BATI'cı çok bilmişler, ülkenin sorunlarının çözümü için sihirli değneği eninde sonunda icat ettiler.

"Çağdaş, demokratik parlamenter sistem!"
Elbette ülkemizin çağdaş, demokratik olması önemlidir.
150 yıldır verdiğimiz mücadele, parlamenter sistem içinde demokratik bir yapıya kavuşmaktır zaten.
Cumhurbaşkanlığı sistemi, yapımıza da uymuyor, hükümet ile milletin uyumunu da bozuyor.
Bunlar doğrudur.
Biz yani ülkemiz son üç yıla kadar, esasen parlamenter bir sistemle yönetiliyordu, ülke içinde sıkıntı bitmiyor, aksine her geçen gün daha da artıyordu.
Sadece içinde bulunduğumuz bu durum bile, bize çözüm diye ileri sunulan soyut bir parlamenter sistemin sorunları çözeceği iddiasını havada bırakıyor.
"Bu sistem, hangi alt yapının üstüne oturacaktır?" sorusu BATI'cı enteller tarafından hep geçiştirilmistir. Ama esas sorun da buradadır.
Atatürk'ün ölümünden ve dünyanın tepesine iki atom bombası atılmasından sonra ülkemiz de şirazeden çıktı.
ABD'nin, yani BATI'nın denetimine girdi.
O günden bugüne elimiz kolumuz bağlandı, Atatürk'ten ve bağımsız ekonomik sistemden, millî kültürden uzaklaştırıldık.
Bu süreç, BATI'cılar tarafından hep eş geçilir.
Esas soru şudur:
"Çağdaş, demokratik, parlamenter sistem" sihirli bir değnek mi?
Biz yani ülkemiz, yukarıda da belirttiğim gibi Atatürk'ün ölümünden ve özellikle de BATI'nın dayatması sonucunda, hiç bir toplumsal, fikri, siyasi, ekonomik ve zihinsel vb çalışma ve hazırlık yapmadan içine itildiğimiz sihirli (!), demokratik (!) ve parlamenter sistem (!) içinden bu günlere geldik.
ABD ve Batı'nın demokrasi gazıyla, NATO yalanıyla şişirdikleri ve bizi daracık sepetine bağladıkları balondan, Atatürk'ün döneminde, sadece 15 yılda elde ettiğimiz maddi ve manevi bütün değerleri aşağıya ata ata bu günlere geldik, geride ne kaldıysa.
Kısacası,
Soyut, içi boş çözüm bir önerisidir bu.
Yapılması gereken;
ABD, AB ve Avrupa Gümrük Birliği'nin her türden tasallutundan ve dolar baskısından kurtulmadan, planlı millî ve halkçı ekonomiyi Atatürk dönemindeki gibi yeniden örgütlemeden, tarımdan yüksek teknolojiye kadar, önce Türk Milleti'nin gıda, millî güvenlik, sağlık ve eğitim vb sorunlarını çözebilmek için üretim yapmadan hiç bir şey çözülemez.
Millî üretimin nasıl yapılabileceğine dair BATI'cı cenahtan hiç bir somut öneri gelmiyor.
Çünkü ABD ve BATI'yı hedef almadan, onlardan bağımsız olmadan millî planlı üretimin yolu açılamaz, üretim yapılamaz.
BATI ve BATI'cı, ülkemizin üretmek yerine küresel sermayenin sıcak parasına mahkûm ve mecbur olmamızın ve EMPERYALİST tahakküme boyun eğmemizin devamını ister, bütün propagandası da bunların üzerinedir.
BATI tipi, soyut ve milli bağımsızlıktan uzak, içi boş ve üniter yapıyı, yerel özerklikler, kentsel özerklikler adı altında bozarak öneri sunanlar, bilin ki yeni bir BATI ve ABD formülü ile sürecin tellak değişse de aynı hamamda devamını bize dayatmaktadırlar.

Ama şurası da kesin ki, başaramayacaklar!

İnönü'nün Yıllar Önce Dediği Gibi;
"Yeni Bir Dünya Kuruluyor!" ve
Türkiye Orada Onurlu Yerini Alıyor!