KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, vefatının 7. yılında anılacak. Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş, ‘Tüm halkımız ‘Denktaş olsaydı böyle olmazdı’ demeye devam ediyor’ dedi

Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin lideri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş vefatının 7. yılında anılıyor.

KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Denktaş ile çok yakından çalışma fırsatı olduğunu anımsatarak, Denktaş ile 1976 seçimlerinden ölünceye kadar yakın ilişki içerisinde olduğunu dile getirdi. “Denktaş ile bazen siyasette rakip olduk ama ulusal davada hep beraber olduk” diyen Eroğlu, “Gün geldi oğlu ile ters düştük. Oğlu başka parti kurdu. Bunlara rağmen ölünceye kadar beraber olduk. Ölürken de yanında ben vardım. Kendisine olan sevgimin, saygımın ne kadar büyük olduğunu söylemeye gerek yok” diye konuştu.

‘UNUTULMAYACAK’

Denktaş’tan çok şey öğrendiğini belirten Eroğlu, Kıbrıs Türk halkına vatan, millet sevgisini Denktaş’ın kurduğu partide uzun yıllar devam ettirdiğini vurguladı. Derviş Eroğlu, Denktaş ile Kıbrıs konusunda hiç ayrılığının olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Kıbrıs sorununda o günkü politikamızı bugün de devam ettiriyoruz. Bir devlet kurmanın ne kadar zor olduğunu, bir devletin yaşatılmasının da kolay olmadığını bilen kişiler olarak, kurmuş olduğumuz devlete sahip çıkılması gerektiğini savunan bir kişiyim. Denktaş’ta kurulan bir devletin yaşatılmasını savunan biriydi. Kıbrıs Türk halkı unutmamıştır ve unutmayacaktır. Liderler kolay yetişmez. Hep hatırlanacaktır.”

‘TÜRKİYE İLE BERABER YÜRÜTTÜ’

Rauf Denktaş’ın oğlu ve KKTC Maliye Bakanı Serdar Denktaş da babasının dava adamı olduğunu belirterek, “Davası için uğraş verdiği dönemde 6 çocuğunun 3’ünü kaybetti” dedi. Denktaş, babasının bütün o acılı dönemlerini Kıbrıs Türk halkının davasına dört elle sarılarak atlatmayı başardığını, mücadelesini son nefesine kadar devam ettirdiğini söyledi. Denktaş, babasını şu ifadelerle anlattı: “Gerek Kıbrıs’tan gerek Türkiye’den birçok insanın onunla ilgili mutlaka bir hatırası olduğunu görüyoruz. Kıbrıs sorununu Türkiye ile birlikte en iyi şekilde yürüten liderdi. O dönemde muhaliflerinin ‘Türkiye’yi Kıbrıs konusunda Denktaş yönetiyor’ diye şikayet ettiği bir liderdi. Kıbrıs Türkü’nün adadaki eşitliğini sağlamak için ortaya koyduğu mücadele, geleceğimizi teminat altına almak için ortaya koyduğu mücadele hiç unutulmayacak. KKTC’yi dünya tanımasa bile bizlere bıraktığı en büyük mirastır. Bu mirası daha da ileri seviyeye taşımak için bizler ve bizden sonraki nesiller ellerinden geleni yapacaktır.” Denktaş’ın evdeki babalık görevine çok zaman ayıramamasına rağmen kendileri için sığınılacak bir liman olarak gördüklerini dile getiren Serdar Denktaş, “Tüm halkımız ‘Denktaş olsaydı bu böyle olmazdı’ demeye devam ediyor. Bu da bizim için en büyük onur, en büyük gurur. Rahmetle, özlemle, sevgiyle anıyoruz” dedi.

'KIBRIS TÜRKÜNÜN YOK EDİLMESİNİ ÖNLEDİ'

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın 7’nci ölüm yıl dönümü nedeniyle Aydınlık’a açıklamalarda bulundu. Her şeyden önce Rauf Denktaş’ın büyük mücadeleci bir insan olduğunu belirten Kundakçı, “Sayın Denktaş; Kıbrıs Türkünün Kıbrıs’ta ezilmesine, yok edilmesine ilk defa karşı koyanlardan birisidir. Dr. Fazıl Küçük ile birlikte Rauf Denktaş o zaman büyük bir mücadelenin içine atılmışlardır. Rauf Denktaş’ın özellikle hukuk bilgisi ve ayrıca mücadele azmi, kararlılığı gerçekten bu mücadeleden Kıbrıs Türkünün başarıya ulaşmasında çok büyük rol oynamıştır” ifadelerini kullandı.

MÜCADELESİNİ ÖLÜMÜNE KADAR SÜRDÜRDÜ

Rauf Denktaş’ın unutulmaz bir lider olduğunu çünkü Kıbrıs Türkünün yok edilmesini önleyip KKTC’yi kurduğunu bildiren Kundakçı şunları söyledi: “Rauf Denktaş kurucu bir başkandır. Kendisini unutmak mümkün değildir. Kıbrıs Türkünün de onun düşüncesini aynen sürdürmesi, Türkiye’deki bütün yetkililerin de onun düşüncesini paylaşmaları gerekmektedir. Rauf Denktaş, her mücadelenin içinde olmuştur. 1948’lerden itibaren ölünceye kadar bu mücadelesini sürdürmüştür. Onu unutmak mümkün değildir.”

Aydınlık Gazetesi