1908 Devrimi’ne bakarken | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı  09:35  AVUKATLARA ‘SEÇIM VE SANDıK GÜVENLIĞI EĞITIMI’ VERILDI  09:32  81 BARO: CINSEL ISTISMARA HEP BIRLIKTE DUR DIYELIM 
1908 Devrimi’ne bakarken

 

Yaşar Erdem’in kaleminden

TARİHİ olayları, siyasi ve ekonomik süreçlerin içerisinde, birbirini etkileyen tüm gelişmeleri göz önünde bulundurarak bütüncül bir şekilde el almalıyız. Niceliğin niteliğe dönüşmesi yasasıdır, tarihsel süreçleri okurken gözden kaçırılmaması gereken. Süreçleri birbiriyle ilişki içerisinde, ancak yine tarihsel özgüllüklerini de -tabi sıçrayışları da- göz önüne alarak okumakta fayda vardır. 1908 Devrimi kategorik olarak 20. yüzyıl devrimleri arasında yer alır ve bunda 1905 Rusya ve 1906 İran’da gerçekleşen devrimlerin de etkisi vardır. 1905 Rus Devrimi Türkiye'deki 1908 Devrimi sürecini de ateşlemişti ve 1908 Devrimi; 20 yıllık zaman diliminde, Ortadoğu'yu dönüştürecek bir süreci başlatmış ve yaygınlaşmıştır.

CUMHURİYET’E UZANAN SÜREÇ 
1876 Birinci Meşrutiyet ve Namık Kemal'den, İkinci Meşrutiyet’e ve oradan da Cumhuriyet Devrimine uzanan, birbirini besleyen bir süreç vardır. Cumhuriyet Devriminin 1908 Devriminin devamı ve bir uzantısı olduğunu göstermesi anlamında, Mustafa Kemal'in sözleri önemlidir. Mustafa Kemal, 1908 Devriminin yapıldığı yıl, genç bir zabitken, arkadaşlarına devrimi tamamlama görevini belirtmekteydi: "İnkılabı ikmal etmek lazımdır. Biz bunu yapabiliriz. Evet, inkılap yapacağız. Bugüne kadar yapılan inkılap kâfi sayılmaz. Fazlasını yapacağız.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.29, s.201.)

İttihat ve Terakki Cemiyeti bir ulus devlet inşasına girişti. Dr. Doğu Perinçek'in belirttiği gibi, 1908 Devrimi, 1923 Cumhuriyet Devriminin öncüsü olmuştur: "1908 devrimi Anadolu ve Rumeli’deki halk hareketleri ve dağa çıkan Hürriyet kahramanları, Abdülhamit’i devirdiler; hürriyet getirdiler. Milliyetçilik, 1908 Devrimiyle yükselişe geçti ve özellikle Birinci Cihan Savaşında emperyalizme karşı büyük direnişlere önderlik etti. 1908 Devrimi, Cumhuriyet Devriminin yolunu açtı." 

Önder Uçar, “devrimci durum” kavramıyla 1908 ve 1923’e aynı sürecin farklı uğrakları olarak bakmayı önermektedir. (Uçar, “Türkiye’de tarih yazımı ve burjuva devrimleri: Aktaran: E. Atilla Aytekin, Burjuva Devrimi Tartışmaları Işığında 1908 ve 1923’e Bakmak- Ayrıntı Dergi.) 

Yine de 1876 ile 1908 tarihsel olaylarını birbirinin basit bir tekrarından ibaret saymak büyük bir yanılgı ve eksiklik olacaktır.

Zira 1908 devrimcilerinin politik hedefi, en basit anlamda 1876’da kabul ettirdikleri Anayasayı geri getirmek ve bu yolla devleti kurtarmaktır. (Feroz Ahmad, İttihat ve Terakki (1908 – 1914), Çev. Nuran Yavuz, 1999, İstanbul, Kaynak Yayınları.)


 
Ancak basit bürokratik taleplerin çok ötesinde olduğunu Aykut Kansu açıkça ifade etmiştir. 1908 yılında halkın istediği yetkileri kısıtlı ve denetim altında tutulan bir meclis ve Padişah’a bağımlı bir hükümet değil, tam tersine, her türlü yetkiyle donatılmış ve Padişah’la bürokrasinin üstünde olan bir meclis tarafından yönetilmekti. (Aykut Kansu, 1908 Devrimi, İletişim Yayınları, 8. Basım, İstanbul, 2017, s.3.)

“23 Temmuz'da İttihat ve Terakki Cemiyeti lideri Enver Paşa, Aralık 1876'da ilan edilip sadece 3 ay sonra feshedilen Osmanlı Anayasasının yeniden yürürlüğe koyulduğunu ilan etti. İsyan çok kısa sürede Balkanlar'daki Osmanlı ordularına yayıldı. Enver Paşa’nın bu beyanından bir gün sonra Sultan Abdülhamit meclis seçimleri yapılacağını duyurmuştu. Böylece ordusu isyan eden Abdülhamit teslim olmuştur.” (Neil Faulkner, Marksist Dünya Tarihi, Yordam Kitap.) 

1876 Anayasasının geri getirilme talebi, meclis seçimleri ile sonuçlanmıştır. 1908’de Anayasanın tekrar yürürlüğe konması ve parlamentonun açılmasını bir dizi önemli anayasa değişikliği ile ekonomi ve hukuk alanında bazı köklü dönüşümler izlemişti. 

İşte bir diğer husus 1908 ve 1923’e ilişkin çalışmaların, son dönem Osmanlı ve erken dönem Cumhuriyete dair en çok tartışılan konulardan biri olan “devamlılık veya kopuş” meselesinin gölgesinde kaldığını söylemek lazım. Osmanlı’nın Cumhuriyetin ceberut, yani cebir kullanan devlet anlamında bir devamı ve kopyası olduğu ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde feodalizm öncesi yani Asya Tipi Üretim Tarzının geçerli olduğu iddia edilen tezlere karşı, farklı bir tarihsel bakış açısının geliştirilmesinin zorunluluğuna ve önemine vurgu yapmak gereklidir tekrardan.

Aynı vurguya tekrar tekrar ihtiyaç vardır, zira 1876 Birinci Meşrutiyet ile 1908 Devrimi arasında bile bir sıçrayış varken, Şerif Mardin’in tezleriyle, tarihi ve iki devleti birbirinin birer basit kopyasına ve bürokrat sınıfların yaptığı bir tepeden inmeciliğe, tarihi ise devlet içindeki bürokratik kliklerin mücadelesine indirgemek, ne kadar sınıf perspektifi açısından bakıldığı iddia edilse bile, devrimlerin tarihsel, özgül koşulları ve toplumsal sınıfların özgül sosyolojik boyutları konusunda bir tartışmayı baştan ve daha açılmadan kapatacağı söylenebilir. Bu noktada İttihat ve Terakki Partisinin devrimdeki rolünü, onun sınıfsal karakterine bağlamak ve böylece devrimin karakterini baştan imkânsızlaştırmanın basitliğine ve çekiciliğine karşın 1908’i bir devrim olarak gören ve 19. yüzyıl boyunca gelişen özgürlükçü fikirlerle de devrim öncesi yaşanan toplumsal olaylarla da ilişkili olarak ele alan, bizim de kaynak olarak değerlendirdiğimiz Aykut Kansu gibi teorisyenlerin önemli ve değerli çalışmalarını dikkate almak lazım gelir.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA