ÜRETİMDE MARKALAŞMAK ÖNEMLİ 

Markalaşmanın önemine dikkat çeken Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Mersin’in narenciyede büyük bir potansiyeli bulunmasına karşın ihracatta İspanya ürünleri ile rekabet edemediğini söyledi. “Demek ki üretmek yeterli değil” diyen Özdemir, “Ürünü markalaştırarak ona pazar, katma değer ve itibar aşılamak gerekiyor. Ancak bu bilinci oluşturabildiğimiz zaman Mersinli firmalarımız ‘dünyanın en değerli markaları’, kentimiz de ‘marka şehirler’ listesinde kendisine yer bulabilecektir” dedi. 

Forbes Dergisi tarafından ‘Dünyanın En Değerli 100 Markası’ açıklandı. İlk 10 markanın toplam marka değeri,824 milyar dolarla neredeyse Türkiye’nin milli gelirine eşit oldu. Ayrıca ilk yüz listesinden 54 markası bulunan ABD ise ihracat hacmi olarak Türkiye'nin 10 katı. Markanın bu kadar önemli olduğu rakamlarla ortadayken; marka tescilinde komşu illerle bile rekabet edemediğimizi belirten Özdemir, “Bir şehrin marka olması, sahip olduğu markaların sayısı ve değeri ile yakından ilişkilidir. Türk Patent ve Marka Kurumu verilerine göre; son 5 yılda Mersin'de 4 bin 635 marka tescili yapıldı. Bu rakam, daha önceki 18 yılda gerçekleştirilen toplam marka tescil sayısından daha fazla. Bu olumlu gelişmeye rağmen, son 5 yılda ülkemizde 372 bin marka tescil edildiğini göz ardı etmemek gerekir. Yani, Mersin'in payı sadece yüzde 1. Aynı dönemde Gaziantep, Antalya ve Konya gibi rekabet içerisinde olduğumuz çevre iller iki katımızdan daha fazla marka tescili yapmışlar” dedi. 

Marka tescili sıralamasında Mersin’in 12. sırada olduğunu belirten Abdullah Özdemir, ihracatta da kentin geriye düştüğünü söyledi. Özdemir, marka yarışında geri kalınmaması  için yeni ve kaliteli marka sayısını artırılması gerektiğini ifade etti. Marka kavramını örnekle açıklayan MTB Başkanı Özdemir, “Bugün dünyanın en değerli markalarından olan Amazon şirketinin kurucusu JeffBezos marka kavramını şu şekilde tanımlıyor: ‘Markanız, siz odada yokken başkalarının sizin hakkınızda ne söylediğidir” dedi. 

Markalaşan şirketlerin öncelikle şehirlere sonrasında ise ülke kalkınmasına etki ettiğini belirten Özdemir, “Örneğin narenciye hem ülkemizin tarımsal ihracatı hem de Mersin ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. Fakat bu alanda bir marka haline gelen İspanya ürünleri ile ihracatta maalesef rekabet edemiyoruz. Ürünlerimizi İspanya'nın ancak yarı fiyatına satarak bu pazarda yer bulabiliyoruz. Bu da demek oluyor ki bir ürünü sadece üretmek yeterli değil. O ürünü markalaştırarak ona pazar, katma değer ve itibar aşılamak gerekiyor. Ancak bu bilinci oluşturabildiğimiz zaman Mersin'li firmalarımız ‘dünyanın en değerli markaları’, kentimiz de ‘marka şehirler’ listesinde kendisine yer bulabilecektir” dedi.