altındaki iş kollarının yapmış oldukları çalışmalar var bunları biliyorum. Bunları hızlıca uygulamaya almak gerekiyor. Ben yeni bir proje geliştirmek için uğraşmayacağım, fizibilite falan uzun iş. Zaten sektörün çalıştığı ve bildiği konular. Ben bunların bir an önce uygulamaya geçilmesi için çalışacağım. Özellikle başlanmış ve yarım kalmış olan işleri tamamlanması için uğraşacağım diye konuştu.

MERSİN GÜNEŞ’İN BAŞKENTİ OLMALIDIR!

Yılmaz, “Mersin limanı ülkenin kapitalizme eklemlenmesinde önemli bir misyon üstlenmiştir. Nitekim bu üstünlük 2000’li yılların başlarına kadar sürmüştür. Sonraki süreçte yapısal güncellemelerin gerçekleştirilememesi, orta teknolojiden yüksek teknolojiye geçilememesi, nitelikli göç verip niteliksiz göç alması, kentleşme ve çevre yönetimi konularında yetersiz kalınması Mersin’in bugünkü içler acısı durumunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Şayet Mersin yeniden keşfedilirse Türk kalkınmasının yeni dinamosu olabilir. Bunun için Mersin’in ulaşım ağlarını geliştirmeli, enerji politikalarında Türkiye’ye öncü olmalı ve her alanda iklim değişikliğini dikkate alan sürdürülebilir bir üretim modelini hayata geçirmelidir. Mersin yeşil ekonomi potansiyelini değerlendirilmeli, yenilenebilir enerji alanında Mersin’in ihtisaslaşması sağlanmalıdır. Mersin’de güneş panelleri ve rüzgar gülleri yerli teknoloji, yerli mühendislik ve yerli malzeme ile üretilmelidir. Yeni dünya düzeni petrolden temizlenmekte elektrik enerjisine odaklanmaktadır. Mersin’de elektrikli halk otobüsleri, ticari ve özel araçlar hatta ve hatta elektrikli traktörler üretilmelidir. Bunun ile ilgili üniversite sanayi yerel yönetimler ve merkezi idare işbirliği oluşturulmalı, yeterli ARGE ekosistemi hazırlanmalıdır. Bu şartlar altında nitelikli sosyal sermaye tekrar bölgeye çekilebilecektir. Yalnız bu kadar da değil. Mersin güneş panellerinde ve elektrikli araçlarda depolama teknolojilerinin geliştirilmesi adına da önemli bir üs olmalıdır. Çatılarda üretilen elektriği depolamak, araba pili üretmek demek Mersin’e yabancı yatırımcının adeta yağmur gibi yağması demektir. Kısacası yenilenebilir enerji siyasaları ile

Mersin Güneş’in başkenti olmalıdır”   

 Son olarak milletvekili adayı Osman Yılmaz, “Aslına bakarsanız daha Mersin için hiçbir şey anlatamadım. Daha Mersin için yapılabilecek çok şey, Mersin için söyleyecek daha çok sözümüz var. Bunlara dair bir küçük ipucu vermiş oldum. Başkaca yapılması gerekenleri de insanlarımızı dinleyerek, kurumsal işbirliklerini artırarak ve birlikte çalışarak öğreneceğiz. Ben Mersin’i seviyorum ve Mersin’e inanıyorum. Kendime, Mersin’e ve Mersin’lilere güveniyorum. Umudu ve Cesareti örgütleyenler merak etmesin; Mersin İYİ olacak. Türkiye İYİ olacak” ifadelerini kullandı.